Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Su değil, enerji savaşı...

Su değil, enerji savaşı...

Aklımız hep, ABD ya da İsrail’in İran’a yönelik olarak birşeyler yapıp yapmayacağına kilitlenmişti.

Tabii, İran’a yönelik bir saldırı olup olmayacağının yanında, Türkiye’ye bu hususta ne gibi roller düşünüldüğü ve yaşanan bazı gelişmelerin bu hesaplarla ilgisi olup olmadığı da, başlıca merak konularımızdandı.

Ama İran tarafında beklenen fırtına, başka bir yerde ortaya çıktı: Güney Osetya’da.

Gürcistan, Rusya, Güney Osetya ve Abhazya’nın da karıştığı, sebebi ve anlamı üzerine henüz tam olarak bilgi sahibi olamadığımız bir savaş yaşanıyor şimdi.

İlke bakışta, Gürcistan’ın, NATO’ya kabul edilmesi öncesinde Güney Osetya meselesini çözme arzusu çıkıyor karşımıza.

Güney Osetya böylesi bir çözüme pek razı değil ve Kuzey Osetya gibi Rusya ile beraberlik kurma arzusunda.

Bu arada halledilmeyi bekleyen önemli bir problem olan Abhazya konusu da gündeme gelmiş durumda.

Gürcistan, Güney Osetya meselesini halletmek için harekete geçtiğinde, Abhazya meselesini de kendi istediği gibi çözebilmek için bir adım attığına inanıyordu muhakkak.

Gürcistan’ın Güney Osetya’ya yönelik girişimi, Rusya’nın bu durumda herhangi bir müdahaleyi göze alamayacağı gibi yanlış bir hesaba mı, yoksa başta ABD olmak üzere Batı’nın kendisine sahip çıkacağı beklentisine mi dayanıyordu, bilmiyoruz.

Şimdi bölgede savaş var.

Savaş; kan ve barut; ölüler, yaralılar, evlerini yurtlarını terk edip yollara düşenler, hayatları altüst olanlar demek...

Savaşın nerede, nasıl duracağı, neticesinin ne olacağı belirsiz.

Rusya’nın müdahalesi, Gürcistan’ın Güney Osetya’yı ebediyen unutması ve bu arada Abhazya ile ilgili hayallerinden de vazgeçmesine sebep olabilir belki.

Dahası, belki de daha vahimi Gürcistan’ın ne olacağı bile meçhul...

Peki ama ortalık sakin gözüküyorken, şimdi sınır komşumuz Gürcistan’ın ve biz dahil, başka ülkelerin de başını ağratacağa benzeyen bu mesele, nereden çıktı acaba?

Var olan problemlerin halli için artık bıçak kemiğe mi dayanmıştı yoksa, yeni bazı hususlar mı Gürcistan’ı harekete geçirdi?

Rusya, sahiden bir şekilde müdahil olması gerektiği için mi devrede, yoksa aslında daha derin ve bambaşka hesapları mı var?..

İnsanlar; topraklarına yeni topraklar katma hevesi ya da bağımsızlıklarını kazanma aşkıyla mı, yoksa kendileriyle hiç alakası olmayan mihrakların bölgeleri üzerinde yaptıkları hesaplar sebebiyle mi ölüyor, yaralanıyor ve muhacir haline geliyorlar?

Afganistan’ın işgali, nasıl sadece 11 Eylül 2001’de olanlarla ve Irak’ın işgali de, halkına demokrasi ve insan hakları getirmek sebebiyle izah edilemezse; Kuzey-Doğumuzda yaşananları da, geçmişten kalmış ve halledilmeyi bekleyen meselelerle izah edebilmemiz pek mümkün değil.

Bölge haritasına, petrol ve doğalgaz nakil hatları ve bunların anlamını düşünerek baktığımızda, esas meselenin bambaşka bir şey olduğunu ve diğer yaşananların, olabildiği kadar bunları kamufle edebilmek amacına dönük olduğunu anlayabiliriz.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın; ABD’yi, Avrupa ülkelerini ve ilgili ülkelerle bizi ne kadar mutlu ettiğini ve bu arada Rusya’yı ne kadar kızdırdığı, malum.

Gürcistan’da meydana gelebilecek bazı değişiklikler, hattın bundan sonraki durumunu karmaşık hale getirebilir.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın Türkiye güzergahındaki patlama ve Erzincan’da şidtetlenen terör olayları da, hattın güvenilir olmadığı kanaati verebilmek için ülkemizdeki taşeronların da harekete geçtiğini gösteriyor.

Birileri ‘su savaşları’ndan bahsededursun, enerji savaşları halen sürüyor ve daha da sürecek gibi.

Yaşanan karmaşanın devletlerden daha çok, petrol işiyle uğraşan kesimlerin marifeti olduğu hususu da, işin ilginç tarafı...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi