Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat eksikliği
Değerli okuyucular, yetersiz anne-babalığın, hiperaktiviteye neden olduğu hem psikanalistler, hem de davranışçılar tarafından ileri sürülmektedir. Psikanalistler, toleransı düşük, tahammülsüz bir anneden, olumsuz ya da aşırı hareketli (hiperaktif) bir mizaç sergileyen çocuğa karşı olan aşırı olumsuz tepkinin klinik anlamda bir hiperaktivite ortaya çıkarabileceğini söylemektedirler.
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu olan çocukların annelerinin, bebeklik döneminde bile çocuklarına karşı eleştirel ve nispeten sevgisiz oldukları bulunmuştur. Bu anneler çocuklarını onaylamamaya devam etmekte ve çocuklarına itaatsizliklerinden dolayı ciddi cezalar vermektedirler. (Oltmanns, Davison, 2003)
“Berger” 2003’teki araştırmasında hiperaktivite ile ilgili sorunlar sergileyen altmış çocuktan elli altısında, yaşamın ilk yılında yetersiz ilişkiler (şiddet içeren tutarsız, eksik erken dönem ilişkileri, ilişkilerin kesintiye uğraması,annenin depresyonuna maruz kalma) tespit etmiştir.
Birol sekiz yaşında, ilkokul ikinci sınıfa gidiyor. Öğretmeni çocuğun aşırı hareketliliğinden ve derse dikkatini verememesinden şikâyetçi. Birol ders çalışmıyor, ders dinlemiyor. Defterleri düzensiz, yırtık sayfalarla dolu. Yazıları büyük ve eğik harflerle yazabiliyor. Ev ödevleri ve defterleri kirli halde okula getiriliyor. Bazen ev ödevini hiç getirmiyor. Sınıfta da arkadaşları ile geçinemiyor, onlara bazen vurduğu da oluyor. Birol tek çocuk. Annesi doktor olduğu için, bazen nöbete kalıyor, eve geç geliyor. Birol henüz üç aylıkken zatürree geçirmiş. Altı aylıkken orta kulak iltihabı olmuş. Çok yavaş gelişimi var. İki yaşından beri huzursuz, yerinde duramayan bir çocuk. Bir oyun ya da oyuncakla sürekli ilgilenemiyor. Bu belirtilere bakarak, çocuğun bebekliğinde geçirdiği hastalıklar ve sorunlardan kaynaklanan organik bir rahatsızlığının olduğunu saptamak zor değil. Bu yüzden Birol’un nörolojik bir muayeneden geçmesi şart. Ayrıca annenin geceleri geç saatlere kadar çalışıyor olması çocuk için büyük bir dezavantaj... Birol’a bir sonraki seansta Wisc-R zekâ testi uyguladım, çıkan sonuçlara göre öğrencinin zekâsı normal idi. Ayrıca “dikkat, idrak, tespit, hafıza fonksiyonlarını” ölçen “Benton Görsel Algı Testi” ve “Bender-Gestalt Görsel Motor Algılama Testi” sonuçlarına göre de; Birol’da aşırı hareketlilik ile beraber dikkat eksikliği vardı. Birol ile dikkatini, görsel algısını güçlendirici çalışmalar yaptık. Aileye de evde yapmaları için ev ödevleri verdik. Danışanımın öğretmeni ile de işbirliği içinde çalışıldı. Birol ön sıralarda oturmaya başladı. Öğrencisinin bizzat dersleriyle ilgilenen öğretmeni onun hatalarının üzerinde durmazken, iyi ödevlerine çok sevindiğini gösterdi. Yanlışlarını Birol ile beraber düzelttiler, öğrencisine kolayca başaracağı özel ödevler verdi, ona kolayca okuyacağı kitaplar verdi.
