Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Filistin’deki vahşet; uluslararası toplumun küstahlığıdır

Filistin’deki vahşet; uluslararası toplumun küstahlığıdır

Tüm çabalara rağmen, Gazze’de uzlaşı yönünde bir umut kalmadığı gibi Filistinli Müslümanların acıları katlanarak büyüyor. 

Mısır’ın arabuluculuğunda varılan 3 günlük ateşkes ise tamamen bir oyundur. ABD yönetimi işbirlikçisi Mısır’ın yeni Firavun’u El Sisi’yi Arap dünyasında öne çıkarmaktır.  

“Terörist devlet” İsrail, 8 Temmuz 2014 tarihinde Gazze şeridine yönelik başlattığı ve bugüne kadar aralıksız sürdürdüğü katliamları, uluslararası kamuoyuna ve tepkilere aldırmadan, soykırıma dönüştürdü. 

Çünkü, BM’nin ve AB’nin eleştiri ve kınamalarının göstermelik olduğunu çok iyi biliyor. 

Katil İsrail; Gazze halkına karşı kitle imha silahlarını da kullanıyor. Şehir ve kasabaların altyapıları tamamen yok edildi, elektrik ve su yok.  

Hedef gözetmeksizin denizden, havadan ve karadan aralıksız devam eden bombardımanlarla Gazze tam bir harabeye döndü. 

Bölgeden gelen haberler insanlık adına utanç verici.  

Her taraf yıkılan binaların moloz yığınlarıyla dolu ve bu yığınların altında çıkarılamayan binlerce ceset var. Diğer yandan ise açlık ve sefalet dayanılacak gibi değil…

Gazze’deki en büyük hastanelerden biri olan Şifa Hastanesi (bu hastaneyi Türkiye hükümeti inşa etmişti) başta olmak üzere tüm sağlık merkezleri bombalandı ve ilaç stokları yok edildi.  

Geri kalan hastanelerde ameliyatlar mum ışığında ve de narkozsuz yapılıyor. Kan kaybından ölenlerin sayısı her geçen zaman içinde hızla artıyor. 

Morglarda yer kalmadı. Her yaştan binlerce yaralı tedavi edilmeyi bekliyor..

Kim ne derse desin dünyanın gözleri önünde Gazze’de açık bir soykırım ve insanlık suçu işlenmektedir. 

Filistinli kardeşlerimizin feryadını ise Türkiye’nin dışında duyan yok.  

YİNE İHANET, YİNE BATI…

Amerika ve Almanya başta olmak üzere Batı dünyasının yönetimleri, Siyonist lobilerin baskısından korkarak ırkçı İsrail rejimini koşulsuz olarak destekleyeceklerini ilan ettiler. 

Neymiş; “İsrail’in kendini savunma hakkı” varmış.  

Bir yanda dünyanın en modern hava, deniz ve kara askeri gücünün yanında en donanımlı silahlara sahip bir terörist ülke olan İsrail.

Diğer yanda üç beş kısa menzilli roket, derme çatma hafif silahlarla kendini savunmaya çalışan Filistin halkı. Şimdi soruyorum “kimin kime karşı kendini savunma hakkı var”.

Yuh olsun size ve lanet olsun sizin bu bakış acınıza…

“Terör devleti” İsrail’in Filistin halkına yönelik işlediği “soykırıma” rağmen, başta BM olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların, bir çare bulup akan kanı durduramaması yüz kızartıcı ve utanç vericidir.

Ayrıca; bu insanlık faciasından İsrail kadar, onun hamiliğini yapan Amerika ve Batı ülkeleri ve onların güdümündeki BM-GK, AB ve NATO gibi uluslararası kuruluşlar hem sorumludur hem de suçludur. 

Amerika sadece nakdi yardım ve siyasi destek vermekle kalmadı… 

Pentagon, Amerika’nın İsrail’in güvenliğine yönelik taahhüdü yerine getirmek için Siyonist İsrail’e silah ve mühimmat sevkıyatı yaptığını da gizlemiyor. 

Gazze’ye karadan, denizden ve havadan bombardıman saldırıları devam ederken, Amerika Savunma Bakanlığı, İsrail’in talebi üzerine, 23 Temmuz’da 120 mm’lik havan topları ve 40 mm’lik bomba atarları ile İsrail’in Savaş Rezervleri Stok Cephaneliği’ndeki (WRSA-I) uygun mühimmatların teslim edildiği bildirildi. 

Aslında Amerika ve batılı müttefikleri 11 milyon Filistin halkının tam olarak Siyonist işgalcilere teslim olmasını, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmesini, köleliği kabul etmesini istiyor. 

Filistin halkına yönelik bu ihanet oyunları Amerika ve AB üyesi ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplumun bu tavrı açık bir küstahlıktır. 

İSLÂM DÜNYASI UYAN…

Gazze şeridinde işlenen cinayetler sadece Müslümanları değil, özgürlük yanlısı her insanın yüreğini burkuyor. 

Yaşanan vahşet karşısında, Batı dünyasının uluslararası toplumun ihaneti bildiğimiz ve alıştığımız bir durum. 

Ancak bizleri asıl üzen İslam dünyasındaki vurdumduymazlıktır. 

“Doğudaki bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki Müslüman aynı acıyı hissetmiyorsa kamil bir mü’min olamaz …”  İslam’da kardeşlik hukukunun en güzel örneği…

 Ayrıca; tasavvuf ehlinden Ebu’l-Hasan Harakânî’nin dediği gibi; “Şam’da bir Müslümanın ayağına bir diken batsa benim ayağım kanar. Horasan’da bir Müslümanın ayağına bir taş çarpsa benim ayağım sızlar.”  

Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu: “Müminler; birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkat göstermekte tek vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır.” (Cem’ul fevaid el Rudani, Edeb, 7820; Buhârî; Muslim) 

Bunları acaba neden hatırlamayız.

Ey İslam dünyası… Ey Müslümanlar uyanın artık…

Filistin davası sadece Filistinlilerin değil tüm İslam aleminin vazgeçilmez davasıdır. Filistin ve Filistin halkına sahip çıkmak her Müslümanın görevidir. 

İslam dünyası şunu bilsin ki; 

Kavgalara son verip birlik içinde bir güç olmadıkları sürece; “terör devleti” İsrail yöneticileri için kınamalar ve protestolar hiçbir anlam ifade etmeyecektir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi