Serdar Demirel

Serdar Demirel

Şerden Hayır Doğar Mı?

Şerden Hayır Doğar Mı?

Cemaat’in Hükümet aleyhine başlattığı operasyon ve bu yüzden Cemaat ile İslâmî camianın diğer geniş kesimleri arasında vuku bulan gerginlik, özü itibarıyla bize şer gözükmektedir. Bu zeminde inanılmaz hayâl kırıklığının yaşandığı ve bunun da kullanılan uslûbu esir aldığını söylemeliyim.  
Bu fitne ateşi aile içi, arkadaşlar arası, toplum içi ve devlet bürokrasisinde büyük savrulmalara sebep oldu. Ortadoğu büyük bir kaosun içinden geçerken biz neredeyse bundan başka bir meseleyi tartışmıyoruz. Nereye gitseniz söz bu meseleden açılıyor. İnsanlar öfke biriktiriyor.
Çünkü bu olay, İslâmî camianın hem yurt içi hem de yurt dışı son on yıllık bütün kazanımlarını berhava edebilecek riskler barındırmaktadır. İslâm ve ümmet endişesi olan, Türkiye’yi devletler muvazenesinde güçlü bir aktör olarak görmek isteyen her insanın yaşananlara üzülmemesi mümkün değildir.
Acaba diyorum, İslâm tarihinde birçok örneği olduğu gibi, bize şer gözüken bu yaşananlardan bir hayır doğabilir mi? Bu krizi bir imkâna dönüştürebilir miyiz?
Buna ilk dönemden birkaç örnek zikredelim. Meselâ Kur’an’ı Kerim’in toplatılması. Malum olduğu üzere Hz. Peygamber (sas) döneminde Kur’an bir kitap hâlinde biraraya toplatılamamıştı.
Efendimiz’in (sas) vefatı sonrası ridde hareketleri başladı. Yemâme savaşlarında yetmiş kadar Kur’an hâfızının şehid edilmesi başta Hz. Ömer olmak üzere müslümanları Kur’anın muhafazası hususunda telâşa düşürdü. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir’e dağınık hâlde bulunan Kur’an âyetlerinin tek mushafta toplatılmasını teklif etti.
Katledilen hâfızların durumu şerdi, zira Kitab’ın muhafazası tehdit altına düşmüştü. Ancak Müslümanlar çabuk davranıp gerekli önlemleri alarak Kur’an-ı Kerim âyetlerini zamanında bir mushafta toplamayı bildiler. Bu şer büyük bir hayra vesile oldu.  
Başka bir misal, Hz. Osman’ın katledilmesi olayı. Ümmet bu olayın ve bunu takip eden elim hâdiselerin meydana geldiği döneme “Asru’l Fitne” yani “Fitne Dönemi” demiştir. Bunu fırsat bilen İslâm düşmanları ve bazı gâfil Müslümanlar farklı maksatlarla hadis uydurmaya başlamışlardı.
Hadis uydurma hareketi siyasi ihtilaflar kadar, belki ondan da büyük yıkıcı bir fitneyi bağrında taşıyordu. Çünkü uydurma rivâyetler İslâm’ın berrak inanç sistemini, ibâdet ve ahlâk prensiplerini, siyasi yapısını tahrif etmeye, Müslüman tasavvurunu bulandırmaya yönelik bir tahrif faaliyetiydi. İslâm hadis zemininde tahrif edilmiş olsaydı zaten bir daha ümmetin birliğini yakalamak mümkün olamayacaktı.
Böylesi büyük bir fitne ulemâyı erken harekete geçirmiş, gerekli tedbirleri alarak önce hadisleri tedvin etmiş, sonra da Efendimiz’e (sas) nisbet edilen rivâyetlerin sahih olanını sahih olmayanından ayırt etmek üzere senet ve metin kritiğini mustakil ilmî bir disiplin olarak inşa etmişlerdi. Bu şer, Sünnet’in korunması için Müslümanları erken harekete geçirdi..  
Kelam ilminin inşası da buna başka bir misaldir. İslâm coğrafyası fütuhatla genişleyince Müslümanlar farklı kadîm medeniyetler ve kültür havzalarının teolojik ve epistemolojik meydan okumalarıyla karşı karşıya kalmıştı. İslâm tasavvurunu bulandıran bu yıkıcı fikrî faaliyetlere direnebilmek amacıyla Müslümanlar kendi kelam disiplinini inşa ettiler.
Tarih içerisinde Müslümanlar özü şer olan bu türden nice büyük fitnelerle imtihan oldular. Allah’ın (c.c) inayetiyle bu krizleri fırsatlara dönüştürmesini bildiler. Bugün neden olmasın?
Bunun için Cemaat ivedilikle bir iç muhasebe yapmalı; ittihatçı geleneğe, uluslararası kirli ittifaklara yaslanmak yerine asıl güç kaynağı olan Anadolu insanına ve Cemaat ruhuna dönmelidir.
Hükümet de muhasebe yapmalı; 2023 ve 2071 vizyonunu hangi değer sistemi üzerine kuracağını iyi tahlil etmelidir. Parti, yaşananlardan ders çıkarmalı, liderin enerji ve azmine paralel bir ruhla kendine çeki düzen vermelidir. Türkiye’nin ve bölgenin buna ihtiyacı var. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Serdar Demirel Arşivi