Maruz bırakma ve EMDR ile çözümlenen böcek fobisi
Hayatımız boyunca pek çok şeyden korkan insanlarla karşılaşmışızdır. Kimi insan böcekten, kimileri de farelerden, yılandan, kuşlardan, kedilerden, örümceklerden, kimileri de uçağa binmekten, araç içinde köprüden tünelden geçmekten, depremden, yıldırımdan... Bu korkuların çeşitleri daha da çoğaltılabilir. Ancak, korkularımız hayatımızın dengesini bozmaya başlarsa ve korktuğumuz nesneleri , durumları hatırladığımızda bile kendi kontrolümüzü kaybediyorsak artık fobilerimiz ortaya çıkmış ve bizim hayatımızı yönetiyor demektir. Fobi, bir nesneye karşı sürekli bir endişe ve korku halinde olmaktır. Kişi fobisinin saçma olduğunu bilir ama korkmaktan kendini alıkoyamaz.
En çok görülen fobiler, basit fobiler... Genelde bir nesneye; böcek, kedi, fare, köpek gibi belirli bir nesneye bağlı olan fobiler bunlar. Diğer sık görülen fobiler; kan görmek-kan aldırmak, yükseklik korkusu, asansör korkusu, uçağa binmek, köprü ve tünelden geçmek sayılabilir.
Değerli okuyucular, en sık rastladığımız fobi, hayvan fobisi... Kişiler, korku oluşturan nesneyle karşılaştığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar; kişi terler, titreyebilir, sıkıntı duyar, nefes alamadığını, ağzının kuruduğunu hissedebilir ve o nesneden iğrenir. Hayvan fobisi olan kişilerin bazısı o hayvanla kötü bir yaşantıdan sonra (köpeğin ısırması, kedinin üstüne düşmesi.. gibi) fobilerinin başladığını dile getirirler. Bir kısmında ise böyle bir başlangıç bulunmaz. Korkan kişi, kendine rahat bir gündelik hayat sağlamaya uygun bir kaçınma davranışı geliştirmiş olur. Örneğin, arkadaşının evinde köpeği veya kedisi varsa onun evine gidemez. Televizyonda veya sinemada korkulan hayvanla ilgili belgesel film izleyemez. Nerelerde dolaşılacağı belli kurallara bağlıdır. Kişi, böcekten veya kelebekten korktuğu için dostlarıyla pikniğe bile gidemez, gitse de ortamda rahat olamaz. Hatta bazı kişiler o hayvanın resminden bile rahatsız olurlar.
Bir danışanım kendini bildi bileli kedilerden çok korkuyordu. Onların üstüne atlayacağını düşünüyordu. Korkusunu çok saçma ve aşırı bulduğu halde, kedisi olan evlere gidemiyor, çay bahçelerinde masanın altından kediler geçer diye çay bahçesine gidemiyordu.
Bir başka danışanım olan Ayça hanım, iki yıllık evli ve bir kız çocuğu olan bir bayandı. Ailenin üçüncü çocuğu ve iki kardeşi de evli. Diğer erkek kardeşi ve eşi ile beraber oturuyorlar. Erkek kardeşi üniversite son sınıfta okuyor. Abla -kardeş ilişkileri gayet olumlu. Ayça hanım eşiyle severek evlenmiş ve hayatlarında ciddi bir sorun yok.
Ayça hanımın bize başvuru nedeni şöyleydi; danışanım böcek, kelebek gibi hayvanlardan çok korkuyordu. Bu durum günlük yaşamını olumsuz yönde etkiliyordu. Böcek, kelebek gibi hayvanları gördüğünde kafası uyuşuyor, kalbinde çarpıntı, ellerinde uyuşma, ellerinde soğuma hissediyordu, Ayrıca bazen tansiyonu yükseliyordu ve kaşınması başlıyordu. Duygusal ve davranışsal anlamda da; panik oluyor, ağlıyor, çaresizlik ve utanç hissediyordu.
Ayça hanımın bu sorunu, genç kızlığından bu yana devam ediyordu. Terapi ile ilgili hedefi, yani varmak istediği nokta şuydu; “Daha kontrollü olabilmeyi istiyordu, böcek gibi hayvanlar gördüğünde korksa bile kontrolünü kaybetmemek istiyordu. Danışanımın, nasıl böyle bir fobiye sahip olduğu ile ilgili tahminleri şöyleydi; Annesi onu doğurduğunda, doğduğu hastanede böcek varmış ve bahçeli bir evde büyümüş. 2 yaşlarında, komşunun çocuğu şaka olsun diye oynarlarken üzerine böcek atmış. O günden sonra ne zaman böcek görse kaşınmaya başlamış zaten...
Fobiyle alakalı en kötü anısını sorduğumda Ayça hanım şöyle cevap verdi; Eşiyle birlikte bir sene önce pikniğe gittiklerinde, herkesle beraber yemek yerlerken, kendisi masada böcek görüp avazı çıktığı kadar bağırmış. Arkadaşları gülmüşler, danışanım çok utanmış ve kendini ezik, zavallı hissetmiş.
Ayça hanıma tedavi için öncelikle merkezimizde psikolojik testler uygulandı, bu test sonuçlarına göre kendisinde böcek fobisi dışında hiçbir psikolojik sorun yoktu. Daha sonra danışanımla EMDR yapmak üzere anlaşma yapıldı. Öncelikle EMDR’a hazırlık ve danışanımın kendini sakinleştirebilmesi için “Güvenli yer” ve “Kaynak yerleştirme” uygulamaları yaptırıldı. Daha sonraki seansta EMDR uygulandı.
Bir sonraki seansta, hayalinde böceği canlandırarak, bu hayal sırasında duyduğu heyecanı sıfırlanıncaya kadar buna devam edildi. Sonrasında bir resimde o böcekle karşılaşarak ve o resmi uzaktan yakına getirerek heyecanının azaldığı noktaya kadar bu alıştırma yaptırıldı. Sonrasında ölü bir böceğe önce uzaktan sonra yakından bakması sağlandı. Ayça hanım önce böceğe baktığında biraz kaygı ve heyecan yaşadı, kaşınmaya da başladı. Ancak kısa bir süre sonra yakınına gelip baktı ve onu ezdi. Toplam altı seansta Ayça hanım böcek fobisini yendi. Artık, böcek görünce endişelenmeyecek, kaçmayacaktı.
Özgül fobilerle ilgili en önemli sorun, birçok danışan ve ailenin bu sorunu hastalık olarak görmemeleri ve yardım almaya gelmemeleridir. Bazen de kişi, korkusu nedeniyle yardım almak istediği halde terapiste başvurmaz. Özgül fobilerin tedavisinde ilaçların iyileştirici etkisi oldukça azdır. Hatta bazı hallerde, ilaç kullanmak zararlı bile olabilir. Örneğin, uçak korkusunu yenmek için uçuştan önce sakinleştirici almak, bağımlılık ve ilaç yan etkileri gibi sorunlara yol açabilir. Fobiye ek olarak kişide depresyon veya başka bir rahatsızlık varsa o zaman antidepresan ilaç tedavisi yaralı olacaktır. (psikoterapi ile birlikte)
Korkularınızın, sizleri yönetmemesi duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95- 0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.