Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Konuşma hukuku!

Konuşma hukuku!

Konuşmanın da bir hukuku var elbette...  Yüksek hukuk kurumlarının tören konuşmaları oldum olasıya konuşma hukukunun ihlalidir!

Siz, 1930’larda, 1940’larda böyle konuşmalar yapıldığı hakkında bir bilgiye sahip misiniz?

Ben değilim! Olduğunu iddia eden beri gelsin!

Çünkü bu kurumlar o zaman yoktu. Olanları da böyle değildi. 1960 sonrasının diyalektiği bu: Darbeciler milletin hakimiyetini Meclis dışındaki kurumlara da paylaştırdılar. Yüksek hukuk kurumları bu paylaşıma göre yeniden düzenlendi veya kuruldu.

Milletin hakimiyetini seçilmişler kullanıyorsa, onun kontrolü, sınırlanması en temel meselelerden biri.

İşte Anayasa Mahkemesi bu yüzden Cumhuriyetin daha önce bilmediği bir kurum olarak 27 Mayıs darbesinden sonra ortaya çıktı.

Hukuku siyasileştiren darbeciler, bu alandaki muktedirliklerini siyaset alanına taşıyamadılar. Millet onları dinlemedi, siyaseti öyle veya böyle tanzim etti. Hukukun iktidarı siyasetin iktidarını bütünüyle belirleyemediyse, sebebi bu.

O zaman ne oldu?

Hukuk siyasete, yani millete had bildirme mekanizmasına evrildi. Bunun görünür olduğu sahne yüksek hukuk kurumlarının şamatalı törenleridir.

Siyaset, bu kurumların törenlerinde en hafif tabiriyle tazire, tarize maruz kalır.

Bütün seçilmiş siyasetçiler bu tarizi, taarruzu, tahkiri hissetmiş, yaşamış ve elbette ya sabır diyerek susmuştur.

Güya hukuk konuşmuş, siyaset sineye çekmiştir.

Dünkü vak’a bir hayli farklılaşmış görünüyor. Danıştay’ın töreninde Danıştay Başkanı çerçevesi belli bir konuşma yaparken, hukukun bir tarafını temsil etmek iddiasındaki Barolar Birliği başkanı meydanı boş bulmuşcasına bir had bilmezlik etmiştir.

Evet had sadece dün aşılmamıştır. Bu yıllardır böyledir. Neredeyse alışkanlık haline gelmiştir.

Tamam dünkü hadise olmamalıydı..

Başbakan veya bir devlet yetkilisi böyle bir itirazda bulunmamalıydı. Konuşmacıyı edebe davet etmemeliydi…

Ama ondan önce, böyle bir itiraza mahal vermemek gerekiyordu. Haddi aşmamak, edeb dairesinden çıkmamak gerekiyor.

Barolar Birliği başkanının böyle bir toplantıda elbette söyleyecek şeyleri vardır. Onlardan ne kadarını söylemiştir?

Galiba hiçbirini... Ama hukuk sahnesini siyaset meydanına çevirerek yapılan uzun, baygınlık verecek kadar uzun konuşma, bu sefer yüksek hukuk kurumunun da sabrını taşırmıştır. İlk defa böyle törenlerde yapılan bir konuşma için yetkililer bir açıklama yayınlamak ihtiyacını hissetmişlerdir.

Destursuz bağa girmek...

Barolar Birliği Başkanı destursuz bağa girmiştir!

Atasözümüz apaçık ne olacağını söylüyor: Destursuz bağa gireni sop ile kovalarlar!

Dün Başbakan, 1960’tan bu yana bütün siyasilerin yutkunup da söyleyemediğini söylemiştir.

Kürsü işgalcisi, had bilmez sözleriyle baş başa kalmıştır. Çünkü Cumhurbaşkanı dahil bütün devlet erkanı salonu terk etmiştir.

Bir daha bir devlet adamı böyle bir itirazda bulunur mu?

Sanmam!

Çünkü bir daha edep dairesini hiçe saymanın, haddi aşmanın hukuk kürsülerinde görülme ihtimali kalmamıştır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi