Topunuz müptezel, alayınız çıfıtsınız!
Adamlar münasebetli münasebetsiz hepimiz şuyuz buyuz deyip duruyorlar...
Son alarak hepsi “Charlie Hebdo” olmuşlar.
Evet hepiniz o sunuz! Kişi sevdiği gibidir. Sizin bir Müslümanı, Türk’ü, bu halktan birini sevmenizi bekleyemeyiz zaten. Sizin muhabbetiniz sizin gibileredir.
Paris’teki saldırıyı reddetmek ayrı şey, o mizah dergisi adı altında yapılanları benimsemek ayrı. O zavallıların dahi hayat hakkını savunmak boynumuzun borcu. Onlara bir ceza verilecekse, bu meşru otorite tarafından verilir. Rastgele biri kafasına esince adam öldüremez!
Şimdi olanlara bakın: Türkiye’nin şaibeli gazetesi Chanlie Hebdo’ya sahip çıkmış. Onun yine Peygamber karikatürü bulunan müptezel sayısını basıp dağıtmış. Neyi farklı yapmışlar? Derginin kapağındaki karikatürü koymamışlar. Fakat küfürü zahir olan bazı kalemşörler o karikatürü sütunlarına almış, erkanlarını tamamlamışlar.
Şüphesiz Allah’ın laneti onların üzerinedir.
Mizah eğer hakarete varmazsa, değerlere saldırmazsa, elbette nükte seviyesinde olursa, elbette iyidir. İnsanlı tebessüm ettirir. Farklı cephelerde düşünmeye sevk eder.
Bunlarınki öyle mi ya?
Bunlar pornografik yayın yapıyorlar. Hani açık saçık yayınlar olur da pornografi içermez. Bunlarınki düpedüz pornografi!
Değerlere saldırmak, hele de İslâmın değerlerine saldırmak bunların günlük ekmeği. Çünkü bu zeminde varlıklarını devam ettiriyorlar. Holland’a kuyruk takarak mı mizah yapacaklar, Hz. İsa’yı küçülterek mi tasvip görecekler? Papazları alaya alarak mı yer tutacaklar.
Düşmanımı çirkin çiz!
Düşmanımı komik çiz!
Düşmanım ölüm dahil her şeyi hak etmiştir!
Ben zaten yakışıklıyım. İnsan hakları bende. Medeniyet bende. Kültür bende, teknoloji zaten benim. En önemlisi güç bende!
Ama sen, geliyorsun ve benim ülkemde yaşıyorsun. Zor şartlara rağmen bunu yapıyorsun. Ne haddine! Yerini bil! