“Firavunlar Çetesi”nin baskı ve yasakları
1928 yılında büyük mürşid Hasan el-Benna (r.a.) tarafından kurulan İhvan-ul Müslimin (Müslüman Kardeşler Teşkilatı)’nın bir asra yaklaşan tarihinde İslâm dünyasındaki en etkili İslâmî hareketlerden biri olmuştur.
Hasan el-Benna’dan sonra Seyyid Kutub, Abdülkadir Udeh, Mustafa Sibaî, Said Havva gibi çok önemli simalar çıkaran İhvan hareketi; takipler, tutuklamalar, ağır hapis cezaları, işkenceler ve idamlar gibi ağır bedeller ödemeye mahkum edilmiştir.
Bilhassa 1952 yılındaki askeri darbe ile Melik Faruk’un devrilip cumhuriyetin ilan edilmesi sonrasında İhvan üzerine acımasızca gidildi. O tarihten bugüne bitmek bilmeyen askeri darbeler birbirini izledi. Darbeci general Necib Cumhurbaşkanı oldu. General Cemal Abduh Nasır, Necip’i devirdi ve ülke yönetimine el koydu. 1970’te Nasır ölünce yerine Enver Sedat geçti. 6 Ocak 1981’de bir suikast neticesi öldürüldü ve yerine eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübarek başkan oldu. 11 Şubat 2011 tarihinde halk ayaklanmaları Hüsnü Mübarek’in istifasına sebep oldu. Halk devrimi sonrası başlayan demokratikleşme sürecine öncülük eden İhvan Hareketi resmen vakıf statüsünde resmileşti. İhvan Hareketi Hürriyet ve Adalet Partisi’ni kurarak demokratikleşme sürecine katkı sağladı. Mısır tarihinde bir ilk yaşandı ve İhvan hareketinin adayı Muhammed Mursi, Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı oldu. Ancak 3 Temmuz 2013 tarihinde Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el-Sisi bir darbeyle yönetimi ele geçirdi.
Kuruluşu 1928’den 11 Şubat 2011 tarihinde gerçekleşen halk devrimine kadar gecen 83 yıllık süreçte İhvan üzerinden baskı ve yasaklar eksik olmadı. 3 Temmuz 2013 askeri darbesinden sonra ise dünya siyasi tarihine örnek olacak barışçıl gösterilerle destanlaşan şanlı bir direnişe öncülük etmiştir. Tüm bu ağır baskı ve yasaklara rağmen İhvan hareketi mücadeleyi aralıksız sürdürmüştür ve de sürdürmektedir.
İHVAN HAREKETİNİN İKTİDARI
VE GAYR-İ MEŞRU DARBE
İhvan Hareketi’nin diktatör Hüsnü Mübarek’in istifa etmek zorunda kalmasında rolü büyük olmuştur.
İhvan Hareketi ilk seçimde çeşitli halk katmanlarında kitlesel kabul bulmuştur. Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçildi ve iktidarın meşru sahibi olmayı başardı.
Ülkede ekonomik, siyasi ve sosyal enkazı devralan Muhammed Mursi “Yeni Anayasa” ve demokratikleşme ile ekonomik reformları hayata geçirme hazırlığında iken bölge üzerinde derin hesapları olan egemen güçle ile içteki muhalefet cephesinin de desteğiyle 3 Temmuz 2013 tarihinde Genelkurmay Başkanı ve aynı zamanda Savunma Bakanı olan General Abdülfettah el Sisi öncülüğünde bir askeri darbe gerçekleştirildi.
Meşru iktidarından gayr-i meşru bir darbeyle uzaklaştırılmış olan İhvan yine de meşru metotlarla mücadele etme erdemini gösterdi. Barışçıl gösterileriyle zorbaya ve zulme boyun eğmedi. İhvan’ın Nahta ve El Adeviye meydanı ile sembolleşen barışçıl gösterilerine karşılık maalesef darbecilerin emriyle toplu katliamlar ile meydanlara girildi.
Ülke genelinde gösteriler yasaklandı ve olağanüstü hal ilan edildi. 5000’den fazla ölüm ve 15 bin yaralı ile yakın tarihin en büyük katliamları gerçekleştirildi. Ağır baskı ve uygulanan zulüm ve yasaklar dönemiyle Mısır’da Firavunlar dönemine geri dönülmüş oldu.
YETKİSİZ MAHKEMENİN KARARI MEŞRU DEĞİLDİR
3 Temmuz 2013 tarihinde silahlı bir darbeyle iktidardan indirilen İhvan’ın siyasi liderleri tek tek tutuklandı; daha sonra hareketin mürşidi de tutuklanarak cezaevine atıldı.
Bugün Mısır’da devam eden baskı ve zulme yeni bir halka oluşturularak tutuklamalar ve yasaklar getirilmiştir. Mısır’da 1928 yılında Hasan El Benna tarafından kurulan, sadece Mısır’da değil aynı zamanda İslam dünyasında büyük ilgi uyandıran İhvan-ı Müslimin, (Müslüman Kardeşler Teşkilatı) hukuk dışı gizli yapılardan oluşan cunta yönetimi tarafından resmen yasaklanmıştır.
Kral Faruk ve Cemal Abdunnasır zamanında kapatılan, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde ise yasaklı olarak faaliyetlerini sürdüren İhvan, 2011’deki isyandan sonra siyasi parti kurup iktidara gelmiş, Mart 2013’te de örgüt olarak yasal dernek statüsüne kavuşmuştu.
Kahire’deki mahkemenin hakimi Muhammed el Sayid ‘İhvan ile teşkilâta bağlı tüm kuruluşların faaliyetlerinin yasaklanmasına hükmettiğini’ açıkladı. Mahkeme ayrıca teşkilâtın tüm mal varlığına el konulmasına karar verdi.
Hukuk dışı darbeci bir çete ülke yönetimine el koymuştur. Bu darbeci çetenin tayin ettiği Cumhurbaşkanı ve görevlendirdiği mahkeme de meşru değildir.
Hedef; ‘örgütü siyaseten dışlama’ girişimidir. Kısacası bu karar yetkisiz bir mahkeme tarafından alınmış olduğu için bu karar hiçbir şekilde “MEŞRU DEĞİLDİR”.
Mısır’da gerçekleşen vahim tablo bir an önce sona ermelidir. İhvan Hareketine getirilen sözde yasak derhal kaldırılıp tüm İhvan tutukluları serbest bırakılmalıdır.
Unutulmasın ki:
Muhammed Mursi halen Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanıdır. Aksi halde silah gücüyle gelenler silah gücüyle giderler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.