Faruk Köse

Faruk Köse

Anayasa Mahkemesi durumdan vazife çıkardı

Anayasa Mahkemesi durumdan vazife çıkardı

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç, AYM’nin 52. Kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada, “durumdan vazife çıkarmak” suretiyle AYM’ye “yasasında olmayan yeni görevler” yakıştırdı.

“Durumdan vazife çıkarmak” tabirinin “28 Şubat Postmodern Darbe Süreci”nin ürettiği bir kavram olduğunu biliyorsunuz. Cuntacı askerler, ülkenin siyasal ve sosyal durumuna bakıyor ve kendilerine, durumu değiştirme, bunun için de siyasi, sosyal, iktisadi ve hukuki-adli çevrelere baskı yapma, istediklerini yaptırma ve ülkenin geleceğine yönelik açıklama yapma vazifesi çıkarıyorlardı. İşte AYM Başkanı’nın, mahkeme üyelerinin tamamının mutabakatını alarak yaptığı konuşması ile AYM, kendisi için durumdan vazife çıkarmış bulunuyor.

Şimdi buna örnekler vereceğim. Ancak önce AYM’nin, Anayasa’nın 148. maddesinde sayılan “Anayasal görev ve yetkiler”ini kısaca hatırlayalım:

“Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemek. Bireysel başvuruları karara bağlamak. Anayasa değişikliklerini şekil bakımından inceleyip denetlemek. Görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini, Genelkurmay Başkanını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanını Yüce Divan’da yargılamak. Mahkemelerce itiraz yoluyla kendisine intikal ettirilen işleri karara bağlamak. Anayasa ile verilen diğer görevleri (siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunu tespit etmek, Siyasi partilerin kapatılmasına ve Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar vermek, Yasama dokunulmazlığı kaldırılan veya milletvekilliği düşenin başvurusunu karara bağlamak) yerine getirmek.”

AYM’nin görev ve yetkileri bunlar. Bunların dışında bir görev yapar ya da yetki kullanırsa, bu “yetki aşımı” demektir ve bu şekilde verdiği kararlar “mutlak butlan”dır.

Ancak AYM, 13.04.2014 tarihli “Anayasa Mahkemesi ve Yetki Aşımı” başlıklı yazıda belirttiğim üzere kendine olmayan yetkiler vermiştir. AYM’nin “yürütmeyi durdurma”, iptal kararları verirken yasa koyucu gibi “yeni hüküm ihdas etme”, Anayasa değişiklikleri hakkında “şekil denetimi”nden başka denetim yapma, verdiği iptal kararlarında Anayasayı tasnif edip “ast maddeler” ve “üst maddeler” ayrımı yaparak ast maddeleri üst maddelere tâbî ve uygun kılma yetkileri yok. Ancak AYM, yasasında olmayan bu yetkileri uzun süredir kullanıyor.

AYM Başkanı bunlara ilaveten, mezkur konuşmasında, dayanağı Anayasa’da olmadığı halde, durumdan vazife çıkararak AYM için yeni görevler ve yetkiler ihdas etti. İşte örnekleri:

1- “Evrensel temel hak ve özgürlükleri yüceltme, derinleştirme ve tehditler karşısında savunma”yı AYM’nin en temel görevi saydı.

2- “Irk, renk ve inancı ne olursa olsun, insan olma ortak paydasına sahip herkesin var olan onurunu koruma”yı Anayasa yargısının varlık nedeni saydı.

3- AYM’yi “hak ve özgürlükler mahkemesi” olarak tanımladı. Bunun için “hak ihlâllerini ortadan kaldırma gücü”nden söz edip “irade beyanı”nda bulundu.

4- AYM’nin, “evrensel değerler” olarak takdim ettiği “Demokrasi, insan onuru ve temel hak ve özgürlükleri korumak” zorunluluğunu, hak ve özgürlüklerde “evrensel standartları uygulama yetkisi” bulunduğunu, “yerel gerçeklerle evrensel standartları örtüştürmek” zorunda olduklarını ilan etti.

6- AYM’nin, yapılan “bireysel başvurular”a ilişkin davalarda “kanun yollarını tüketme koşulu” araması gerekmediğini söyledi. Anayasaya da, “bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır” dendiği halde, bunun için “Anayasaya hükümlerine göre değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları doğrultusunda” karar verdiklerini söyledi.

7- AYM’nin, “siyasi sonuçlar doğuran kararlar” verebileceğini ve bunun da bir zorunluluk olduğunu söyledi.

8- AYM’ye, “insan onurunun zorunlu kıldığı hak ve özgürlükleri, ilgilisine ulaştırma” ve “insan onurunu koruma” görevi verdi.

9- AYM’ye “temyiz makamı” niteliği yakıştırdı.

10- Devletin, “AYM’nin tespit ettiği ihlâllerin giderilmesi yönünde pozitif ve negatif yükümlülüklerini yerine getirmek için çözümler üretme”si gerektiğini söyledi.

11- AYM’ye “temel hak ve özgürlüklerle ilgili evrensel standartların ülkemizde benimsenmesini sağlama” yetkisi verdi.

12- AYM’ye, adeta “yasama yetkisi” vererek, “hak ve özgürlük yollarını açma” görevi yükledi.

Görüleceği üzere AYM, sürekli kendi kendine “yetki artırımı” yapıyor. Bu durumda artık “AYM’nin anayasal görevlerinin etkin biçimde hatırlatılması” lazım. Bunun için, anayasal görevlerinin dışına çıkarak verdiği kararlarda “mutlak butlan” işlemi yapılması gerekmez mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Faruk Köse Arşivi