Türkiye’yi hedef alan; ABD, İsrail, Cemaat üçgenindeki kirli ittifak (1)
Akla hayale gelmeyecek kirli haberler, iftiralar ve saldırılar birbirini izliyor… Bütün bunlar yetmezmiş gibi bakanlık uğruna küstahlaşanların hakaret ve ihaneti hepsinden ağır oldu… Dış ve İç destekli bir karalama kampanyası ile seçilmiş iktidarı hukuk dışı kirli bir operasyonla itibarsızlaştırıp devirmek, sonra da seçilmemiş, güdümlü siyasilere iktidar yolu açılmak isteniyor.
Operasyonun merkezinde sadece “GÜLEN CEMAATİ VAR” tespiti hem eksik hem de yanlıştır. Bu operasyonun içte ve dış bağlantıları olduğu inkarı mümkün olmayan bir gerçektir ve “Gülen Cemaati” bu operasyonun önemli bir parçasıdır.
Bu dış destekli ihanetin görünen hedefi meşru hükümet ve Başbakan olsa da asıl hedef ‘Yeni Türkiye’dir. “Bu operasyonun kazananı ve kaybedenlerine kimler” sorusu soruladursun; asıl kaybeden ülke ekonomisidir. Borsa sürekli düşerken, faizler ve döviz durmadan yükseliyor.
Diyelim ki bazı kişiler yolsuzluk yapmış veya rüşvet alıp vermiş. Mahallede hırsız var diyerek tüm mahalleyi çevirip hırsız yansın diye ateşe vermek mi lazım. Hırsızlık ve rüşvet yolsuzluğu yanlışının doğrusu dış mihrakların oyunlarına çanak tutacak şekilde ihanet derecesinde taraf olmak mıdır bu yanlışın doğrusu..
Bu durumun bir diğer kaybedeni millettir. Çünkü moral değerleri bozuldu. İstikrarlı yükseliş ve büyüme bir anda saldırılarla sarsıldı… Millet şaşkınlık içinde ve kafalar allak bullak. Ülkemiz bir yanda ekonomik yıkıma ve siyasi istikrarsızlığa sürükleniyor… F. Gülen Cemaati intikam alma adına ihanet ve arkadan hançerlemeyi sürdürürken; “bir kaset operasyonuyla CHP’ye Genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini” de ümitlendirdi.
Gelişmeleri tarihi fırsat olarak kabul eden Kılıçdaroğlu ve ekibi; seçimle elde edemedikleri iktidara, bu operasyonlar sayesinde kavuşabileceklerini düşünüyor ve bu durumun kendileri için tarihi bir fırsat doğduğuna inanıyor.
Daha düne kadar, Başbakan Erdoğan’ı Amerika ve AB’nin işbirlikçiliği ile suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi; Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek isteyen ve Başbakan Erdoğan’ı bölge politikalarına engel gören egemen güçlere koşarak “Biz sizin taşeronunuz olmaya hazırız” güvenini verme adına teslimiyetçi bir siyasi tavır sergilemektedirler.
Bu hayali gerçeğe dönüştürebilmek için ABD ziyareti organize edildi ve buradaki görüşmelerin merkezine GÜLEN CEMAATİ ve onların işbirliği içinde oldukları Musevi Düşünce Kuruluşları alındı.
Eskiden “Ordu, millet el ele CHP iktidara” deniliyordu şimdi; “ABD, İsrail, Cemaat El Ele CHP İktidara” denilmeye başlandı.
AK PARTİ VE GÜLEN CEMAATİ
ARASINDAKİ BU AYRILIK NEDEN OLDU
Önce Gülen Cemaati’nin yükselişinin sırrına ermek lazım... Ayrıntısı ve bazı sırlar şahsımda mahfuz kalmak şartıyla özetin özetini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Kendine özgü bir cemaat olan GÜLEN HAREKETİ; Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal ve ABD Başkanı Baba BUSH’un Pentagon tarafından hazırlanan kontrol dışı cihatçı yani silahlı İslamcı radikalizme karşı “ılımlı İslam” projesini hayata geçirmek için seçildi…
Bu sayede GÜLEN Cemaati bir anda farklılaştı ve gücüne güç kattı.
Sağlık sorunları bahane edilerek bu projenin alt yapısı Pentagon’da şekillendirildi.
Vatikan ziyareti ve Amerika’daki Musevi Düşünce Kuruluşları ile özel görüşmeler bu proje için gerçekleştirildi. Rahmetli Özal’ın ölümüyle MİT ve Genelkurmay F.Gülen’in bu ilişki ve bağlantılarından rahatsızlığını göstererek F.Gülen’i sorguladı ve hakkında davalar açıldı.
MİT ve Genelkurmay’ın kendilerini kontrol etmeye başladığı ve bu ilişkileri ülke dışında ancak devam ettirebilecekleri düşüncesinden hareketle F.Gülen, Amerika’yı sığınma limanı seçmiş oldu. O gizli ilişkiler orda sürdürülmektedir.
“Dünyayı yöneten güçleri rahatsız etmeden hatta onların beklentilerine hizmet ederek onların gücünden istifade ederek bir dünya hareketi olmak” F.Gülen’in en büyük hayali ve hedefidir.
Onun için bu okullar üzerinden dünyanın dört bir yanında toplanan istihbarat bilgileri ona ulaştırılır o da ilişkisi olan yerlere teslim eder. Daha önce zeki çocuklar Amerika’ya getirilip, sonra geldikleri ülkelere kendilerine hizmet edecek şekilde görevlendirilirken Gülen Cemaati sayesinde artık ülkelerindeki Gülen Cemaatine ait okullarda İngilizce eğitimini tamamlamış ve göreve hazır hale getirilmiş çocuklardan istifade ediliyor.
Bu okullarda öğretilen üç beş türkü ile “Türkçe olimpiyatları” yapılmaktadır. Bu da işin şovu ve göz boyamasıdır”
Çok değerli dostum rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Almanya’nın Stuttgart şehrindeki evimde Türkiye’nin siyasi geleceğine dair uzun sohbetlerimizde konu Gülen Cemaatine gelmişti. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Özal’ın kendisine yaptığı değerlendirmelerde pek çok senaryonun yanında yukarıda ifadeleri içeren korkunun üzerinde durulması gerektiğine işaret ettiğini belirterek cemaatin desteğinde Özal’ın Cumhurbaşkanlığı sonrasında BBP’yi de içine alacak “yeni bir siyasi hareket”in başlatılması konusunda bir planın varlığından söz etmişti.
Zaman içinde yaşananlar rahmetli Muhsin Başkanımı haklı çıkarttı. (Özal’ın rahmetli olması sonrası bu plan geçerliliğini yitirmişti).
¥ DEVAM EDECEK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.