Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Ekmek ve biçmek!

Ekmek ve biçmek!

Güya üç adaylı bir cumhurbaşkanı seçimi...

Zorluk; adayları seçmekte değil. Adaylardan biri, gerçek aday, şek ve şüphe yok. Ya diğerleri? Diğer iki adayın yeni tabirle, adaylıklarını “sürdürülebilir kılmak” epeyce zahmet, masraf ve zaman gerektiriyor.

Adayın biri gerçek olunca, onun karşısına çıkarılanların gerçek olması gerekmiyormuş demek ki!

Siyasetin içinden gelen Tayyip Erdoğan hem partisinin desteği ile, hem geniş kamuoyu ilgisi ile her vasatta gücünü gösterebiliyor. Meydanlara çıkıyor. Uzun konuşmalar yapıyor ve ilgide bir eksilme olmuyor. Profesyonel siyasetçinin farkını ortaya koyuyor.

Diğer iki aday henüz bu anlamda güneş yüzü görmedi! Kapalı salonlarda sınırlı sayıda vatandaşla sohbet cumhuru kucaklamak için yeter mi? Şimdiki manzara şöyle ifade edilebilir: Diğer iki adayın adaylıkları ancak birinci adaya göre anlamlandırılabiliyor!

İktidardan güçlü bir aday var, ona karşı denge sağlayacak bir aday çıkarmak, muhalefetin boyun borcu. Bunun için işbirliğine gidilmesi de takdire şayan.

CHP ve MHP ilk defa açıkça bir araya geliyor. Bir aday üzerinde uzlaşıyor ve piyasaya sürüyor.

Açık konuşalım: MHP bu adayı CHP olmadan da gösterirdi. Peki aynı şeyi CHP yapabilir miydi? Böyle bir ihtimal yok elbette. Hatta Ekmeleddin Bey, milletvekili seçimlerinde CHP’ye müracaat etse yüz bulabilir, listeye girebilir miydi? Bunun da olamayacağını herkes tahmin edebilir.

Aday öne sürüldü de, onun kendini göstermesi, millete ulaşması ilgisini, dikkatini çekerek kabul görmesi, bir hayli farklı süreçler.

Adayların üçüncüsü, “zoraki aday” gibi geldi bana. Kürtçü cenahın kendi sürdürülebilirlik hesapları var. Demirtaş böyle bir yerde duruyor. Hep deplasmanda oynuyor görüntüsü veriyor. Yaygın Kürtçü söylemle kendini kabul ettirmiş bir isim, şimdi bütün Türkiye’nin adayı olursa ne yapar?

Kürtlerin bu ülkedeki ortak zeminleri belli. Bugüne kadar o zeminleri tahrip için çalışan biri, şimdi bu zemini kullanarak güç devşirecek... Az zamanda üslup hatta dil değiştirmek. Halkın karşısına çıkarak destek talep etmek... Bu dönüşüm için yeterli vakit var mı idi acaba?

Bu arada; Ekmeleddin Bey seçim stratejisini açıkladı.

“Ekmek”le “Ekmel” arasında bir rabıta kurmuşlar. Bu ekmek yalnızca bildiğimiz isim olan ekmek değilmiş, meğer fiil olan “ek-mek” de kastediliyormuş...

Burada duralım! Ekmek biçmenin ön şartı. Eğer tarlayı ekmemişseniz, kaldıracağınız bir ürün olmaz.

Ekmeleddin Bey’in ekip hasat aldığı tarlalar, şimdiye kadar başka iklimlerde idi. O haritada siyaset görünmüyor. Şimdi konu siyaset. Siyaset yoksa, seçim de yok! Yani, siyasetten kaçarak cumhurbaşkanı adayı olmak, eğer halk seçiyorsa, mümkün değil. Ekmeleddin Bey Türkiye siyasetinin neresinde duracak?

“Çatal kazık batmaz” denilmiştir!

CHP siyaseti çalsan, MHP oynamaz; MHP telinden konuşsan, CHP’yi memnun edemezsin. Bütün bunların üstünde yol gösterici, ufuk açıcı bir gelecek düşüncesi geliştirsen...

Ah bu zamansızlık! Siyaset ekmek için vakit var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi