Bir seneden fazla oluyor, “Bu uğurda ölmek var, öldürmek var...” diyerek, elde mikrofonla, masa başında, silah, bayrak ve kitap üzerine yemin ettiren Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Albay M. Fikri Karadağ'ı Tv Net ekranlarında hayretler içinde seyretmiş, “vay canına” demiştik.

Ergenekon davası dosyalarından sapır sapır dökülen iddialar karşısında, yine büyük şaşkınlıklar yaşayarak ve tırnak içinde başka hayret ifadeleri de kullanarak takibe devam ediyoruz.

“Vay bana, vaylar bana...

Su vermez çaylar bana...”

* * *

Kendilerini ülkenin, devletin, milletin sahibi zanneden kahraman Kuvvacılar, aslan Ergenekoncular, fırsat bulsalar bir yudum su vermeyecekler millete.

Bizi korumak için bize karşı örgütleniyor, eylemler yapıyorlar.

Milletin iyiliği için milletin boğazını sıkıyor, istikbalini karartıyorlar.

Ne kadar demokrasiye ihtiyacımız olduğunu biliyor, ne kadar özgürlüğe ihtiyacımız olduğuna karar veriyorlar.

* * *

Sorsanız, milleti çok sevdiğini söyleyecektir ama şu muhterem Fikri Karadağ'ın söylediklerine bakın:

“Valla ben razıyım ya. Düşman silahı ile gelse, ırza namusa tecavüz etse PKK gibi, bu öküz millet o zaman ayılır belki. Değil mi Yaşar?”

Yaşar ne cevap veriyor?

Bakın o da şöyle söylüyor:

“Evet, evet, çok haklısınız.”

* * *

Yiğit Kuvvacı emekli albay görüşmenin bir başka yerinde 'bunlar'a oy verenlere de tepki göstermekten geri durmuyor:

“Dedim ya üzülmeye değmez. O oğulları şehit olan şerefsiz köpekler de bunlara oy verdi. Ben mi verdim?”

'Bunlar' derken kimleri kastettiğini de anlatmak gerekebilir her sözü yanlış anlayanlar için. Fakat o zaman da çoğunluğa ayıp olur.

* * *

Andaval mahalle veya köyünden öyle adamlar çıkıyor ki, aynı görüşü paylaştığımız açık ve net belli olmasına rağmen, “Sen nasıl böyle söylersin ulan” diye başlayıp küfür üstüne küfür savuruyor.

Uymaya kalksak, bir anda kendimizi Kuvvacılarla ve ergen Ergenekoncularla aynı platformda bulacağız.

En iyisi boşvermek.

Herkesin kabı kendine göre.

Andavallılarla uğraşacak vaktimiz yok.

* * *

Ergenekoncular Meclis'i de basacaklarmış.

Kalabalık Ankara'da toplanacak, emekli paşalar da resmî kıyafetleri çekip kalabalığın önünde yürüyecekmiş.

Paşa üniformasını gören güvenlik güçleri de müdahale edemeyecekmiş!

Bak sen! Ne müthiş plan! Anasından plancı doğmuş bunlar.

Bakınız, şimdi biz de 'bunlar' dedik ama, sayın andavallı için önceki 'bunlar' ile şimdiki 'bunlar' aynı değil. özür dilerim.