Kosova'nın rövanşı mı?
Gürcistan, Güney Osetya'nın tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesini, kırmızı çizgilerin ihlali olarak algıladı ve askeri seçeneği devreye soktu. Böylece siyasi ve askeri güce tekabül etmeyen kırmızı çizgi deklarasyonunun tek başına anlam taşımadığının yeni bir örneğine şahit olduk.
Yaşanan çatışma ve krizle sadece Kafkaslar'da dengeler değişmemiş, dünya düzeninde taşlar yerinden oynamıştır.
ABD'nin çıkışları karşısında pasif savunma pozisyonunu sürdüren Rusya, son dönemde ilk kez ileri bir hamle yapmıştır. Böylece ABD'nin bölgedeki etkinliğine sessiz kalmayacağını gösteren yeni bir dönem başlatmıştır.
Aynı zamanda Kosova'nın bağımsızlığına karşı Güney Osetya üzerinden bir rövanş durumu ortaya çıkmıştır. Rusya, ABD'nin Kosova'ya yaptığı hamiliği, Abhazya ve Güney Osetya'da yapmakta, bağımsızlığı desteklemektedir.
Rusya'nın sorunu derinleştirmesi ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü tehdit etmesi, Saakaşvili'nin yaptığı hatanın bir benzeri olurdu.
Eğer kriz devam ettirilseydi, aynı maksadı aşma durumu Rusya için de sözkonusu olurdu. Rusya bu hatayı yapmadı.
Rusya'nın, yaşanan krizi etkinlik alanını genişletmek için bir fırsata dönüştürmeye çalışacağına şüphe yok. Ancak ABD de mukabil hesapları yapacaktır. Gerek Karadeniz'de, gerek Kafkaslar'da ABD-Rusya mücadelesi daha farklı noktalara kayabilir.
Yaşanan kriz neticesinde Rusya, faturayı Saakaşvili'ye kesmek, yeni ve kendisine uyumlu bir yönetimle süreci devam ettirmek isteyecektir.
Neticede yaşananlar Gürcistan açısından olumsuz sonuçlar doğurmuştur.
Nato perspektifi zarar görmüştür. Osetya üzerindeki oldu bitti emelleri boşa gitmiştir. Rusya'ya efelenerek üretmek istediği politik güç akamete uğramıştır.
AB ve NATO sıkıntıya sokulmuştur. Gürcü halkı savaşın acı yüzüyle sarsılmıştır.
Saakaşvili'li Gürcistan ABD'nin bölgeye yerleştirmeye çalıştığı değerleri temsil etmektedir. ABD'nin bölgede Gürcistan'a yüklediği anlam değişmeyecektir. Saakaşvili, ABD'nin demokrasi, serbest piyasa ekonomisi gibi değerlerine yaklaşmakla kalmamış, ABD'nin son dönemde izlediği müdahaleci askeri tavrını da taklit etmeye kalkmıştır.
Güç ile beklenti arasındaki orantısızlık, büyük bir fatura ortaya koymuştur.
Saakaşvili, NATO ve AB'ye yaklaşma hesapları yaparken bir iktidar sorunuyla karşı karşıya kalmıştır.
Türkiye ve AB-ABD tarafı, Güney Osetya ve Abhazya konularında müzakereci yöntemleri ön planda tutarken, Saakaşvili'nin askeri hamlesiyle mesele, Rusya'nın minderine kaymıştır.
Gürcistan'ın ve Kafkaslar'ın durumu Türkiye için önem taşımaktadır. Aynı zamanda Rusya ile her geçen gün derinleşen ilişkiler Türkiye'nin gözardı edemeyeceği boyutlardadır.
Krizin bir an önce sakinleşmesi herkesin yararınadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.