Değerli okuyucular yukarıdaki paragrafta bahsettiğim örnek “Hiperaktivite bozukluğu” ile ilgili bir vaka. Özellikle okul çağına gelinceye kadar daha kolay tanınan bu çocuklar, okul öncesinde de yaşıtlarından çok değişik bir görünüm içerisindedirler. Anneler bu çocukları, “Düz duvara tırmanan” çocuklar olarak nitelendirirler. Bir dakika oturmadan anneyi gün boyu ardından koştururlar. Boyundan büyük işlere kalkışırlar, düşseler de taşkınlıkları sürer gider. Kuşkusuz böyle bir çocukla gün boyu uğraşmak zorunda kalan anne yorulur, sabrı tükenir. Sert tepkiler ve cezalarla çocuğu dizginlemeye çalışır. Anne-çocuk ilişkisi gittikçe bozulur, ama çocuk durulacağı yerde daha çok azar. Hiperaktif çocuklar da okulda en az diğer arkadaşları gibi başarılı olabilirler. Bir çocuğun hiperaktif olması onun zeki olmadığı anlamına gelmez. Hiperaktif çocukların önemli bir kısmı, öğrenme güçlüğü çeker. Çoğu anne-baba, çocuklarına hiperaktivite tanısı konduğunda hayrete düşer. Çünkü bu çocukların evde aileleri tarafından gözlemlenen herhangi bir sorunları yoktur. Gerçekten de bu çocuklar hiçbir dikkat bozukluğu bulgusu göstermeden saatlerce televizyon seyredebilir. O halde bu çocuklarda hiperaktivite nasıl olabilir? Televizyon veya video oyunları çocukların dikkatlerini odaklamalarına yardımcı olacak şekilde sinyal gönderir yani bu çocuklar tv seyrederken veya video oyunu oynarken pasif konumdadırlar ve dikkatlerini dışarıdan gelen uyaranlar sayesinde toplayabilirler. Hiperaktif bir çocuğu sakinleştirmeniz pek mümkün değildir, ama faaliyeti net bir şekilde açıklayarak, işini iyi ve doğru biçimde yapmasına yardımcı olabilirsiniz. Vereceğiniz emir ve talimatlar kısa ve belirli olmalıdır. Çocuğa ‘konuşmanı kes’ gibi neyi yapamayacağını söyleyerek değil de, küçük, açıkça belirlenmiş görevler (sandalyede 10 sn. oturmanı istiyorum gibi) veriniz. Basit ifadelerle (bakıyorum çok heyecanlanıyorsun gibi) çocuğun durumunu, kendisine hatırlatarak, hakkındaki bilgisini ve duyarlılığını arttırmış olursunuz. Faaliyetleri organize ederken sakin bir davranış ve ses tonu içinde olmaya çalışmalısınız. Muhtemeldir ki, sizin sakinliğiniz, onun yaptığı işte sakinleşmesine ve tepki miktarının azalmasına sebep olacaktır. Hiperaktif çocuklar, değişikliklerde, zamanı ayarlamada zorluk yaşarlar, isteklerinin hemen olmasını ister, uzun zamana tahammül gösteremezler. Değişikliklerle başa çıkmak için, değişikliklerin etkisini azaltmak gerekir. Örneğin ‘5 dk. içinde ayrılacağız, oyununuzu yavaş yavaş sonlandırın’ tarzında zaman bildirip, süre tanımak gerekir. Çocuğunuz istenmeyen bir davranışta bulunduğunda ona şiddet uygulamak yerine, onu ortamdan uzaklaştırın ve yaptığı yanlış davranışı düşünmesine fırsat tanıyın. Çocuğunuzun arada bir yanlış davranışlarını görmezden gelin. Olumlu davrandığında, onu tebrik edin, övün. Çocuğunuzun uyandığı, yemek yediği, yattığı, ders yaptığı saatlerin her gün belirli ve aynı olmasına dikkat ediniz.
Mutlu, sağlıklı, sakin çocuklar yetiştirebilmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.