Adı sendika soyadı rant!
Bayram işçinin, tatil memurun! Bu nasıl iş? 1 Mayıs hiçbir zaman 850 TL maaş alan asgari ücretli işçilerin “hak aradığı” gün ol(a)madı. Malum sendikalar ideolojiyi bırakıp, insana kucak açmadılar. Haydi hep beraber söyleyelim; 1 Mayııss, 1 Mayııss, işçinin emekçinin bayramııı! Yaşasın proleter enternasyonalizm, halkların özgürlüğü, sıkılmış yumruklar, sarı saçlım mavi gözlüm nerde, yiğidim aslanım burda yatıyor, işçisin sen işçi kal! Alın size solculuğun bir avuç argümanı.. Ya solcular, buyrun sıralayalım: Tarık Akan, Levent Kırca, Müjdat Gezen, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Uğur Dündar..! “Jurassic Park” yolcusu kalmasın beyler! Spielberg pek zorlanmadan “taş devri” filmi çekebilir! Oysa hiçbir zaman “taş devri” yaşanmadı! Ateş ve kelimeler, ilk insandan beri vardı. İlk peygamber Hz.Adem konuşmayı bilmiyor muydu? Cebrail ile nasıl iletişim kurdu, hâşâ el işaretleriyle mi anlaştılar! Çakmaktaş ailesinin ilkel Freud’ları Darwin’le vals yapmaya devam etsin! Konu 1 Mayıs olunca insan çizgiden çıkabiliyor, muhataplardan etkileniyorum galiba! Neyse konumuza dönelim!
Bizde iki bayram var; diğerleri bayram değil ancak tören, gün, kutlama, buluşma, şenlik, etkinlik olabilir. 23 Nisan Çocuk Şenliği olabilir, 19 Mayıs Gençlik Günü, 1 Mayıs İşçi Hakları Günü olabilir. Biz bu tür etkinliklerin amacının anlatılmasını ve ruhuna uygun yapılmasını istiyoruz. Bu konuda önemli adımlar atıldı. Stadyumlarda titreyen çocuk görüntüleri artık yok. Gezi zekâlılar bizi Cumhuriyet ve rejim karşıtı sanıyor! Bilakis biz cumhuriyeti savunuyoruz. Ama bunu “olmasaydın olmazdık” dayatmasına dönüştürmeye karşıyız. Sen istediğin kişiyi sev, ama onu kimseye cebren sevdiremezsin!
1 Mayıs’ın adı var, işçi’nin kendisi yok! Sendikaların gövde gösterisi dışında, asgari ücretle çalışan emekçilerin gövdesini dahi dinlendiremedikleri 1 Mayıs’a bayram diyenler siyasetin sahte güvertesinde balık tutmaya çalışarak bunu tüm topluma ızgara tava kıvamında yedirmeye çalışıyor!
Taksim’i kutsayarak ve çok tanrılı bir sendromun ilahi tapınma meydanı haline getirerek hiçbir işçi kardeşin yarasına merhem çalınmıyor. Ağzından hep öfkeli kavramlar çıkan, yumruğu milletin kafasına indirmek için sonuna kadar sıkılmış kişiler “işçi temsilcisi” olamaz. Taksim’de eylem yapılması, işçilerin % 90’ının hiç de umrunda değil! Esasında Taksim’in açılmaması malum sendikaların işine geliyor; zira söyleyecek sözleri, vaat edecek ufukları yok! Hükümet Taksim’i açsa, koca gövdelerin içi boş sözleri meydana dökülür! Adı sendika, soyadı rant! Siz Türkiyeli işçileri değil, burjuvazinin şişman patronlarını temsil ediyorsunuz. Bir işçi maaşıyla sekiz çocuk büyüten Ahmet amcayı değil; villasında hangi marka viskiyi misafirlerine ikram edeceğinin planını yapan komprador burjuvaziyi ve spekülatör derebeyleri temsil ediyorsunuz! Kendisi hiç çalışmadan 3’ün 2’sini alan; gariban tarla işçisine 3’ün 1’ini reva gören ağayı temsil ediyorsunuz! Gerçekten emekçilerin haklarını savunsaydınız, Taksim çılgınlığına son verirdiniz. 1 Mayıs 1977’de ölen 34 kişi bizim vatandaşımızdı; biz onların acısı’nı çekiyoruz, siz kin’ini güdüyorsunuz!
Sokaklara çıkın, sanayileri gezin, inşaat önlerinden geçin! 1 Mayıs’ta işçilerin çoğu tatil yapmıyor, mesaiye devam! Geçen sene 1 Mayıs günü evden çıkarken karşı binanın inşaatında çalışan işçilere “bayramınız kutlu olsun” diye seslenecektim; fakat ellerinde salladıkları kazmalardan biriyle “kanka” olma düşüncesi ile bundan vazgeçtim! Yoksa sizin “işçi” dediğiniz sadece devlette çalışanlar mı? Ya diğerleri ne olacak, üvey evlat mı onlar? Onlara Süpermen ve Örümcek Adam’ın sahip çıkmasını bekliyorsanız daha çok beklersiniz! Süper adam, üstüne 30 katlı bina düşmek üzere olan Amerikalı özgür vatandaşı kurtararak ne kadar kahraman olduğunu ilan eder! Sadece Amerikalılara yardım ettiği halde “hepinizin kurtarıcısıyım” diye de hava atar! Senin havanı sevsinler Clark!
Bu arada; PKK’nın da bir “işçi” partisi olduğunu hatırlatalım. PKK’nın açılımı Kürdistan İşçi Partisi’dir. Yani herkes “işçi”lerin sırtına binmiş, her cepheye onların emeğini sürüyor!
1 Mayıs’ta fabrikada, tarlada, makine başında çalışacak olan tüm vatandaşlarımızın İşçi Hakları Günü yine boş söylemlerle ve gövde gösterileriyle geçecek! İşçilerin alın teri üzerinden prim yapmaya kalkanlara veyl olsun! İşçi sendikaları Taksim diye çırpınacaklarına, gitsinler bir fabrikadaki işçinin zor şartlarını 1 Mayıs vesilesiyle gündeme getirsinler. Kotlama yaparken ciğerlerini kaybeden ve sigortasız çalıştırılan işçileri, grizu patlamasıyla ölen madencileri, alınmayan güvenlik önlemleri nedeniyle sakat kalan ve ölen emekçileri gündeme getirsinler! 1 Mayıs’ta “mazlum ve mağdur” işçiler yerine Taksim konuşuluyorsa “insanlık” ideallerimiz yeniden sorgulanmalıdır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.