Hasan Mezarcı’yı kim çıldırttı?
Akif’in sorduğu “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?” sorusunun cevabı etrafında dönüp durmanın tarihi son yüzyıl Türkiyesi’dir! Esasında Akif soru sormamış, herkesin bu vatan için “feda” olabilme kudretine sahip olması gerektiğini söylemişti. Herkes kim? Bu vatanın gelişmesi için çabalayanlar mı yoksa her olumlu adımda çelmelerini uzatıp dev bir cüsseyi yere yatırmaya çalışanlar mı? Çıldırtılanlar, satın alınanlar, yoluna bakanlar…
İşte Türkiye’nin bütün darbeleri “bu cennet vatan uğruna kendini feda edebilecek” insanlara karşı yapıldı. Kendini feda etmek kör bir kurşunla ölmek demek değil! Türkiye’nin geleceğe daha güvenle bakması için iş ve fikir üretmek “feda” olmaktır. Derdinin derman edinenler feda olanlardır!
1980 darbesiyle paralel kurulan Partiya Karkeren Kürdistan (PKK) Örgütü adeta bir şirket gibi hareket etmiş. Bu şirketin Anadolu’da görünen yüzü ise hep kan ve acı olmuştur. Arka plandaki esas şirketler PKK’yı hepimize karşı taşeron bir şirket olarak kullanmıştır. Bu örgüt kavimlerin arasından çekilince “kardeşlerin” daha net bir şekilde anlaşabildiği görüldü. İslam Kardeşliği yıllarca hep sözde kaldı, zira biz ne zaman İslam Kardeşliği adına adımlar attıysak Türkiye’nin dört bir yanına şehit cenazeleri geldi. Bizim peşmerge dediğimiz PKK üyelerinin çatışmada ölen kişileri de yine Türkiye’de yaşayan insanların cenazeleriydi. İşe bak, ölen de öldüren de aynı toprağa gömülüyor. Bundan sonra bu millet araya giren sahte sözcülere itibar etmeden yoluna bakacak. Sıkıntı şurada: Elinden statüsü alınan darbeciler, çeşitli paralel yapılanmalar artık yapacak bir şeyleri kalmayınca yine milletin evlatlarını birbirine kırdırır mı? Buna müsaade etmemek için “bu cennet vatanın uğruna” feda’karlık yapacak bir nesil var. Bu nesile herkes sahip çıkmalı, önüne hendekler değil; köprüler kurmalıdır.
Hasan Mezarcı olayı birçok düğümü çözebilir. Siz 28 Şubat’ın tüm kapıları aralandı mı sanıyorsunuz? Evet o dönem mağdur olan, işinden atılan birçok insan görevine geri döndü. Peki bunun müsebbiblerine dokunan oldu mu? Bugün sizin çok özgürlükçü sandığınız “bazı” sayın rektörler yarın en ufak bir emirle üniversite kapılarında cadı avına başlayacaktır. Diğer kurumlarda da durum aynı!
Hasan Mezarcı 90’lı yılların Refah Partili milletvekili. Gözüpek, sözünü sakınmayan, feda’kar bir şahıs nasıl oldu da “Ben Mehdi’yim” diye ortalığa çıktı? Çıldırma ifadesini Hasan Mezarcı’nın sapsarı saçlarla ve parlak sarı kıyafetlerle ortaya çıkmasını ifade etmek için kullandık. Hasan Mezarcı gibi birine ne tür bir “işkence” yapıldı ki milletin gözünde birden itibarsızlaştı. Dönemin medya kuşu Reha Muhtar’ın alaycı ifadeleri hâlâ gözümüzün önünde. Bu milletin genetiğiyle oynayanlar Mezarcı’nın aklıyla da oyun oynamaya kalktı. Bunu dış kuvvetler yaptırmış olsa da esas mesele içimizdeki paraleller! Hasan Mezarcı, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen Erdoğan neslinin ilk öncülerindendir! Zaten hep ilk tokadı öncüler yemez mi?
Hasan Mezarcı’nın kodlarını bozanlar “bu cennet vatanda doğup büyümüş” olmakla birlikte “bu cennet vatan uğruna feda” olmayı reddetmiş insanlardı! Hepsi de bizim içimizde, bizimle aynı dili konuşan insanlardı! Yani hem bizimle yaşıyorlar, hem bizi sırtımızdan vuruyorlar.
Turgut Özal’ın mezarı açıldı ve ortaya eskisinden daha karışık bir durum çıktı. Zehir var, zehirlenme yok! Bu otopsiyi yapanlar kimler, bu raporu veren kimler? Kamuoyuna bir an evvel açıklanmalıdır. Mirzabeyoğlu’nun neden hâlâ hapiste olduğunu en azından onu yargılayan mahkeme yeniden açıklamalıdır. Muhsin Yazıcıoğlu’nun faillerini bulamayan devlet dünyaya lider olamaz. Fadime Şahin’i hangi abiler ve hangi ablalar yetiştirmiştir?
Hasan Mezarcı’yı çıldırtan zihniyet kimleri satın almıştır? Ahmet Hakan ve benzerleri bir anda değiştiğine göre bu işin içinde ideoloji değil maddiyat arıyor insan! İhsan Eliaçık’ın durumu da farklı değil. Çıldırma derecesinde değişim hangi saiklerle açıklanabilir ki! Antikapitalist olarak kendisini tanımlayan birisi kapitalizmin kalbinde fink atıyorsa burada iyiniyet taşlarını aramak beyhude olur! İnsanları “çıldırtamayanlar” onları başka yöntemlerle sindirmiş, suyun yatağını değiştirmiş gibi duruyor! Cübbeli Ahmet Hoca’nın üzerinden plan yapmaya kalkanlara ne oldu sahi!?
Yukarısı sadece önsöz makamındadır! Bugün 4. nesil kahramanlar yetişti ve onların “okçular tepesi”ni bu sefer terk etmeye niyetleri yok! Köprü yapıcılar bu tepenin yollarını açmalı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.