Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Bahçeli muhibbiyim: Hadi çimin bakalım!

Bahçeli muhibbiyim: Hadi çimin bakalım!

“Çimmek” ne kelime?
Bu ülkede herkes çimiyor ama, çoğu çimdiğini bilmiyor!
Çimmek, düpedüz yıkanmak!

Yok yok, “suya girmek, su dökünmek!” Modernlik yapalım: Duş almak!
Hani meşhur Köroğlu’nun Kiziroğlu’su var ya, Kiziroğlu Mustafa Bey, orada geçer:
Ağam çim, paşam çim.. çim çim çim!

Yok o öyle değil, “Ağam kim, paşam kim, kim kim kim” idi, diyebilirsiniz. Rivayet muhtelif!
Bahçeli, işin doğrusunu söylemiş: Hükümeti veya başbakanı değiştirmek istiyorsanız, bunun yolu seçimdir. Seçimler de yaklaşıyor. Önce mahalli seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi, sonra genel seçimler...Tercih halkın, istediğini seçer, koltuğa oturtur, istemediğini alaşağı eder.
Tabii son zamanlarda nüktedanlığı tavan yapan Bahçeli, “isteyen tencere tava çalabilir, isteyen de çimebilir, o onların bileceği iş demiş.”
Geçenlerde Gezi olaylarına katılanların büyük çoğunluğunun CHP’li olduğuna dair araştırma sonucundan haberdar olduk. Buna canu gönülden inanıyorum. Neden mi?
Mesela, İstanbul’da CHP’nin son defa hakim olduğu dönemde, ki bundan galiba 20 küsur yıl öncesidir, çimmek büyük bir mesele idi.

Çünkü güzelim İstanbul, Kerbela’ya dönmüştü. CHP’li belediye beledî hizmetlerle uğraşmaktansa, belediye kaynaklarını nasıl çarçur ederiz, veya kendimize aktarırız derdindeydi.

O sıralar ne zaman İstanbul’a yolumuz düşse kendimizi kirlenmiş hissederdik. Çünkü evlere ancak haftada bir gün su verilebiliyordu. İster iç, ister çim!
Anlayacağınız, Kerbela çölü İstanbul’a göre daha sulak bir yerdi!
Şunu düşünmek beni güldürüyor: Belediye başkanına karşı bir gösteri yapılıyor. Polis de göstericilerin üzerine su sıkacak!
Bu o zaman mümkün müydü?
Bilmiyorum bu TOMA denilen cihaz o zaman icad edilmiş miydi? Edilsin edilmesin, göstericilere su sıkmak eskiden de vardı. Fakat, bunu yapmak için su lâzım, ya yoksa?
Yani demem şu ki: CHP şu sözü rahatlıkla verebilir: “Ey ahali, iktidara geldiğimizde bize karşı gösteri yapanların üzerine asla su sıkmayacağız!
Bu vaadde asla yalan ve hilaf yok, emin olun.

Peki bu İstanbul’un çaresiz derdi, “su meselesi” nasıl çözüldü?
CHP’nin son kazanma ihtimali olan adayı, Zülfü idi. hani şu şarkıcı, bestekâr, romancı, yazar vb. olan zat. O zamanlar pürheves bir siyasetçi kesilmişti.

Adam meşhur. Tam CHP’nin dişine göre. Sarıgül gibi kan uyuşmazlığı yok. CHP’li dediğin halktan uzak duracak. Dilinden halkı da düşürmeyecek. Livaneli de öylelerdendi.
Eğer, Livaneli seçimi kazansa idi, İstanbul kuraklıktan terk edilecek ve bu nüfus kalabalığına maruz kalmayacaktı. Gördünüz mü, CHP siyasetinin güzelliklerini?
Göstericilere su yokluğundan su sıkılamıyor, yine aynı sebeple İstanbul’un nüfusu olağanüstü artmıyor, kentsel dönüşüme filan da lüzum kalmıyor!

Fakat bu millet CHP’nin kıymetini hiç bir zaman bilmemiştir! Gitti, RP adayı, Tayyip Erdoğan’ı seçti.

CHP ve yandaş basını şunu bekliyordu: İlk altı ayda İstanbul susuzluktan kırılacak ve yeni başkan da bunun altında kalacak. Hatta o sıralar şöyle manşetler attılar: “Tayyip yağmur duasına çıktı!”

Tayyip yağmur duasına çıktı mı çıkmadı mı bilmiyoruz ama, kısa sayılabilecek bir süre içinde İstanbul’un su meselesini halletti. Hâlâ o altyapı İstanbul’u susuz bırakmıyor. Hatta, TOMA’lara yetecek su bulunuyor İstanbul’da!
Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin ince mizahını hak ediyor anlayacağınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi