Bugün “Kurban Bayramı”; lâkin “bayram” yapacak halimiz yok. Çünkü “kurban sahibi” bayram eder de, “kurbanlık”ın bayram edebileceğini sanmıyorum. Bakın “İslam Coğrafyası”na, müslümanların kurbanlıklar gibi kesildiğini/öldürüldüğünü, zulüm altında inim inim inletildiğini, kıyımdan geçirildiğini görürsünüz. Oluk oluk “müslüman kanı” akıyor ve İslam Coğrafyası “kan çanağı”na döndü. Manzara buyken bayram benim neyime?

“Toplumsal dikkat”ler “kurban” vesilesiyle “et bayramı”na kilitlenmişken, “sosyal ve siyasal duyarlılık”lar heyecanla “demokratikleşme paketi”ne odaklanmışken, arada neler oluyor neler... Bunlardan biri var ki, görmezden gelinecek gibi değil.
Daha önce, 06.10.2013 tarihli yazımda izah ettiğim gibi, önemli kazanımlar getirse de, “Demokratikleşme Paketi” ile “ciddi bir sorun” üretildi. Eğer yasalaşması esnasında dikkatli olunmazsa, icad edilen “nefret suçu”yla müslümanların “Allah düşmanları”na, “Siyonist katiller”e, “küresel emperyalist şer odakları”na karşı tutum belirleyip tavır koyması suç sayılıp cezalandırılacak. Ayrıntıları mezkur yazıdan okuyabilirsiniz.
Şimdi bunu, daha önce “uluslararası baskı”yla çıkarılan bir yasayla birlikte ele alalım. Sizi önce, yine bu köşede yazdığım 04.02.2013 tarihli, “ABD’nin rızası için müslümanı terörist saymak” başlıklı yazıya, ardından da da 21.08.2013 tarihli “O yasayı değiştirin, yoksa altında kalırsınız” başlıklı yazıya götürmek istiyorum.
Mezkur yazıları arşivden bulup ayrıntıları okuyabilirsiniz. Kısaca hatırlatmak gerekirse, 6415 Sayılı “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun” gereğince, “ABD’nin terör örgütü listesi”ne aldığı, BM’in, yani ABD’nin, yani İsrail’in “terörist” saydığı her örgüt, Türkiye tarafından da “terör örgütü” sayılacak ve bunlara herhangi bir yardımda bulunan şahıslar, kurumlar veya kuruluşlar, “terör örgütüne fon sağlamış” sayılarak, “terörü finanse etmek”le suçlanıp “örgüt üyeliği”nden cezalandırılacak!
Yani Türkiye yasal olarak, ABD’nin ve tabiî ki “küresel yahudi sermayesi”nin patronlarının rızası için, “cihad”ı “terör” sayan, kendi ülkelerindeki “yerli ve yabancı işgal güçleri”ne karşı cihad ederek “kurtuluş mücadelesi” veren müslümanları “terörist” sayan bir yasayı yürürlüğe soktu. Haliyle yasanın gereğini yapacağına dair yükümlülük altına girdi. Şimdi bir yandan “nefret suçu” kapsamında “küresel şer odakları”na karşı tutum takınmak suç sayılacak, diğer yandan zaten “kurtuluş mücadelesi” veren “mücahidler”in terörist sayılmasına dair yasal zemin oluşturuldu.
Nitekim geçenlerde basında yer alan bir habere göre Türkiye, bu yasa uyarınca “Afgan cihadı”nın, “Rus işgaline karşı destansı direniş”in önemli ve sembol liderlerinden Gulbeddin Hikmetyar’ın malvarlığını dondurdu. Sadece Hitmetyar’ın değil; “BM Güvenlik Konseyi kararı doğrultusunda”, el-Kaide ile bağlantılı 219 gerçek, 63 tüzel kişi, kuruluş veya organizasyonun; Taliban’la bağlantılı 130 gerçek, 4 tüzel kişi, kuruluş veya organizasyonun mal varlıkları da donduruldu.
Gerekçe, 6415 Sayılı “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun.” Yani bu kurum, kuruluş, organizasyon ya da şahıslar, ABD’nin “terörist” saydığı “Taliban”a yardım ediyorlarmış, ya da Taliban ile bir şekilde bağlantıları varmış.
Peki, Taliban ne yapıyor? Gidip herhangi bir ülkenin içinde terör faaliyetleri mi yapıyor? Dünyanın herhangi bir yerinde masum insanları mı bombalıyor? Ya da halkını katleden cuntacılara destek mi veriyor? Hayır! ABD bütün bunları yapıyor ama Taliban, sadece ABD işgaline karşı ülkesini savunup, gerek ABD işgal güçlerine, gerekse ABD kuklası iktidara karşı “özgürlük mücadelesi” veriyor. Farkı, “İslami bir yönetim biçimi” kurmak istemeleri.
Şimdi, ülkesinin özgürlüğü için mücadele eden ve Afgan halkının çok büyük bir kesimi tarafından desteklenen bir örgütü, ABD istedi diye “terörist” sayıp onunla bağlantılı olanların mal varlığını dondurmak “adalet”e, “hakkaniyet”e uygun mu? Bunu kamuoyunun vicdanına bırakıp başka bir hususu vurgulamak istiyorum.
Türkiye, ABD’nin ya da ABD ile bağlantılı olanların mal varlığını da donduracak mı?
Madem ki “terör yapan veya teröriste destek veren”in mal varlığı donduruluyor, o halde dünyada “ABD’den daha büyük terörist güç olmadığı”na göre, bunu Afganistan’da, Irak’ta, Mısır’da, İsrail’de, Sudan’da, Somali’de, Pakistan’da, Filistin’de ve dünyanın başka yerlerinde gördüğümüze, görmekte olduğumuza göre, ABD’nin, çıkarı öyle gerektirdiğinde dünyadaki her türlü terör örgütünü desteklediği ya da teröre finansman sağladığı bir “devlet stratejisi” olarak bilindiğine göre, bu yasa uyarınca “bizim Hükümet”in, ABD’nin ve ABD ile bağlantılı olan her kim varsa onların mal varlığını dondurması gerekmiyor mu?
Şimdilik sorup geçiyorum.
Hayatlarını Allah’a adayanların, canlarını “Allah’a kurban” edenlerin, mallarını “Allah yolunda” harcayanların, “Allah’ın düşmanları”na karşı savaşanların, “Allah’ın hükümleri” hayata hakim olsun diye “mücadele edenler”in ve “şehid olanlar”ın hakettiği “kurban bayramı”nız mübarek olsun!