Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel; Viyana’dan Roma’ya, Mekke’den Kırım’a, Kudüs’ten Selanik’e uzanan bir coğrafyanın hükümranlığını ve liderliğini yapmış bir ülkenin “ordularının komutanı” olduğunu çok iyi biliyor. Kendinin üstünde “inançlı” milletin gücü olduğunu da!

Ülkede yaşanan son kanlı olaylar “inlere” girilmesinden kaynaklanıyor, bunun yanında belli devletler Türkiye’nin tek başına inisiyatif almasını da istemiyor! “Dünya 5’ten büyük” sözüne karşı bedel almak istiyorlar! Oysa biz bedeli 1915’te ülkenin âlimlerini ve ahalisini Çanakkale’ye gömerek ödedik!

Özel’in söylediği “ABD ve koalisyon güçleri kabul etmese bile Suriye’nin bazı bölgeleri ‘tek taraflı’ olarak güvenli bölge ilan edilmeli” sözü Türkiye Cumhuriyet tarihinin dönüm noktası! Bu söz hükümete, askere veya dış güçlere söylenmedi; mesaj direkt millete verildi! Duyabildiniz mi? Bu bir şifredir! Türkiye yıllarca korku pompalaması şeklinde sürdürülen “bölünme” tehdidinden, büyüme trendine girdi. Özel, “Bu toprakları alıp Türkiye’ye katalım” mesajı verdi ki zaten Aynül Arap’tan Rojova’ya, Musul’dan Kerkük’e kadar birçok yer bizim öz vatanımızın parçası; hatta bizzat kendisi! 

Türkiye’nin, Kâbe’de bulunan revaklara sahip çıkması Suudi sülalesine verilen bir mesaj değil, Dünya’nın efendilerine(!) verilen mesajdır. Bizler, Preveze Deniz Savaşı’nda yaşadığımız tecrübeleri niçin unutalım? Tiryaki Hasan Paşa’nın üstün zekâsından bugünün Necdet Özel’i niçin yararlanmasın? Yoğurdu Türkler buldu diye övünmeyi bilenler, fethedilen binlerce mekânı ve elde edilen büyük tecrübeleri unutuyor, çünkü kurucu sistem bunu istiyor idi! Yeni Türkiye sistemi ise böyle bir talepte bulunmuyor; aksine yeni sistem “hatırlama” üzerine kurulu!

Özel komutan, “zoraki başkent” Ankara’nın ufak bir tepesindeki karargâha sıkışıp kalmış; darbeci artıklarının bıraktığı izlere basmamak için azami gayret sarf etmekte. Necdet Özel’le ilgili yazdığımız bir mesaja okurlarımızdan değişik tepkiler geldi. Biri şöyle diyor: “Sizin postal yalayacağınız aklıma gelmezdi…” Vay vay vay, topraklar başıma! Biz hiçbir zaman TSK’nın varlığına karşı olmadık; uygulamalarına karşı olduk! PKK ile el ele vererek emrindeki Mehmetçik’i öldürten içerideki alçaklara karşı olduk! Elazığ-Bingöl karayolunda akan asker kanını unutmak mümkün değil! 28 Şubat döneminde postallara brifing verenlerin tavrı ile bizim tavrımız bir değil!

29 Ekim 2013’teki resepsiyona gidelim! Burada söylenenler Yeni Türkiye’nin komuta kademesi için sözlü anayasadır! Şöyle diyordu Özel; “Beni kişisel olarak hedef tahtasına oturtursanız, ben de insanım, bir süre sonra beni de bulamayabilirsiniz. Bazı marjinal grupların istifa çağrılarına bakmam. Ben milletin güvenine bakarım, onu kaybedip kaybetmediğime bakarım öncelikle. Ben millete hizmet için buradayım, herhangi bir kaygım yok.”

Her kelimesi anayasa olan bu sözler yazılan yepyeni bir kitap! “Milletin güveni, millete hizmet” sözleri yıllarca askere Mehmetçik deyip de namaz kılıyor diye yaftalayanlara vurulan derin millet darbesidir! “Beni de bulamayabilirsiniz” sözü de önemli ama konuyu dağıtmış olmayalım!

Özel’in Süleyman Şah mesajı şöyle; “…Ecdadımıza yakışır şekilde görevinizi yerine getireceğinize inancım tamdır…” Burada ecdadımız 1900’lü yıllardan daha evveline dayanıyor!

01 Eylül’de Balıkesir’deki tören konuşması şöyle başlıyor: “Askerine ‘Mehmetçik’ diyen, şehadeti en yüce mertebe olarak kabul eden aziz milletimiz!” Burada peygamber sevgisi yineleniyor! Eskiden beri “Mehmetçik” denirdi ama “Yezid gibi” davranılırdı! O devir bitti, daha doğrusu rafa kalktı!  

Türkiye’nin Genelkurmayı ve askerî komuta kademesi artık dışarının sözlerine değil, milletin tam gözlerinin içine bakıyor! Bu sebeple “milletin seçmiş olduğu” kişilere ve siyasete karışmayıp, mesleğinin gerektirdiğini yapıyor! Necdet Özel, tarihi sorumluluğunun farkında ve liyakat sahibi!

Sınırları cetvelle çizenler yüzünden 90 yıldır hep sorun yaşıyoruz! Artık sınırlarımızı kendimizin çizme zamanı geldi. Özel, bunu çok iyi biliyor! Tampon bölge düşünüldüğünden çok daha önemli!

Türkiye’de yaşanan birçok sorun “Büyük Türkiye” idealinin vücut bulmaya başlamasından kaynaklanıyor. Bu ülkede bir zamanlar Uzan Grubu vardı, şimdi yok! PKK da silah bırakmak üzereydi, ancak “PKK içindeki PKK” yine sahneye çıkarıldı!

Gezi’de ve 17 Aralık’ta tutmayan planlar yine tutmayacak! İnsanların ölümüne en çok “ulusalcılar”, “siyonlar” ve “paraleller” seviniyor! Hevesleri kursaklarında kalacak! Türkiye mazlum coğrafyanın “ensarı” olmaya devam edecek! Ülkemizde PKK ve Paralel Yapı artık dirilemez, millet buna iradesini ortaya koyarak karşı çıkacaktır.

Türkiyeliler ve dünyanın Müslüman ahalisi olarak bizlerin en büyük problemi “organize” olamamak! Bu sorun, bu yüzyılda aşılacak! Erbakan’ın dediği “Kanlı mı olacak, kansız mı olacak” günlerini şu anda yaşıyoruz! Korkmayın, devran dönmüştür ve millet artık dirilişe geçecektir; kıyam yakın!