Seçimler İsrail’de yapılsaydı Bay Ekmeleddin “% 60 oy alacağım” iddiasını gerçekleştirebilirdi. Birileri ona seçimlerin Türkiye’de yapılacağını hatırlatmalı! Pensilvanya hatırlatabilir mesela, tabii kendisi hâlâ hatırlayabiliyorsa!

Filistin konusunda tarafsızlığı seçen Ekmel Abi (Bahçeli ona ‘Emsâlet’ diyor) milletin vicdanında sızlayan büyük yarayı göremedi. Şimdi bu sözüyle İsrail’in yanında saf bağlayan Monşer Ekmel(Kılıçdaroğlu ona ‘Ekmeloğlu’ diyor) bazı şartları da yerine getirebilirse İsrail’de gireceği bir seçimde % 60 oy alabilir. Ona sunulacak en büyük şart, Türkiye milletini eski “light” günlerine geri döndürmek olacaktır. Bir de Kurtlar Vadisi’nin yayından kalkmasını isteyebilirler!

Laik Bozkurt Ekmel Bey bir açıklamasında “Hamas’ın Gazze’ye zarar vermeden durmasını temenni ederim” diyor. Aynı sözleri kelime kelime Benjamin Netanyahu da söylüyor. Benjamin bir adım ileri giderek “Düşman camilerde saklanıyor, hastanelerin depolarını silah deposu olarak kullanıyor ve liderleri kreşlere yakın yerlerde oturuyor” diyerek kalleşçe ve vampirce yaptığı saldırıların kılıfını dikiyor. Yani cami cemaati, hastahaneler, kreşteki çocuklar parçalanarak öldürülebilir mesajı veriyor!

Suriyelilerden bahseden Ekmel Bey, “Sığınmacı, misafir, mülteci. Ad bulamıyoruz bunlara, devlet ad bulamıyor" diyor! Biz kısaca “kardeş” diyoruz, sen de dene Ekmel Bey!

Olaya gerçekçi bakarsak, Ekmel Efendi’nin (Küçükken ona ‘Ekmek’ derlermiş) alacağı oy oranı % 30’u bulabilir. Buna rağmen bugün seçim olsa “Recep Tayyip Erdoğan % 50’yi geçerek” büyük Türkiye’nin “halk tarafından aracısız seçilmiş” ilk Cumhurbaşkanı, başkomutanı olacaktır. (12.04.2014’te yazdığımız ‘Başbakan Davutoğlu, Başkomutan Erdoğan’ yazımızı okumanızı nacizane tavsiye ederiz)

Filistin kan ağlarken, acizlik içinde oturmak! Filistinliler kadar, akan kanı durdurmaya yardım edemeyen bizlerin de “yardıma ihtiyacı” var. Allah’tan bu yardımı istiyoruz. Aynı durum Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Libya, Orta Afrika ve Mısır’da da var. Ne kadar çok isim.. Saymayı unutmak işten değil ve hepsi de bizim ülkelerimiz! Akan kan hep Müslüman kanı. Tek çare birleşmek! Hadi itiraf edelim; “birleşme” sözü çok ütopik geliyor değil mi? Öyleyse aklımıza bir “gusül” aldıralım!

Türkiye artık “Başkanlık” sistemine geçmeli. Erdoğan sonrası bu sistem gelecektir ki radikal solun tüm çabası bunu engellemek üzerine kurulu! Yeni sistem, rejimi değiştirmiyor; geliştiriyor. Yıllarca rejimi koruyacağız diye süründürmediğiniz adam, asmadığınız Müslüman kalmadı! Sizin rejim dediğiniz “sömürü” düzeni artık çözülmeye mahkum; mücadeleniz bu çözülmeyi engellemek üzerine kurulu! Turgut Özal bu sebeple öldürüldü. Eşref Bitlis, mühendisler, Roboski, Başbağlar, düşen helikopterlerde çalınan kara kutular ama bulunamayan adamlar, Gezi Parkı, İskenderun Baskını… Tamamı aynı masa etrafında oturan adamların mağrur planları!

Turgut Özal ve Abdullah Gül ile beraber artık aşırı sol bile “Dindar Cumhurbaşkanı”na ses çıkarmıyor. Erdoğan’a itirazların sebebi onun cumhurbaşkanlığına değil, Erdoğan sonrası döneme ait! Bunun altını çizelim. Başkanlık sistemi Türkiye’nin kronikleşmiş hastalıklarını tedavi edecek! “Hasta Adam” uyandı, şimdi eski formuna daha sağlam dönüyor! Yeni sistem ülkedeki“İslam’a kör, Müslüman’a nankör” bakan aşırı uçları törpüleyecek! Bu sistemde CHP’nin baskıcı zihniyeti asla iktidara gelemez; bu sebeple Başkanlık sistemi en çok CHP’yi değiştirecek! Kılıçdaroğlu CHP’nin başından ayrılmak zorunda kalır ki onu önümüzdeki dönemlerde vekil adayı dahi yapmazlar! Gerçi Kamer Genç ve Hüseyin Aygün gibi kindarları vekil yapan CHP’nin işi “gelecekte de” belli olmaz! Mustafa Sarıgül’ün yıldızı da Erdoğan’ın Başkanlık sistemi getirisiyle birlikte parlayacak. O vakte kadar agresif tavırları bırakması gereken Sarıgül, şimdiden projelerini hazırlıyor! Yeni parti kurmayacağını açıklayan Sarıgül’ün aklından geçenleri okumak zor değil! Ciddi çalışır ve eski huylarını bırakırsa olabilir. Bununla birlikte CHP-MHP koalisyonu da “M.C.P. Çatısı” altında birleşebilir: Milliyetçi Cumhuriyet Partisi! Sene 2019!

NOT: Kırşehir’de Akit okurlarıyla iftarda buluştuk. Samimi ve başarılı organizasyondan dolayı temsilcimiz Saffat Yürekli’ye; katkılarından dolayı İsmail Yağmur Bey’e, katılımlarından dolayı Belediye Başkan Yardımcısı Emre Şahinci, Belediye Basın Müdürü Halil Çalışır, Valilik Basın Müdürü Osman Demir, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Emre Dilek; iftar sonrası sohbet için bizleri ağırlayan İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Prof.Dr. Ahmet Gökbel, STK temsilcileri, Kırşehir basını ve tanışmaktan büyük memnuniyet duyduğumuz tüm Akit okuyucularımıza gazetemiz adına teşekkür ediyoruz. Bir okurumuzun dediği gibi: “Gerçekleri okumak için her gün bir Akit!”