Serdar Demirel

Serdar Demirel

Kavgada da hilm ve teenni

Kavgada da hilm ve teenni

Zor günlerden geçiyoruz. Toplum birbirine kışkırtılıyor. ‘Bu yeni değil ki!’ denebilir. Doğru ama bu seferki hakikaten farklı. Farklı ve tehlikeli... 

Eskiden laik antilaik, Alevî Sünni, Kürt Türk çatışması çıkartılmaya çalışılıyordu. Hâlâ da öyle. Bunun için neler yaptıklarını biliyoruz. Zira çatışmadan iktidar devşiren ve bu yöntemle her zaman sonuç alan karanlık derin kesimler var. Eğer dün yapılan siyasi amaçlı toplumsal operasyonlar istenilen sonucu tam vermemişse, bunu toplumun geniş kesimlerinin derin aklına, tarih şuuruna ve vicdanına borçluyuz.

Toplumda mezhep, etnik ve ideolojik farklılıkları çatışmaya zorlayanlar şimdilerde buna bir de “dindarlarla dindarlar”ı birbirine kışkırtmayı ekledi. Daha doğrusu nüfuzu dünya çapına yayılmış Cemaat’le İslâmî kesimin geriye kalan kahir ekseriyetini. 

Bu tarz bir çatışmayı, sosyolojik gerçekliği farklı da olsa özü itibarıyla aynı olan Mısır’daki  son yaşananlarda gördük. Küresel ve bölgesel güçler halkın hür iradesiyle seçtiği Muhammed Mursi’yi devirirken yani. 

ABD, AB ve İsrail liberalleri, solcuları, Baltacıları, Hıristiyanları ve eski rejim kalıntılarını organize ederken Suud da Nur Partisi’ne bağlı Selefileri işin içine kattı. Böylece Mısır halkını birbirine düşman ederek bir kaosun içine ittiler.   

İhvan askeri cuntaya karşı kansız ve onurlu direnişini sürdürüyor. Bu direniş hem ülkede hem de Müslüman dünyada takdir topladı. Ancak cuntayı destekleyen Suud selefileri ise Mısır’ın kahir ekseriyetini oluşturan diğer dindar kesimler ile karşı karşıya geldi. Yanlış zamanda yanlış yerde durduğu için Nur Partisi sosyolojik tabanını kaybetmeye ve erimeye başladı.  

“Din’e karşı din, dindarlara karşı dindarlar” projesi şimdi de tehlikeli bir şekilde Türkiye’de hayata geçiriliyor... 

Bu meyanda ABD ve şürekasının Türkiye’yi tekrardan tam kontrol altına almak için ülkemiz üzerinde yürüttüğü operasyona omuz vermeye sürüklenen dindar kesimleri hüzünle izliyor, onları buna iten kadrolara bir kardeşleri olarak “hilm ve teenni”yi tavsiye ediyoruz. Hem onlara hem de onların karşılarına aldığı diğer kesimin kanat önderlerine.

Hilm ve teenni bu günlerde hayat ve memat ölçüsünde lazım olan iki önemli haslettir. Sayın Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük’te, teenni’yi; acele etmeden, ihtiyatlı, düşünceli ve yavaş hareket etme, temkinli davranma olarak açıklamış.

Hilm’i de; tabiat yumuşaklığı, yumuşak karakterlilik, yumuşak huyluluk ve sâkinlik diye izah etmiş. İmam Nevevî de, hilm; akıl, vakar ve sabır manalarına gelir, demiştir. Hilme ve teenniye muhtacız deyişim bundan.

Hz. Peygamber’in (sas) bu iki haslete sahip sahabeyi övdüğünü biliriz. Özetle, Hz. İbn Abbas Hz. Peygamber (sas) Eşecc lakabıyla meşhur el-Münzir b. Âiz’e; “Hakikaten sende Allah’ın sevdiği iki haslet var. Hilm ve teenni.” dediğini nakleder.

Bunun üzerine Hz. Eşecc sorar: “Bu hasletler bende eskiden mi vardı yoksa yeni mi peyda oldular?” diye. 

Efendimiz (sas) de; “Hayır eskidir.” buyurdu. Bu söz üzerine Eşecc: “Beni sevdiği iki hasletle yaratan Allah’a hamdolsun..” duasını yapar. 

Ortadoğu’nun içine sürüklendiği kaosa bakarak hilm ve teeniyi elden bırakmamalıyız. Sonradan pişman olmanın pek faydası olmuyor maalesef. 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi