Ukrayna’da darbe üstüne darbe
Ukrayna’da tansiyon düşmüyor ve darbe üstüne darbe yaşanıyor. Bir yanda AB yanlıları; diğer yanda Rus yanlıları… Ülke tam anlamıyla ikiye bölünmüş durumda...
Rusya sınırına yakın yerleşim yerlerinde Rusça konuşuluyor ve buralarda yaşayanlar kendilerini Rus kültürünün bir parçası kabul ediyorlar... Ülkenin Batısında yaşayanlar ise kendilerini Avrupalı kabul ediyor ve tekrar Rusların boyunduruğu altına girmeme konusunda çok kararlılar...
Başkent Kiev’deki direnişin sebebi de aslında bu kararlılıktır.
Ukrayna; 25 yıl önce bağımsızlığına kavuştuğu halde, ülkedeki Rus azınlığın ve Rus yanlısı politikacılar ile AB yanlılarının başkaldırısı yüzünden hâlâ yönünü belirleyemiyor. Bu siyasi kaos ve güçler arası mücadele hiç de biteceğe benzemiyor.
Rusya, AB’nin ve NATO’nun kendi bölgesine doğru genişlemesine karşı çıkıyor ve Ukrayna’yı AB’ye bırakmaya niyeti yok. Rusya Devlet Başkanı Putin’e göre huzursuzluk büyük bir ateşe dönüşmeden önce bastırılmalıydı ve muhalefet ile masaya oturulup ikna edilmeliydi. Putin’in en çok güvendiği isim olan ve parlamento tarafından azledilen Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç beceriksizlikle suçlanıyor.
UKRAYNA’DA KORKU VE ENDİŞE HAKİM
Ukrayna’da iktidar Rus yanlılarından AB yanlılarının eline geçti ancak ülkede hâlâ korku ve endişe hakim. Ukrayna’da herkes bir birine “bundan sonra ne olacak?” sorusunu soruyor. Fakat hiç kimse bu soruya net bir cevap veremiyor. Çünkü; ülke ekonomisi kelimenin tam anlamıyla çökmüş vaziyette, Rusya henüz tavrını açıklamış değil. Bir diğer düşündürücü olan ise, ordunun hâlâ sessizliğini sürdürüyor olmasıdır.
Ukrayna Rusya ile AB arasında sıkışmış durumda ve ülkenin bölünmez bütünlüğü tehlikededir.
AB ve Amerika; Rusya ile karşı karşıya gelmemeye dikkat ederken, Ukrayna’da AB yanlılarını da yalnız bırakmıyor. AB yanlılarının başlattığı ve 77 kişinin ölümü ve binlerce kişinin yaralanması ile sonuçlanan protestoların, halk isyanına dönüşmesi sonucu Rus yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç geri atım atmak zorunda kalmıştı. Ancak o geri adımın devamı çorap çöküğü gibi geldi ve sonunda hem azledildi hem de her yerde aranan bir sanık olarak ilan edildi.
MODERN DİKTATÖRÜN DEVRİLİŞİ
Ukrayna Parlamentosu, Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in azledilmesine ve 25 Mayıs’ta başkanlık seçimlerine gidilmesine karar verdi. Parlamentoda ayrıca Cumhurbaşkanının yetkilerini parlamento ve Başbakanlığa veren 2004 Anayasasına dönülmesi, geçiş hükümetinin kurulması, protestolara katılanlar hakkında hiçbir yasal girişim yapılmaması kararları alındı. Bu kararlarla halkı hiçe sayan ve seçimle elde ettiği yetkileri kötüye kullanarak kendi diktatörlüğünü ilan eden Yanukoviç’in iktidarı resmen devrilmiş oldu.
Parlamento modern diktatörü devirmekle kalmayıp tutuklanması için de karar çıkarttı.
Modern diktatör Yanukoviç’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonraki ilk icraatı 2004 anayasasını değiştirerek kendi yetkilerini genişletmek olmuştu. Artık devlet sadece ondan sorulur oldu ve parlamento ile hükümet sembolik kalmıştı. Ayrıca geniş yetkileri kullanarak AB yerine Rusya ile bir dizi anlaşmalar imzalamıştı.
Bu anlaşmalar; AB yanlısı halkı “tekrar Rusya’nın boyunduruğu altına giriliyor” endişesine sevk etti ve protestolar işte o korku ve endişe yüzünden başlamıştı.
Yanukoviç’in halk tepkilerine aldırmadan Kasım 2013 tarihinde Avrupa Birliği (AB) ile ortaklık anlaşmasını imzalamaktan son anda vazgeçmesi tepkilerin çığ gibi büyümesine sebep oldu.
Modern diktatör olarak adlandırılan Viktor Yanukoviç, muhalefet cephesinin 2004 Anayasasına geri dönülmesi konusunda bazı girişimlerini, yetkilerini kullanarak engellemişti. Halk kitlelerini baskı ve şiddetle sindirmek amacıyla “terörle mücadele kanunları” çıkarılmasını yine o emretti. Yasakçı, baskıcı ve dayatmacılığının yanında Rusya’nın desteğiyle ülkenin diktatör gibi yönetmesine kendi partisinden de tepki görmeye başlamıştı.
Nitekim muhalefetin parlamentodaki oyları yeterli değildi. Modern diktatör Viktor Yanukoviç, kendi partisinden bir grup milletvekilinin de ona karşı tavır alması ve muhalefet desteği ile azledilmiş ve tutuklanması için parlamentodan karar çıkarılmış oldu.
HEM TATAR TÜRKLERİNİN HEM DE KIRIM’IN GELECEĞİ TEHLİKEDE
Bir önceki yazımda Kırım Yarımadasında yaşamakta olan Kırım Türklerinin varlığı ile Kırım’ın Tatar Türklerinin ana vatanı olması nedeniyle bizim içinde çok önemli olduğuna dikkat çekmiştim.
Ruslar ve Rus yanlısı Ukraynalılar Kırım’ın Ukrayna’dan Bağımsızlık ilan ederek Rusya’ya bağlanmasını istiyor. Sovyetler Birliği döneminde Tatar Türk toplumunun sürgünü ve Rusların bölgeye yerleştirilmesi sonucu çoğunluk Rusların eline geçmiş oldu..
Bizler Kırım’ın Ruslaştırılmasına karşıyız. Bağımsız ve demokratik bir Ukrayna’ya bağlı bir özerk bölge olarak kalmasını istiyoruz.
Rus kontrolünde bir Ukrayna yerine AB üyesi bağımsız demokratik bir Ukrayna’yı Kırım Tatar Türk Topluluğu ve Kırım’ın siyasi geleceği için hem önemsenmeli hem de desteklemeli. Uluslararası dengeler, Kırım üzerindeki haklarımız ile soydaşlarımız olan Kırım Tatar Türkleri’nin hak ve hukuklarının korunması için bu bir zorunluluktur.
Bu konuda Türk hükümeti uluslararası toplum nezdinde geç kalmadan Kırım için gerekli girişimleri başlatmalıdır. İhmal veya geç kalınması Allah korusun telafisi mümkün olmayan acı sonuçlar doğurabilir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.