“Mursi’ye Darbe Aksa’ya Darbedir”
Siyonist işgalciler daha önce el-Halil’deki Hz. İbrahim Camisi’ne oynadıkları oyunun aynısını Mescidi Aksa’ya oynama planlarında ısrarla ilerlemek istediklerini artık tüm dünyaya ilan ettiler. Bu konudaki kanun teklifleri geçtiğimiz günlerde işgal parlamentosu Knesset’in gündemine alındı.
Biz bu tehdidi aylar öncesinden gündeme taşımıştık. Gerek yazılarımızda ve gerekse Özel FM’de yayınlanan “Dünya Döndükçe” programımızda siyonistlerin Mescidi Aksa'ya yönelik bu tehlikeli oyunları hakkında Müslümanları bilgilendirmeye ve uyarmaya çalıştık Allah’ın izniyle. Mirasımız Derneği’nin dergisine Temmuz 2013’te bu konuya özel ve plan hakkında ayrıntılı bilgi veren yazı yazdık. “Mescidi Aksa'ya 'Paylaştırma’ Tuzağı” başlıklı bu yazımızı kişisel web sitemizden (www.vahdet.info.tr) okuyabilirsiniz.
Gazetemizde de 28 Eylül 2013’te “Aksa İntifadasının Yıldönümünde Mescidi Aksa” başlıklı yazımızda bu plana dikkat çekerek Hz. İbrahim Camisi’ne oynanan oyunun bugün Mescidi Aksa için de planlanmasının ne gibi tehlikeler arz ettiği hakkında bilgi vermeye çalıştık.
Bugün söz konusu tehlikeli planın işgal parlamentosu gündemine alınmasında ve tehlikenin iyice kapıya dayanmasında maalesef Müslüman toplumların başına çullanmış ihanetçi dikta rejimlerinin önemli rolü var. el-Cezire’de “Bilâ Hudud (Sınırsız)” başlıklı program yapan Ahmed Mansur’un 23 Ekim’de yayınlanan programının konusu buydu. Konuğu da Aksa Muhafızı olarak anılan ve Filistin’in 1948’de işgal edilmiş bölgesindeki İslâmi Hareket’in lideri olan Şeyh Raid Salah’tı.
Raid Salah programda siyonistlerin Mescidi Aksa'ya yönelik siyasetleri ve söz konusu planları hakkında önemli noktalara temas ediyor. Ancak başlangıçta vurguladığı husus “paylaştırma tuzağı”nın iyi anlaşılması ve arka planının görülmesi açısından önemli. İşgal rejiminin, Mescidi Aksa’nın bulunduğu Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967’den beri bu mabedi tamamen yıkıp yerine bir yahudi mabedi inşa etmek amacıyla hedefe onun tarihi binasını yerleştirdiğini, bu binayı yıkabilmek için muhtelif tecavüzlerde bulunduğunu ancak son birkaç aydır bu konudaki tutumunu geçici bir dönem için değiştirdiğini dile getiriyor. Bu dönemde Mescidi Aksa’yı önce kademeli bir şekilde kısmen de olsa yahudi mabedine dönüştürmeye çalıştığını ama nihaî hedefinden vazgeçmediğini geçiş döneminden sonra nihaî hedefe ulaşma çabalarını başlatacağını vurguluyor.
Konu hakkında önemli ve ayrıntılı bilgiler veren Şeyh Salah’ın, işgal rejiminin böyle bir planı aktif bir şekilde devreye sokabilmesinde Mısır cuntasıyla işbirliğinden yararlanması hakkında vurguladığı hususlar oldukça düşündürücü ve bizim dünkü yazımızda dile getirdiğimiz, haçlı seferleri döneminde Mısır’ı kontrol altında tutan Fatımî saltanatının Filistin’in işgalinde haçlılarla işbirliği ihanetini akla getiriyor.
Raid Salah, Mısır’da halkın desteğiyle göreve gelen cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi’nin öncelikli meseleleri arasında Kudüs ve Mescidi Aksa’nın yer aldığına dikkat çekerek ona yapılan darbenin gerçekte Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya darbe olduğunu söylüyor. Darbenin farklı amaçlar için gerçekleştirildiğini ama bunlar arasında Kudüs’teki yahudileştirme faaliyetlerinin yeniden başlatılmasının ve Mescidi Aksa’yı tehdit eden sinsi planların önünün açılması gayesinin önemli bir yer tuttuğunu ifade ediyor.
Siyonist işgalcilerin darbecileri açıktan desteklediklerini, hatta yardımcı olduklarını hatırlatarak bunu boşuna yapmadıklarını, karşılığını da söz konusu yahudileştirme faaliyetlerini hızlandırma, Mescidi Aksa’yı hedefe yerleştiren planı da bu kutsal mabedin kapısına kadar dayama çalışmalarıyla aldıklarını belirtiyor.
Mescidi Aksa muhafızı Raid Salah, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin sürekli kendisiyle irtibat halinde olduğunu, Kudüs’le ve Mescidi Aksa’yla ilgili gelişmeler hakkında bilgi aldığını, siyonistlerin buraları tehdit eden planlarına karşı halkı bilinçlendirmeleri için cami imamlarını teşvik ettiğini dile getiriyor.
Raid Salah programda ayrıca Muhammed Mursi zamanında, Kudüs ve Mescidi Aksa’yla ilgili birtakım faaliyetler ve projeler için birçok kez Mısır’a davet edilmesine rağmen ordu içindeki derin güçlerin her keresinde kendisine engel olduklarını hatırlatıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.