Hakan Talha Alp Hoca
Türkiye’nin yetiştirdiği, değerinin ve derinliğinin henüz geniş kesimlerce tam farkedilmediği son dönemin genç alimidir Hakan Talha Alp.
İlmî birikimi, geleneğe ve çağa olan vukufiyeti, muhakeme gücü, köklere olan bağlılığı insanda hayranlık uyandıran bir değerdir Talha Hoca. Usûl, fıkıh, kelam ve mantık sahalarındaki derinliğinin yanında son derece mütevazi bir kişiliğe de sahip.
Onu İslâmî câmianın okur yazar kesimi önceleri Rıhle dergisindeki ilmî makaleleri, internet ortamında yayımlanan derinlikli ders sohbetleriyle tanıdı. Ebubekir Sifil Hoca ile beraber TV Net’te yaptıkları İLMİHÂL programı ise daha fazla tanınmasına sebep oldu.
Çok faydalı bir programdı İLMİHÂL. Muhteva olarak bildiğim kadarıyla Türkiye’de bir ilkti. Kanal herhangi bir sebep açıklamadan maalesef programı yayından kaldırdı. Oysa ilmî birikimi, entelektüel seviyesi yüksek olan izleyicilerin beğeniyle takip ettiği bir programdı.
Tabi olarak meşrep ve fikrî tercihlerinden dolayı eleştirenler de vardı. Ama derinlikli bir program olduğuna kuşku yoktu. Gittiğim Avrupa programlarında bile orada yaşayan dindar câmianın programı izlediğini, konularını gündem yaptığını görmüştüm.
Akademik dünyada da bu program hakkında epey övgülere şahit olmuşluğum var. İzleyicilerin dimağında ilmî bir tad ve mâzide hoş bir seda bıraktığına da kuşku yok. Hâlâ insanlar bu programdan bahsediyorsa ve hâlâ youtube’da bu programın eski yayınları tekrar izleniyorsa bundan olsa gerek.
Acaba Talha Alp ve Ebubekir Sifil Hocaları bir daha farklı bir formatta ve programda da olsa Ümmet’in ilmî meselelerini beraber derinlemesine ele alırken görebilecek miyiz? Doğrusu Türkiye’nin geyik muhabbeti yapan programlar yerine geride iz bırakan, yol gösteren, sorun çözen kıvamı iyi tutturulmuş programlara ihtiyacı var.
Birileri reyting hazretleri diyebilir. Yeni yetme genç bir şarkıcının programı kadar izleyici toplamıyor itirazını yükseltebilir. Televizyonculuk ticari bir sektördür diye gerçeğin bir kısmının arkasına saklanıp kendisini avutabilir.
Lâkin her şey, hele de değerler reytinge feda edilebilir mi? Sonra da birilerinin çıkıp, “Efendim çok dünyevîleştik çook, ilim adamı yetişmiyor, topluma acı da olsa gerçek reçeteler sunulmuyor, derinliğimizi kaybettik” türünden ağlamasının, sitem etmesinin bir manası kalmaz.
En zor iş, marifet sahibi insan yetiştirmektir. Marifet ehli binbir zorlukla yetişir çünkü. Marifet de iltifata tabidir. Değeri bilinmezse durmaz, iltifat göreceği yerlere hicret eder, olmadı yalnızlığa çekilir...
Eğer popülerlik, reyting kaygısı kendi başına bir değer olursa gençler pop ve top kültürünün misyonerlerini kendine rol model alır. Oysa yeni yetişen neslin ilme alaka duyması için toplumun ilme ve onun taşıyıcıları ilim ehline alaka göstermesi, ehline yer açması gerekir.
Gençlerin onları rol model alabilmesi için onlara gerekli ihtiramı gösterip toplumun önüne sözü itibar gören kişiler olarak koymak gerekir. Aksi takdirde çoğunun pagan kültürünün misyonerliğini yaptığı top ve pop yıldızlarını örnek almalarını engelleyemezsiniz.
Talha Hoca’nın çok değerli gördüğüm bir yönü de, insanlara duymak istediklerini değil, binbir çileyle ulaştığı ve doğruluğuna kanaat getirdiklerini söylemesi. Hem hurafelerle karikatürize edilen hem de moderniteye, postuna ve konjonktüre kurban verilen İslâm tasavvurunu apolojetik söyleme sığınmadam, nasslara ve ilmî geleneğe yaslanarak bu dar parantezlerden kurtarmaya çalışması.
Bir de şunun altını özellikle çizmek isterim: Toplumun Talha Hocalara olan ihtiyacı onların topluma olan ihtiyacından daha büyüktür. Rabbim sayılarını çoğaltsın..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.