“Hizmet”e sınır çekmek!
“Hizmette sınır yoktur!” Bu bir reklam sloganı. Reklam hakikatin neresinde?
Neyse bu bahsi diğer.
Ben bu sözün doğrusunun “Hizmette sinir yoktur!” olduğunu düşündüm hep.
Evvelki güne kadar “Cemaat”, dün “Camia” ve bugün “Hizmet” denilen hareketin de böyle düşündüğünü sanıyorum.
Hizmet’in 1990’lardan beri dünyanın bir çok ülkesindeki çalışmaları mahalli yönetimler tarafından akamete uğratıldı.
Özbekistan’da, Türkmenistan’da, Rusya Federasyonu’nda… Bildiğimiz ve bilmediğimiz nice yerlerde. (Bazı ülkelerde men edilmelerinin önüne mevcut Başbakan’ın geçtiğini herkes biliyor.)
Siz hiç duydunuz mu, buraların yöneticilerinin “Hizmet hareketi”nin tepesince lanetlendiğini? Ağır beddualara maruz bırakıldığını?
Şunu söyleyeyim: Bugüne kadar yaşayan hiçbir diktatörle, zalimle ilgili böyle bir bilgiye sahip değilim. Hizmet Özbek diktatörü İslam Kerimov’la olduğu gibi, Türkmen tiranı ile de iyi geçinmiştir. Bu kabil zevatı Türkiye’de en çok öven onlardır.
Zâlim diktatörler övgüye gark edilmiştir ama, Hizmet’in bu yağcılığı işe yaramamış, bu ülkelerden kovulmuşlardır. (Keşke kovulmasalardı, keşke faaliyetleri sürse idi. Hizmet devam etse idi.)
Ders programlarını, uygulamalarını tamamen sisteme tâbi kılarlar. Yönetimin emirlerini harfiyyen uygularlar. Onları hoş tutacak her türlü fiili yaparlar.
Hatta nabza göre şerbet vermek için, neyi isteyip neyi istemediklerini gözeterek hareket ederler. Dini tezahürleri hoş görmüyorlarsa, namazdan, oruçtan bile uzak dururlar…
Türkiye’de de düne kadar öyle değiller miydi?
28 Şubat döneminde araziye en fazla uyanlar kimlerdi?
Neredeyse Hizmet’in kapısından örtülü hanımlar geçmesinden bile gıcık kapılırdı. Gazete’de örtülüleri taciz haberleri, es geçilirdi.
Okullar kapatılmak istendiğinde sayın Gülen’in tavrı ne olmuştu?
Simetrinin bir tarafı bu. Her türlü diktatör ve zalimle iyi geçinmek. Hırıstiyanla, Yahudi ile diyalog yapmak.
Ya diğer tarafı? Müslümanları tahkir ve tezyif etmek… Dindarlarla değil diyalog yolları aramak, düpedüz düşman görmek…
28 Şubatcılarla hoş geçinen hareket, 28 Şubat’ın Başbakanı Erbakan’ı hedef alan nice fiile imza attı. Kendinden olan iktidarlar, Hizmet’i bozar! Çünkü rakiptir! Eskilerin hikmetli bir sözü vardır: “Ak itin pamuk pazarına zararı vardır!”
Şu anda Türkiye’nin başında laik veya dinsiz birilerinin olmasından büyük hoşnutluk duyarlardı gibi geliyor bana.
Mesela bu hükümet değil de, dine uzak bir hükümet dershaneleri kapatmak istese idi, cemaat ne yapardı?
Asla açıktan hayır demez, tedbir alır, faaliyetlerini yarı örtük sürdürürdü.
Dershaneler büyük ekonomik kaynak sağlıyor… Bu doğru. Fakat Hizmet’in tek finans kaynağı dershaneler değil ki? Bir çok ekonomik alana el atmış durumdalar. Görünür görünmez büyük kaynakları yönetiyorlar.
Bay Gülen’in kendine ait bir hasırı bile yok. Herkes bunu biliyor.
Fakat Hizmet’in varlığı çok!
Varlık arttıkça darlık da artar!
Şu sıralar Hizmet’i daraltan bu!
Eskiden idealinden başka kaybedecek şeyi olmayanların şimdi yitirecek o kadar çok varlığı var ki…
İdeal kaybolunca… Varlık öne çıkıyor. O da “Hizmet sinirliliği”ne yol açıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.