Ak Saray’a harcanan parayla neler yapılırdı?
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na “Tayyip’in Sarayı” diyenler de var. Buraya “Ak Saray” diyenler Erdoğan’ın 12 yıl iktidarda kaldığı gibi burada da uzunca bir süre “halkın desteğiyle” kalacağını biliyor ve bu zorlarına gidiyor! Oysa bu “mülk” Allah’ın izniyle millete ait! Hükümet hiçbir iş yapmayıp sadece bu sarayı yapsaydı eleştirirdik; yapılan olumlu işler buranın giderini helal etmemize vesiledir! Bu alan 150 dönüm arazi üstüne kurulu! Ah be Monşer; Fethullah Gülen’in bile 110 dönümlük çiftlikte pıtı pıtırcık bir odacığı var! Koca Türkiye’ye 150 dönüm fazla diyenlere “Pen Ormanları’na kadar yolun var” diyelim ve bakalım buraya harcanan 1 milyar 300 milyon TL ile neler yapılırmış!
1) Heykeltraş Harun Atalayman’ın İzmir’in Buca ilçesinde yaptığı 42 metrelik Atatürk Portresi’nden 260 adet yapılabilirdi. Vay be! Erciyes’in ve Ağrı’nın tepesini yontup birer mask yapılırdı bu parayla! Büyük fırsatı teptin Türkiye’m! Gitti koskoca iki portre heykel!
2) Bazı gazeteler 20 bin yoksula ev yapılırdı demiş! Doğrudur tamam da TOKİ’nin 10 yılda yaptırdığı 506 bin konutu neden görmüyorsunuz?! Özlemini çektiğiniz paralel hükümet olsaydı TOKİ’ye bu kadar konut yaptıracağına 25 adet saray yaptırır ve “himmet”inize bahşederdi! Sorununuz bu değil mi?!
3) Vandalların son 2 yılda ülkeye verdiği maddi zararın “35’te 1’i” bu parayla karşılanabilirdi! Oleyy!
4) İsmet İnönü dönemindeki gibi halk sefalet içindeyken Dolmabahçe Sarayı’nda sadece 1 odada kalacak misafirler için 285 oda ve 43 salonun kalorifer giderleri karşılanırdı! Paralar böylece kalorifer bacalarından uçup giderken vatandaşlar paranın nereye harcandığını gayet net görürdü!
5) Devletin bankasına yapılacak paralel kumpasın bedelinin bir kısmını karşılayıverirdik ayol!
6) Paravan bankalara bu para konarak ucuna “hortum” bağlanırdı ve bu hortumun maliyeti karşılanabilirdi! Hem kimse hortumdan rahatsız olmaz, narkoz gibi paralar çekilirdi!
7) Dersim’e savaş uçakları kaldırılır, yüzlerce insan kendi parasıyla alınan bombalarla öldürülür, tüm masraflar bu miktarla karşılanabilirdi! Yaşasın halkların kardeşliği, yaşanacaaaak… Yaşa!
8) Anıtkabir’in Aslanlı Yolu “altın” döşemelerle kaplanır, aslanların kuyruğuna elmas bağlanırdı!
Kıymetli dostlar esas dert bu paranın kamuya harcanmış olmasıdır! Aynı parayı paralel yapılara dinleme cihazı almak için kullansalardı kimse itiraz etmezdi. Bu binanın yapılması için cebimden çıkan 16 TL helal olsun! Bunu bir siyasi partiye değil, vatandaştan vatandaşa bir helallik olarak görüyorum! Türkiye büyük devlet olma eksenine girmiş, evet eksen kaymıştır; ancak bu kayma vatandaşın lehinedir! 1800’de kayan eksen 2000’li yıllarla beraber yerine oturdu. Azgın azınlık bunu eksen kayması olarak gördü, ama kayan şey eksen değil; onların üstlerine oturdukları statülerdi!
Tüm bunları söylerken AK Parti iktidarını hiç eleştirmeyelim demiyoruz! Eleştirinizi ve taleplerinizi mutlaka ortaya koyun! Asgari ücretle geçinmenin zorluğundan da bahsedin! Ama bir şeyi eleştirirken geçmiş zulümleri unutmayın! AK Parti “millete rağmen” iş yaparsa hep beraber karşısına dikilelim! Ancak millete ait bir kamu binası üstünden çarpıtma yapmayalım! Erdoğan bir gün oradan gidince tutup binayı da yanında götürecek değil! İyi iş yapanlar her yerde ve koşulda iyi iş yapar! Altın yere düşünce değer kaybetmediği gibi, tezeği de kral tahtına oturtsanız kokusundan belli olur!
“KAYSERİ ÜZERİNDEN MUHAFAZAKÂR AHLAK SORUNSALI”
Ahlak bizim için sorun değilse neyi sorun edeceğiz? Birileri ortaya çıkıp “ahlaksızlığa itiraz” edince mahalle baskısı başlıyor! Mardin Yeşilay Şube Başkanı’nın üniversite yozlaşmasını eleştiren sözleri nedeniyle aldığı tepkileri hatırlayın. Gençleri ahlaksızlığa iten yöneticilere ne demeli? En son Erciyes Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Tekstil Mühendisliği bölümü “öğrencileri” tarafından güya “mankenlere taş çıkaracak” bir defile düzenlenmiş! Yuh size! Anadolu’nun dört yanından okumak için gelen öğrencileri “çıplak mankenler” gibi podyuma çıkarıp seyreden yetkilileri kınıyorum! Bu üniversitenin rektörü yok mu, bu fakültelerin dekanları yok mu? Bu organizasyona nasıl izin verdiler? Geçtiğimiz aylarda muhafazakâr olarak bilinen Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, kurs etkinliği adı altında “Manken İpek Tanrıyar”ı Kayseri’ye getirmiş ve belediyenin kasasından ödeme yaparak defile düzenletmişti! Çıplaklık üstünden çağdaşlık hastalığı! Kayseri’nin Doğu girişine “Pagan Roma Dönemi”ne ait yarı çıplak, koca koca Tanrı heykellerinin dikilmesine göz yuman da bu ekip! Balık baştan kokuyor azizim! Problemi Kayseri üzerinden anlatsak da bazı şehirlerimizde de muhafazakâr bildiğimiz adamlar bizi sükût-u hayale uğratacak işleri yapabiliyor!
Not: Geçen hafta Mavera İlim, Fikir ve Sanat Kulübü’nün davetlisi olarak Hunat Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda Ortadoğu konulu bir konferans verdik. Programı organize eden İbrahim Çalışkan’a ve kulüp üyelerine teşekkürler ediyorum. Mescid-i Aksa’nın işgali için eylemlere katıldık, ancak bu hafta yazamadım; o mekân hepimizin ve hep gönlümüzde! Dua ve hareket inşaallah!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.