Halka rağmen paralel devlet ve ABD çıkarması olamaz
Ulusal, seküler küresel güçlerin başlattığı operasyon dalgası sürüyor. Zaten başlangıçta Tayyip Erdoğan’sız bir AK Parti (Tayyip Bey ve ekibi tasfiye edildikten sonra geriye AK Parti diye bir şey kalmaz.) için düğmeye basılmıştı. Şimdi süreç, operasyonun adeta sözcülüğünü üstlenmiş bulunan Zaman Gazetesi’nden desteksiz, orantısız ve de vicdansız bir şekilde saldırmalarla devam ediyor. Hüseyin Gülerce Bey ve kısmen Ali Bulaç Beyi istisna tutarsak, gazetenin üslubu, manşete taşıdığı isimler, velhasıl her şeyi ile küresel güçlerin değirmenine su taşıdıklarını söyleyebiliriz. Başlangıçta seslendiremedikleri söylemi Yargı’dan aldıkları taze nefesle şimdi seslendirmeye başladılar. Mümtazer Türköne’nin yazılarına bakarak cemaatin ne yapmak istediğini sağlıklı olarak okuyabilirsiniz.
Zehiri altın tasta sunmayı çok iyi bilen üstat, Tayyip Beyin sevenlerinin çok olduğunu ve bunlardan birisinin de kendisi olduğunu deklare ettikten sonra söylediklerine bakınız:
“Erdoğan’ın seveni çok; onlardan biri de benim. Ülkeye yepyeni bir soluk getirdi, vizyonunu değiştirdi, askerî vesayeti tasfiye etti, demokrasinin önünü açtı. Liderliği ile topluma özgüven aşıladı. Hizmetleri ve eserleri gelecek nesiller tarafından mutlaka hayırla yâd edilecek. Ama hepsi buraya kadar. Bundan sonra yanlış bir duruşla ısrarı, ona da bırakacağı mirasa da Türkiye’ye de çok şey kaybettirecek. Başbakan istifa etmeyi düşünür mü? 11 seneyi, Anka kuşu gibi her sabah küllerinden yeniden doğarak geçirdi. Bu seferki durum farklı: Başbakan da karargâhı da dağılmış vaziyette. Artık uzlaşma arayışlarının da bir faydası yok. Mermi namludan çıktı, bomba patladı ve hedefi dağıttı. Başbakan’ın sorumluluğu büyük: Bu ülkeyi derin bir kayba sokmadan bu krize son noktayı koyacak araçlar hâlâ onun elinde. İstifa müessesesi tam da böyle krizler için bir çare. Emniyet teşkilatı içindeki kıyım ve yargı ile girişilen savaş gibi umutsuz çırpınışlar artık sadece hasarı çoğaltmaya hizmet ediyor.”
Ben buradan hareketle Fethullah Gülen Hocaefendi, dünyanın jandarması olarak gördüğü ABD’den ve oradaki Yahudi lobilerinden, acaba AK Parti’nin gözden çıkartıldığına ve ipinin çekildiğine dair bir duyum mu aldı? Diye sormadan edemiyorum. Beni bağışlasın sevgili Hocam. Yüreğim kan ağlıyor. Bunu da şunun için söylüyorum: Öteden beri bu hareket, kendisine metot olarak mevcut iktidarı desteklemeyi ilke edindiği için, nasıl olsa AK Parti gidiyor, öyleyse biz de yeni kervan katarında yerimizi alalım diye düşünmüş olabilirler mi? Aslında cemaatin tavrında bir tezat ve kendisiyle barışık olmayan bir durum yok. Siyasal hareket cemaatle test edildiği için ve de paralel devlet cemaatin lehine çalıştığından, gelinen noktada siyasal hareket aleyhine bir rahatsızlık, belki de büyük fay hatları oluştu. Fakat bu fay hattından zarar görecek olan Türkiye’dir. Tayyip Beyin istifası neyi çözecek? Durumdan vazife çıkarmak için pusuda bekleyen siyaset tanrılarını memnun etmek, Sayın Türköne’ye ne kazandıracak? Bu ülke, eski Türkiye’nin bekçisi ve laik sistemin can damarı olan CHP’ye ve faşist MHP’ye mi teslim edilecek? Askeri vesayeti bitiren, ülkeye yepyeni bir soluk getiren, hizmetleri ve eserleri gelecek nesiller tarafından hayırla yad edilecek olan bir lidere reva görülen bu mu olmalıydı?
Bir laik kalem şöyle demiş: “ABD hiçbir ülkede halka rağmen bir lideri desteklemez ve arkasında durmaz. Washington halkın çektiği ipin ucundan tutuyor.” Şimdi bu sözün neresini düzelteceğiz? Kendi içerisinde bir sürü çelişkiyi barındıran bu tespiti tersinden okursak, belki o zaman gerçeği yakalayabiliriz. Halk AK Parti’nin ipini çekmiş midir? Operasyonun ne anlama geldiğini Türk halkı çok iyi okuyor. Bu halk küresel uluslar arası güçlere ve paralel devlet taraftarı olan kesimlere pirim vermez. Bilakis bundan AK Parti kazançlı çıkar. Bize göre AK Parti’nin halk nezdindeki desteği aynen devam etmektedir. Elbette ki insanın olduğu yerde bazı usulsüzler ve yolsuzluklar olabilir. Eğer ülkede adil bir yargı varsa, yolsuzluk yapanları tespit eder ve cezalandırır. Fakat yargı taraflı davranıp yolsuzluk üzerinden siyasal kıyım yapmaya kalkışırsa halkın öz güveni zedelenir. Halk, devletinden, yargısından ve yürütmeden adalet beklemektedir.
ABD’nin bölgesel ve ulusal çıkarlarına AK Parti çomak sokmadığı müddetçe büyük patronun desteği devam eder. Partinin söylemlerinde ve ana ilkelerinde şu ana kadar henüz ılımlı İslam’a ters düşen ve Amerika’yı tehdit eden vurgulara rastlanmamıştır. Olsa ki ne yazar? ABD ilah mı? Yeter gayri, komplo teorileriyle gündem oluşturmayalım. Müslüman Türk halkı AK Parti’nin arkasında sağlam durduğu ve vekiller savrulmadığı müddetçe hiçbir şey olmaz. Şimdi birlik ve beraberlik zamanıdır. Kazanımlarımızın tükenmemesi, masada bükülü duran vesayetin bileğinin doğrulmaması, anaların ağlamaması, eski Türkiye sevdalılarına gün doğmaması ve normalleşen ülkemizin istikrarının bozulmaması için, gelin canlar hep birlikte çalışalım. İktidar ve güç rehavetinden silkinmenin, kendi nefislerimizi muhasebeye çekmenin tam vaktidir. Hayır gördüğümüz şeylerde şer, şer gördüğümüz şeylerde de hayır olabilir. Allah (c.c) her şeyi görmektedir. Bana göre operasyondan çıkarmamız gereken ders budur. Halka rağmen paralel devlet olamayacağı gibi küresel güçlerin ip çekme diye bir şeyleri de olamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.