Hindistan'da yaşasaydık veya Hindu inancına sahip olsaydık, kutsal kabul edileceklerdi ve aramızda rahatça dolaşacaklardı...

Ne Hinduyuz, ne de burası Hindistan.

Fakat yine de aramızda rahatça dolaşan bir sürü inek var.

*

öküzün biri, egsozu patlak arabayla, gece yarısı sokaklarda tur atıyor.

Camları açmış, teybin sesi de sonuna kadar açık, bangır bangır geçiyor.

Saat gecenin ikisi...

Yanında kendi cinsinden birkaç kişi daha...

Kasette, gırtlağını yırtarcasına bağıran şarkıcı ile külüstürün egsoz gürültüsü yarışa tutuşmuş.

Ara sıra da korna çalıyorlar. Geçiyor, gidiyor, uzaklaşıyor... Sonra tekrar geliyor.

*

Bir başka öküz ise şeytan arabasının motorlu olanıyla sokak aralarında hız denemesi yapıyor aynı saatlerde.

Motosikletin çıkardığı sese bakarsanız, geçtiği yolların asfaltını sökmekle vazifeli sanırsınız.

Onun kornası daha beter.

Sanki bir mandayı uçurumdan düşerken görmüşler, bağırtısını kayda alıp getirmişler, o motosiklete korna diye takmışlar.

*

Hindistan'da değiliz ama bu öküzlerin de hayat hakkı var.

Tam gaz sokaktan geçtiği sırada, yukarıdan bir saksı ile müdahale edecek olsak, adam yerine koyarlar da niye attın bu saksıyı adamın tepesinden diye hesap sorarlar.

En iyisi, o ikisinin birbiriyle buluşmalarını beklemek.

Ola ki köşeyi dönerlerken, İran'da söylendiği gibi "tesadüf eylerler" de sesleri kesilir.

*

Otururken içindeki canavarı dışa vurmayan, miskin miskin kendi halinde oyalanan adamlar, direksiyon başına geçti mi bir başka canlıya dönüşüyorlar.

Motorun gücünü kendi gücü zannetme gibi bir durum yaşadıkları.

Gaz verdikçe gidiyor araba, gaz verdikçe gidiyor; vay canına diye düşünüyor o da, ben ne kadar kudretliymişim!

*

Bu psikoloji, her türlü gücü elinde bulunduran kişi için söz konusu olabilecek bir handikap, bir tuzak, bir tehlike.

Elinde silah tutan için, kuvvetli bir birimin başındaki için, kısacası her türlü iktidar sahibi için.

O yüzden iktidarını kaybedenler birden bire bir boşlukta olduğunu hisseder.

Emekliye ayrılan kudretli paşalar da ilk zaman doğal olarak bocalama yaşayabilir.

Kaybettiği iktidar koltuğuna tekrar kavuşmak uğruna, yıllarca sahip olduğu siyasî görüşünün aksine hareket edenleri de anlamak yahut hiç değilse anlamaya çalışmak gerekir bu yüzden.

*

Geceyi bölen sesleriyle, ikide üçte mahalle arasında tur atan külüstürleri polis görmez mi, patlak egsozların çatlak gürültülerini duymaz mı, görüp duyarlarsa gel aslanım buraya demezler mi, yoksa polislerin şu ara daha önemli işleri mi vardır, bilemiyorum.

Sürücüleri böyle olan memleketin, kimi yazarları da "Benim sosyolog yanım" diyerek ahkâm keseceklerdir elbet.

Kestikleri ahkâmla, Başbakan Erdoğan'a içkili yerlerde boş kadeh kaldırmasını tavsiye edeceklerdir.

Ve biz hâlâ Hindistan'a ne kadar uzak olduğumuzu düşünmekteyiz.

Hinduizm'den etkilenmediğimizi rahatlıkla söyleyebilir misiniz gerçekten?