Ahmet Varol

Ahmet Varol

Esed’e Zaman Kazandırma Çabası

Esed’e Zaman Kazandırma Çabası

Suriye’de Baas rejimi ve saflarında savaşanlar son dönemde ciddi kan kaybediyor. Uzun süreden beri kuşatma altında olan ve insanların dışarıdan gıda yardımı almalarına bile fırsat verilmemesi sebebiyle sokak hayvanlarının etlerini yiyerek hayatlarını sürdürmeye mecbur edildiği Guta’nın uzun bir mücadele sonunda kurtarılması bütün emperyalist güçlerin arkasında ittifak kurduğu Baas diktasının son dönemde önemli bir kaybıydı. Bu arada düşürülen askerî uçak ve helikopterlere yenileri eklendi.
Aslında son dönemde öldürülenlerin birçoğunun İran, Hizib ve Rusya tarafından gönderilenler olması artık Suriye’de Baas diktasının askeri yönden tükendiği, savaşanların ülkeyi işgal edenler olduğu iddiamızı belgeliyor. Fakat Suriye halkı ve onun adına mücadele eden direniş güçleri işgalcilere de boyun eğmemekte, ülkesini tam bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşturuncaya kadar mücadeleye devamda kararlı görünüyor.
Uluslararası alanda Esed cephesinin son dönemde telaşlanması ve Baas diktasının diplomatik alanda önünü açmak, artık savaşı kazanamayacağı kesinleşen bu rejimin en azından tamamen kaybetmemesi, kendisine Mısır’da olduğu gibi bir yumuşak geçiş fırsatı verilmesi böylece siyasi platformda Esed yanlılarının da paylarının olmasına imkân tanınması için zamanla yarıştığı görülüyor.
Esed diktasının Doğu Guta’da gerçekleştirdiği kimyasal katliamdan sonra uluslararası güçlerin kimyasal silahların imhası numarasıyla anlaşma yapmaları işin gerçeğinde Baas diktasına zaman ve toparlanma imkânı verilmesi içindi. Bu anlaşmada Rusya ve ABD’nin oyunu şeklen Esed’in yanında ve karşısında duranların ittifakı görünümü veriyordu. Gerçekte ise karşıt cephelerde duruyor görünen bu iki emperyalist güç Esed’e kimyasal silahların imhasıyla ilgili anlaşmanın gölgesinde zaman kazandırma ve yeniden toparlanma fırsatı verme konusunda zaten aynı görüşteydi.
Son dönemde İran’la yapılan anlaşmanın önemli bir yönünü de Suriye konusu oluşturuyor.  Emperyalist güçler Esed diktasına destek verenleri rahatlatma, başlarını ağrıtan meseleleri devreden çıkarma ve Baas zulmüne maddi destek vermelerine imkân sağlayacak kaynakları serbest bırakma konusunda önemli bir adım atmış oldular. Böyle bir anlaşmanın tam da Suriye’yle ilgili İkinci Cenevre görüşmelerine hazırlık çalışmalarının son aşamasına denk getirilmesinin ve BM Suriye Özel Temsilcisi el-İbrahimi’nin bu konuda mekik dokuduğu bir dönemde alelaceleyle sonuca bağlanmasının bir tesadüf olduğunu sanmıyoruz.
Gelişmeleri yakından izleyen bir diplomat ABD ile İran arasında ittifakın asıl Cenevre’de değil Umman’ın başkenti Maskat’ta yapılan gizli görüşmelerde sağlandığını iddia etti. Bu tür iddiaların dayanakları zaman içinde ortaya çıkar. Ancak bizim dünkü yazımızda da belirttiğimiz üzere bu tür kritik meselelerle ilgili anlaşmaların mutlaka gizli görüşme boyutu vardır ve gizli görüşmelerin başlaması açıktan yürütülenlerden eskiye gider.
Hatırlanacağı üzere diplomatik alanda Esed diktasının tarafında duranlar İkinci Cenevre görüşmelerine İran’ın da müdahil olarak katılmasını istemiş ve “tarafsız” ara bulucu numarası oynayan BM yetkilileri de bu öneriye olumlu yaklaşmışlardı. Biz de bu konuya temas ettiğimiz bir yazımızda “Baas zulmünün yanında durmak müdahil olarak görüşmelere katılma hakkı tanırken halkın ve direnişçilerin yanında durmak neden bu hakkı tanımıyor?” sorusunu sormuştuk.
İran’ın 5+1 grubuyla ittifakı Suriye’yle ilgili İkinci Cenevre görüşmelerine müdahil olarak katılmasının da önünü açtı. Çünkü üzerindeki uluslararası ambargo kalktı ve artık böyle bir görüşmede müdâhil ya da en azından gözlemci olarak bulunmasının önünde herhangi bir engel kalmadı. İran’a böyle bir imkân tanınması ise Baas cephesinin diplomatik alanda bileğinin güçlendirilmesini sağlayacaktır ki tüm emperyalist güçler de zaten arka planda bunun gayreti içindeler.
Maksat oyunu uzatmaktır. Esed’in devam etmeyeceği kesin. Sürenin uzatılması ise direnişin yıpranması ve bazı şartları kabule zorlanması için. Uluslararası güçlerin Suriye’deki hesapları Baas diktasının tamamen kaybetmesini istemiyor. O yüzden asgari zararla çekilmesi ve direniş cephesinin de bazı çizgilerin gerisinde durmaya zorlanması için zamanla yarışıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Varol Arşivi