Hâlâ anlamayanlara!
Anlamak istemeyene anlatamazsın! Yine de peşini bırakmaz, “belki bir gün” dersin!
Belki bir gün ideolojisini bir kenara bırakıp milletin hayrına olan işlerde tek yürek olur diye düşünürsün. Ne kadar anlatırsan anlat, yine de sadece ufku açık olanlara anlatabilirsin. Siz bizi, “bizden farklı düşünen herkese” düşman mı sanıyorsunuz? Oysa biz dinimize ve yoldaşlarımıza dahledenlere karşıyız! Siz bizim gizli ajandalarımız var mı sanıyorsunuz? Oysa her şeyimizle ortadayız, işte buradayız, durduğumuz yere sizi zorla getirecek değiliz. Sizin durduğunuz yere de biz zorla gelmeyiz.
Gezi’nin ve 17 Aralık operasyonu maliyetinin 210 milyar lira olduğunu hala anlamadın! Bu maliyet birkaç sene önce PKK tarafından oluşturulur ve dağlara kurşun, yollara benzin olarak harcanırdı. Bugün Diyarbakırlı bir annenin acısını Anadolu’nun en batısındaki bir vatandaş yüreğinde hissediyorsa biz bir milletiz demektir. Ancak gözünü siyaset hırsı, iktidar hırsı, sandıkla gelemediği için illegal yollarla devire devire gelme hırsı bürüyenler o annelerin acısını hala anlamadı! Anlamak istemeyene anlatamazsın!
Cumhuriyet Halk Partisi milletin değerlerine ters düşmese, İslam’ı yaşamak isteyenlere çeşitli sebeplerle engel koymasa, Türkiye’yi tüm unsurlarıyla lider yapacağının sinyallerini verse elbette onu da destekleriz. Bugünkü haliyle tam bir kaos partisi konumundaki CHP’yi desteklemek mümkün değil!
Metin Feyzioğlu kürsüde racon kesmeye çalışmasa ve milletin hukukuna riayet etseydi onu da alkışlardık. Ama o “anlamak istemedi” ve Başbakan nezdinde millete racon kesti. Taha Akyolhukukçu kimliğiyle bilinen bir yazar iken patronunun iş takipçisi olduğu ortaya çıktı. Çok sevdiğimiz Haşim Kılıç, bir zamanlar “asker olma dışında her şey olan” generallere özenip millete balans ayarı çekmeye kalkıştı. Anlamak istemediler, yıllarca ezilen milletin artık ince ayar istemediğini anlamak istemediler. Anlamak istemeyene anlatamazsın!
Fetullah Gülen ideolojisine yenildi. Bizim İslam alimlerine “Kuran” ışığında yürüdükleri sürece karşı olmamız mümkün mü? Niye Fetullah Gülen’i sevmeyelim? Niçin gazetemize 140 dava açılmasını göze alalım? Fetullah Gülen, milletin yanında durmadı. Birileri ile işbirliği yaparak fişlemelere, yok saymalara, ötelemelere bizzat müsaade etti. Hakim ve savcı satın alacak kadar gözünü kararttı. Bir çocuğun annesinden dayak yedikten sonra “acımadı ki” gururuyla hareket edip “delil yok ki” alayına sığındı. Medyasıyla topyekün sadece AK Parti’ye değil tüm millete savaş açtı. Bunları yapmasa ve milletimin yanındayım deseydi Gülen’i belki severdik. Ama o da anlamak istemedi, ilmine rağmen istemedi. Ebu Talip’e “Müslüman ol” dendiğinde “Ben müslüman olursam Mekkeli kadınlar korktuğumu sanır” diyerek bunu reddetmişti. Fetullah Gülen de herhalde “Ben milletten yana olursam bazı imtiyazlarımı kaybederim ve takipçilerim korktuğumu sanır” diye düşünmüş olmalı! Hala birileri “müslümanlar birbirine düştü” diye düşünüyor. Gülen grubunun yazarları milleti anlayacağına tüm güçleriyle Türkiye’yi dünyaya karalamaya devam ediyor. Elbette varsa bir hata söylenecek. AK Parti hata yaptıysa derhal uyarılacak. Ancak “uyarmak” ile “iftira atmak” arasında fark var! Anlamak istemeyene anlatamazsın!
Türkiye zalimlerin sofrasında haram lokma yiyecek bir ülke değildir. Bizim yerimiz mazlumun yanıdır. Bizimle beraber mazlumlar da ayağa kalkacaktır. Türkiye yine, yeni, yeniden büyük ideallerle yeryüzünü kuşatacaktır. İnanmak istemeyene inandıramazsın, anlamak istemeyene anlatamazsın! Yine de peşini bırakmaz, “belki bir gün” dersin!
Not: Kıymetli dostumuz Hüseyin Kulaoğlu röportajlardan oluşan harika bir “17 Aralık Dostmodern Darbe” isimli kitabını okurlarına sundu. Tarihe tanıklık etmek ve gerçekleri biraz daha aralamak isteyenlere tavsiye edilir. Eseri “kitapyurdu.com” sitesinde bulup isteyebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.