Yeni Yılda Nasıl Bir Kılıçdaroğlu İstersiniz?
CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde dini konulara merak sardı. Helaller, haramlar, kul hakkı, yetimlerin hakkı gibi bize ait kavramları sıkça zikretmeye başlaması şüphesiz bizleri sevindiriyor. Bence Kılıçdaroğlu, işe tevbe ve helallik ile başlamalı.
● Ey ahali, biz cumhuriyetten bile yaşlı bir partiyiz. Bu memlekette yeni bir rejim kurmak adına çok zulümler yaptık, darağaçları kurduk, binlerce masum insanı ipte sallandırdık, çok ocaklar söndürdük. Çok gözyaşı döktürdük. Elimiz kanlı bizim. Şapka giymediği için asılan binlerce mazlum her gece rüyalarıma giriyor. Kur’an öğrettiği için, ezanı “Allahu Ekber” diye okuduğu için zindanlarda çürüttüğümüz onbinlerce insan benim kâbusum oluyor. Ya çarşaflarını yırttığımız kadınlar? Düşünsenize Fransız askeri bir kadının çarşafına el uzattığı için tüm Maraş ayaklanmıştı ve camilerini ahır, depo yaptığımız, bir mal gibi sattığımız insanların öfkesini hangi dipçikle dindirdik? Bütün bu zulümlerin sonunda hâlâ gökten taş yağmadığına ne kadar şükretsek azdır. Bu yaptıklarımız için Müslüman halkımızdan, İskilipli Atıf Hocaların, Muhammed Esat Erbililerin ve onlar gibi darağaçlarında öldürdüğümüz insanların ruhaniyetinden helallik istiyorum, yüce Allah’ın huzurunda bu günahlarımızdan dolayı tevbe ediyorum.
● 27 Mayıs 1960’ta orduyu tezgâha getirerek yaptırdığımız darbeden zarar görenlerden, Yassıada’da intihar eden, zulüm gören ve darağacında asılmasına vesile olduğumuz Başbakan Adnan Menderes ve bakanları Hasan Polatkan, Fatih Zorlu’nun ruhaniyetlerinden özür diliyor, helâllik istiyorum.
● İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı Nurettin Sözen’le uhdemize geçtiğinde günlerce susuz bıraktığımız ve günde 5 vakit abdest almalarına bile fırsat vermediğimiz milyonlarca İstanbulludan özür diliyor, helallik istiyorum.
Ve İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel vasıtası ile toplanan rüşvetin CHP’nin kanatları altında mümkün olması yüzünden yediğimiz kul hakları için o günlerde bize oy veren-vermeyen milyonlardan özür diliyor, helallik istiyorum.
● Çankaya’nın CHP’li belediye başkanının ifade ettiği ve CHP’li müteahhitleri anlattığı “yamyamları doyuramıyorum” sözü ile mutazarrır olan tüm Çankayalılardan özür diliyor, helâllik istiyorum.
● Benden önceki genel başkanımız sayın Deniz Baykal’ın rüşvet aldığı gerekçesi ile CHP’den ilişiğini kestiği Mustafa Sarıgül’ü yeniden İstanbul adayı yaptığım için tüm halkımızdan özür diliyor, helâllik istiyorum.
● Bugüne kadar alnı ak bir şekilde ülkesine hizmet eden bir başbakanın anasına en ağır küfürleri ettiğim için kendimden utanıyor ve Tenzile Ana’nın ruhaniyetinden ve Başbakan Erdoğan’dan özür diliyor, helâllik istiyorum.
● Bugüne kadar iktidarın yaptığı alkol düzenlemelerini ve başörtüsü serbestisi getiren düzenlemeleri her defasında yüksek yargıya taşıyarak Sütçü İmam’ın ruhunu incittiğimiz için cümle Allah dostlarından helâllik istiyor ve Allah’ın huzurunda tevbe ediyoruz.
● Taksim Gezi Parkı eylemleri ile başlayan ve Türkiye’yi yangın yerine çeviren, dış destekli kalkışma sırasında sırf iktidar kaygısı ile onlara destek olduğumuz ve alkışladığımız için kendimizden utanıyor ve halkımızdan özür diliyor, helallik istiyorum.
● Halkın oyları ile iktidar olmuş siyasi partileri devirmek için darbe planlayan Ergenekon Terör Örgütüne üye olmak için adresini aramak gibi bir gaflete düştüğüm için son derece üzüldüğümü belirterek halkımızdan ve AK Parti camiasından özür diliyorum.
........
Yeni yılda böyle bir Kılıçdaroğlu tahayyül edebiliyor musunuz? Hayır diyorsanız; Mustafa Sarıgül’le, Nurettin Sözen’le, Ergun Göknel’le yola devam...
ALAEDDİN KAYA'DAN AÇIKLAMA
Fatih Uğurlu tarafından kaleme 11.12.2013 tarih ve "Hüseyin Gülerce: Taraf, Cemaat’le Ak-Parti’yi Kavga Ettirmek İstiyor!" başlıklı yazıya, Alaedin Kaya'dan bir açıklama geldi. Açıklama şöyle:
“Son günlerde en çok konuşulan konusu şüphesiz Taraf gazetesinin yayınladığı 2004 yılı Milli Güvenlik Kurulu zabıtları. Bu olayı herkes kendi penceresinden yorumluyor. Bu gazetenin yaptığı yayını değerlendirirken onun tetikçi kimliğini mutlaka bir kenarda tutmak lazım.” ifadeleri ile hilafı hakikat iddialar ileri sürülmüştür.
Matbaanın, Zaman gazetesi tarafından Taraf gazetesine bağış olarak verildiği hilafı hakikattir. Matbaa makineleri tarafa, Türkiye Finans Kurumu’ndan aldıkları kredi ile bedeli peşin ödenmek sureti ile tarafımdan satılmıştır.
Taraf gazetesine hiçbir zaman gazete kâğıdı satmadım üstelik Taraf gazetesinden zaman zaman kâğıt satın aldım.
Size gönderdiğim açıklama ile Fatih Uğurlu tarafından kaleme alınan 09.11.2012 tarihli yazınızda yer alan iddiaların doğru olmadığını bildirmeme rağmen, açıklamamın altına koyduğunuz not ile yalancı olduğum ima ve iddiasında bulundunuz.
Oysa ki hilafı hakikat iddialar ileri süren sizdiniz.
Yazınızdaki “Fethullah Hocamızın medya ayağı” ifadesindeki üslubunuzu da size iade etmekteyim.
Yine yazınızda yer alan “Alaaddin Kaya’nın “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur, bana hizmet eden herkese kâğıt da veririm, matbaa da” düsturu mucibince Taraf dimdik ayakta durmakta ve istenilen hedeflere nokta atışı yapmaktadır” ifadesinde ise, düstur kavramını yanlış yerde kullanmaktasınız.
Yazınızdaki dost düşman değerlendirmeniz de hilafı hakikattir.
Düşmanım olarak gördüğünüz insanlar da benim gerçek dostlarımdır.
Yazınızdaki “Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan salvo atışlarının sahibi belirginleşiyor” ifadesi ile yöneltilen itham da tamamen hilafı hakikattir. Hayatım boyunca hiçbir mümine sizin ifadeniz ile “salvo atışı” yapmadım ve yaptırmam da.
Hele Sayın Başbakan’a dua etmekten başkaca davranışlar içinde olmadım, olmam da. Farklı düşüncelerim olursa da çekinmeden kendisine arz ederim."
Alaeddin Kaya