ABD Senatosu’nun mutad nisan taarruzu!
ABD diye bir devlet var biliyorsunuz. O devletin dünya yönetiminde nasıl bir rolü olduğunu de bilmeyen beri gelsin!
Bugün Suriye’de masum insanlar katlediliyorsa, müsebbibi o! Irak’da vahşet bitmiyorsa sorumlusu belli! Mısır’da yüzlerce masum ipe çekilecekse, şüphesiz mes’ulü malum.
Çünkü Esed düşmanı görünüp ona hayat öpücü konduran onlar. Irak’ı demokrasi adına işgal edip kaosa sürükleyen ABD. Sisi’yi azdırıp darbe yaptıran yine ABD.
Bu devletin Senatosu ne iş yapar?
Doğrusu çok fazla bilmiyorum. Bilmesem de kayıp (ve ayıp) değil. Her yıl mutad olarak yaptığı bir iş var ki çok iyi biliyorum.
Her nisan ayında ABD Senatosu gündemimizdeki meş’um yerini alır.
24 Nisan gelmeden bir “Ermeni katliamını tanıma tasarısı” hazırlanır. Komisyondan şöyle veya böyle geçer.
O arada Türkiye’nin ilgili mercileri harekete geçerler. Bir taraftan Senato’dakileri etkilemeye, diğer taraftan Başkan’ın dikkatini çekmeye ve en önemlisi Yahudi lobilerinin kucağına atlamaya istekli olurlar.
Sana muhtacım ABD! Senato sensiz olmaz! Bilhassa da Yahudi lobileri size minnetarız! Bizi kurtardınız!
Her yıl bu böyledir.
Birilerinin elinde bir güç var ve bu güç kullanmayı bizim yalvar yakarlarımıza, verdiğimiz tavizlere karşılık geçici bir süre -bir yıllığına- erteliyorlar.
ABD’ye, Senato’suna, Yahudi lobilerine mecburiyetimiz ve meclubiyetimiz böylece sürüp gidiyor.
Bu gücü elinde bulunduranlar, öyle bir gün gelecek ki, bizim ricamıza, niyazımıza, paramıza, pulumuza bakmadan “hayır” diyecekler. O gün ne zaman gelecek? Bunu bilmek mümkün değil. Mesela o gün bugün olabilir. Senato’ya gönderilen tasarıyı ABD Başkanı bu sene engellemek için saç tüylerine harekete geçirmeyebilir.
Neden mi?
“Mr. Erdoğan sen atık çok oldun! Türkiye’yi sensiz gül gibi idare ederiz. Hadi bakalım!” diyebilirler.
Derler mi, demezler mi?
Deme gücü olan bir gün olur mutlaka ve mutlaka der!
O kıyamete hazır mıyız veya razı mıyız?
Eğer değilsek, yapacağımız şey şudur: Haçan seni tanımayrum!
Mutad süreç başladığından itibaren, Türkiye hiç böyle bir şey yokmuş gibi davranacak. Birtakım yapılar harekete geçirilmeyecek, Dışişleri Bakanı ağzına kilit vurulmuşcasına konuşmayacak.
Senato komisyonu kararını verecek... Ardından Senato konuyu göndemine alma tartışmaları başlayacak. ABD’nin ilgili mercileri bekleyecekler.
Türkiye’den yine ses çıkmayacak. ABD Başkanı bu raddede müdahale ederse, iyimser olabiliriz. Değilse?
Yapacak bir şey yok. Bırakın Senato’da görüşülsün... Senato görüşmeyi kabul edecek... ABD ve ilgili merkezler “ne oluyor bu Türkiye’ye yahu” diye çalınacaklar.
Senato’dan geçecek. Başkanın kucağında nur topu gibi bir Türkiye kararı var. Hadi bakalım yürüt hükmünü! Yürütmeye kalkışırsa, Türkiye’nin yapacakları da olacak. O günü geciktirmemeliyiz. Restimizi sessiz kalarak çekmeliyiz.
Hasmın sitemine sitem, onu görmemektir!
Bu sene 2014. Gelecek sene 2015. Daha şiddetli bir dalga beklenmeli. Çözüm açık: ABD’ye mesaj: Biz o dükkânı kapattık! Ne halin varsa gör!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.