Yandı, bitti, kül oldu
Basınımızın mümtaz kalemleri, okeye dördüncü arar gibi, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın çukurambar buluşmasında olduğu söylenen dördüncü kişiyi araya dursun, biz de hepsine inat, kendi işimize bakalım.
çocukların söylediği tekerlemeler arasında bir tanesi var ki, çok uzun zaman öncesinden düşünülüp tasarlanmış ve sanki bugünler için hazırlanmış...
"Komşu komşu!
Hu!
Oğlun geldi mi?
Geldi.
Ne getirdi?
İncik boncuk.
Kime kime?
Sana bana.
Başka kime?
Kara kediye.
Kara kedi nerede?
Ağaca çıktı.
Ağaç nerede?
Balta kesti.
Balta nerede?
Suya düştü.
Su nerede?
İnek içti.
İnek nerede?
Dağa kaçtı.
Dağ nerede?
Yandı, bitti, kül oldu..."
* * *
çocukça bir tekerleme işte diyebilirsiniz.
Koskoca dağ, yanıp bitebilir mi, yanıp biterek kül olabilir mi diye aklınızdan geçirebilirsiniz.
Ben öyle düşünürdüm evvelden.
Şimdiyse koskoca dağların yanıp bittiğini, bütünüyle kül olduğunu gördükten sonra, ancak pes diyebilirim.
Tek kelimeyle pes!
* * *
Antalya'daki büyük yangında, dört gün boyunca gece gündüz durmadan çalışan, yangın sönmeden uykuyu kendilerine haram sayan orman görevlilerine...
Yangında evlerini, ahırlarını, hayvanlarını kaybeden köylülerimize...
Uzaktan, çaresizlik içinde takip ederek elinden bir şey gelmediği için üzülenlere geçmiş olsun dileklerimizi iletmek vazifemizdir.
Allah bir daha göstermesin.
* * *
Yeni yangın söndürme helikopterleri almak için kolları sıvayan, kampanya başlatanlara da kolaylıklar diliyor, tebriklerimizi sunuyoruz.
Kayıplar sarılacaktır, zarar ziyan ödenecektir, yanan ağaçların yerine yeni fidanlar dikilecektir...
Tamam da çalışmalara bugün başlansa bile arada 60 yıllık bir kayıp bulunuyor.
O 60 yıl nasıl telafi edilecek?
Ya ormanda yanıp kül olan börtü böcekler, yabani hayvancıklar; kurdu kuşu, ayısı tilkisi? İşte onların telafi edilmesi mümkün değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.