Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

‘Kur’ân ve Namazla Diriliş’ hamlemiz kesintisiz devam ediyor

‘Kur’ân ve Namazla Diriliş’ hamlemiz kesintisiz devam ediyor

Değerli okuyucu! Bu sütunun takipçileri olarak çok iyi biliyorsunuz ki, Namaz Gönüllüleri Platformu’nun hizmetkârı bir kardeşiniz olarak, yaklaşık 7 senedir hız kesmeden devam ettiğimiz “Namazla Diriliş” ve “Kur’ân’la Diriliş” seferberliğimiz hakkında sık sık sizleri bilgilendirmeye gayret ediyoruz. Ancak bir süredir, bu köşede, “Aşır Aşır Kur’ân Dersleri” müdavimi kardeşlerime yardımcı olmak ve derslere gelemeyenleri de işlediğimiz derslerin muhtevasından imkân nispetinde haberdar etmek amacıyla, belli başlı tefsir kitaplarından istifade ile hazırladığımız ders özetlerini sunmaya çalıştık ve inşallah bunu sürdüreceğiz.

Namaz Gönüllüleri Platformu çalışmalarından uzun süre sizleri haberdar edemeyince, Platform haberlerini medyada da göremeyen kardeşlerimizin, “Hocam, yoksa Namaz Platformu çalışmalarına ara mı verdiniz?”sorularına muhatap oluyoruz. Söyleyelim: Namaz Platformu çalışmaları, dolu-dizgin devam ediyor, elhamdülillah. Öyle ki, hocalarımızı bir araya toplamakta bile güçlük çekiyoruz. Cemil TokpınarAhmet BulutRamazan Kayan, Dursunali Taşçı, İhsan Atasoy, Abdülhamid Kahraman ve diğer hocalarımız, bir gün bile boş durmuyor, bir programdan öbür programa koşuyorlar, maşallah! 

Bugün, sizlerle sadece geçen ay yaptığımız çalışmalardan sadece bir kısmını paylaşmak istiyorum:

2 Kasım’da Antalya-Gazipaşa’da Yunus Koç’un düzenlediği Namazla Diriliş konferansında idik.

16 Kasım’da Karaman’da KAİMDER başkanı Tevfik Baran’ın düzenlediği Kur’an programında idik.

23 Kasım’da Ramazan Tamer Büyükküpçü kardeşimle birlikte Güngören Kültür Merkezinde idik.

30 Kasım’da Yaşar Alptekin kardeşimle birlikte Trabzon Kültür Merkezinde Kur’ân sohbetinde idik.

1 Aralık’ta Giresun İlim Yayma Yurdu salonunda Şükrü Uzun’un tertiplediği Kur’ân sohbetinde idik.

5 Aralık’ta Ankara Çağrı Koleji’nin öğrencileri ile “Haydi Namaza” kitabımızın müzakeresinde idik.

7 Aralık’ta İstanbul’u ziyaret eden Yalova Üniversitesi öğrencileri ile “Namaz Bilinci”ni konuştuk. 

15 Aralık’ta Isparta Umran Kültür Merkezi’nde “Kur’ân’ı Yol Haritası Edinmek” üzerine konuştuk. Aynı gün Burdur’da Vahdet Vakfı ve Öğrenci Kitabevi’nde görüşmelerde ve sohbetlerde bulunduk.

21 Aralık’ta Samsun Tekkeköy Din Gönüllüleri Derneğinde “Kur’ân’ı Oku-Anla-Yaşa” sohbeti ve aynı gün Çorum’da, “Kur’ân Halkaları” oluşturan kardeşlerimizle verimli müzakereler yaptık.

Sıraladığımız bu programlara ilaveten; İstanbul’un 4 ayrı bölgesinde (Pazartesi: Fatih AKV, Salı: Üsküdar Balaban Tekkesi, Çarşamba: Kartal Fatih S.Mehmet Camii, Cuma: Sanayi mah. AKV şubesi) yaptığımız “Aşır Aşır Kur’ân Dersleri” haftalık periyotlarla sürerken, İstanbul’daki çeşitli okul, İmam-Hatip okulu, üniversite öğrenci yurdu vb. kurumlarla vakıf ve derneklerde özellikle “Namaz bilinci” ve “Kur’ân’ı anlama” konulu panel, konferans, seminer, sohbet ve kitap müzakerelerimiz sürüyor. Yeri gelmişken; DOST TV’de yayınlanan “Namazla Diriliş” programımızı her Pazar, 13.30’da izleyebilirsiniz.

Yazımızı çok güzel bir alıntı ve bu günlerde dilimizden düşürmeyeceğimiz bir dua ile bitirelim:

Seyyid Kutub; “Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin” (Bakara/45) âyetini tefsir ederken der ki:

Namaz; kul ile Allah arasında bir buluşma vesilesi, bir ilişki bağıdır. Kalbe güç kazandıran, ruha Allah ile ilişki halinde olduğu duygusunu aşılayan, nefse dünya hayatının tüm sevgili varlıklarından daha kazançlı değerler sağlayan bir ilişki. Böyle olduğu içindir ki, Peygamberimiz (s) karşılaştığı her sıkıntılı durumda namazın rahatlatıcı kucağına sığınırdı. Namaz; aç kalan yolcu için bir azık, çöllerde susuzluktan kıvranan biri için can veren su, kendisine yardım gelebilecek tüm yolların, dağların karla kaplandığı bir anda tüm ümitleri kaybolan yolda kalmış biri için imdadına yetişen bir ümit kaynağıdır. Bu kaynak mümin için her an elinin altında bulunan sürekli fışkıran kurumaz bir pınardır.” (Fî Zılâlil-Kur’ân))

Duamıza gelince: şeytani güç odaklarının müminler arasında kin ve nefret duygularını körüklediği, bedduaların havalarda uçuştuğu bir dönemde, gelin öfkelerimize yenilmeyelim ve Haşr sûresinin 10. âyet-i celilesinde ümmet-i Muhammed’e örnek gösterilen, sahabenin birbirine duasını sertâc edelim:

“Onlardan (Ensar ve Muhacirlerden) sonra gelenler şöyle yalvarırlar: ‘Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan (imanda bizimle yarışan) kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan(lardan hiçbiri)ne karşı kalplerimizde bir ğıll’e (kin ve nefrete; yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara) yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen Raûf ve Rahîm’sin (şefkat sahibisin, rahmet kaynağısın!)’.”

Âmin! Âmin! Âmin!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi