Suriye’de bir yandan Baas’ın vahşi katliamları sürerken bir yandan da ağır kayıplar verdiğine, önemli stratejik noktaları kaybettiğine, mücahitlerin dikta kontrolündeki önemli bir hapishaneyi kurtarıp tutsakları özgürlükleştirdiklerine, bu arada ciddi miktarda askerî araç ele geçirdiklerine dair haberler aldık. Gelişmeler direnişin dördüncü yılında diktanın kontrol alanının daha da daraldığını gösteriyor.

Fakat bu sıralarda dünya gündemini daha çok Rusya’nın Kırım oyunları meşgul ediyor. Buradaki hâkimiyet kavgası emperyalizmin doğu ve batı kanadını da karşı karşıya getirdi. İlginç olan bir şey de çıkar hesapları için uluslararası alanda adeta Rusya’nın kuyruğu haline gelen İran’ın Kırım meselesine, “Rusya bizim dostumuzdur, ne yaparsa haklıdır” mantığıyla yaklaşması. Tamamen makyavelist ve pragmatist felsefeyle çizgisini belirlediğini burada da gösterdi.

Rusya’nın Kırım üzerindeki çıkar hesaplarından dolayı buranın referandum oyunuyla önce bağımsızlığını ilan etmesini sonra da daha bağımsızlığın biraz tadına bakmasına bile fırsat vermeden Rusya’ya bağlanmasını sağlayarak bölgeyi işgal etmesi Ukrayna’yı Avrupa’ya ilhak çabasındaki Batı kampını ciddi rahatsız etti.

Fakat Kafkaslar’da yıllardan beri Moskova sultasından kurtulup özgürlüklerine kavuşmak isteyen Müslüman halkların topraklarında Rus işgali fiilen sürüyor. Batı ve ABD bu işgalde bazı göstermelik ve siyasi amaçlı eleştiriler dışında Moskova’ya söze gelir bir tepki göstermedi. Özgürlüklerine kavuşmak isteyen halkların kesin reddettiği kukla yönetimler oluşturulmasına, katliamlar gerçekleştirilmesine, insanların kitleler halinde yurtlarını terk ederek başka yerlere sığınmak zorunda bırakılmalarına zikre değer bir tepkisi olmadı. Zulme ve haksızlığa karşı halkların özgürlük mücadelelerine öncülük eden direniş hareketlerini ise tüm İslâm coğrafyasında olduğu gibi burada da terör örgütü olarak nitelendirdiler.

Emperyalizmin Batı kampının bu tutumu ve işgalci katili suçlamak yerine hakkı için meşru mücadele içine gireni suçlaması doğal olarak saldırgan işgalcileri cüretlendirdi. Böylece sadece işgal ettikleri topraklarda değil mafya çeteleri yöntemiyle eli kanlı casuslarını sokabildikleri her yerde özgürlük davasının öncülerini ortadan kaldırmak için kirli cinayetler işlediler.

Çağdaş emperyalizmin himaye ettiği mafya çetelerinin hüküm sürdüğü Filistin ile Kafkas topraklarındaki özgürlük mücadeleleri arasında önemli benzerlikler olduğu görülür. Her ikisinde de dava önderleri hep önde gittikleri, büyük fedakârlıkları göğüsledikleri için birçok dava önderi hayatını feda etmiştir.

Aynı şekilde buralarda gayri meşru hakimiyetlerini sürdürebilmek için haklı mücadelelere karşı savaşan güçler arasında da büyük benzerlikler görülür. En önemli benzerlikleri de karşılarındaki mücadelenin siyasi önderlerini dahi öldürebilmek için her yere kirli ellerini uzatmaya çalışmaları, insanları girdikleri otellerde, iş yerlerinde kısaca bulabildikleri her yerde hedefe yerleştirerek tasfiye etmeye çalışmalarıdır. Her iki çetenin de bu şekilde karanlık cinayetle öldürdüğü birçok önemli dava önderi oldu. Birer örnek olarak yakın dönemde işledikleri cinayetler arasında Moskova çetesinin Ankara’da Çeçen davasının gönüllülerinden Medet Ünlü’yü, siyonist çetenin de Dubai’deki ihanetçilerle işbirliği yaparak Hamas liderlerinden Mahmud el-Mebhuh’u Dubai’de kaldığı bir otelde şehit etmesini zikredebiliriz.

Moskova çetesinin Kafkas işgaline karşı sürdürülen bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde iki gün önce de Kafkas İslâm Emirliği’nin emiri Dokku Umarov şehit edildi. 1994’te Rusya’daki kârlı ticaretini bırakıp Çeçenistan’ın hak ve özgürlük mücadelesine iştirak için yurduna dönen Umarov yirmi yıldan beri cihad cephesindeydi. Çeçenistan’da bağımsızlığı ilan edilen devletin yöneticilerinin yanında önemli görevlerde yer aldı. 2006’da Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Abdülhalim Sadullayev’in şehit edilmesinden sonra onun yerine geçti. 2007’de Kafkas İslâm Emirliği’nin kuruluşunu ilan etti.

Türkiye’de muhtelif camilerde, İstanbul’da da Fatih Camisi’nde Cuma namazı sonrası Umarov için gıyabi cenaze namazı kılınacak. Yüce Allah’tan kendisine rahmet etmesini ve şehadetini kabul etmesini diliyoruz.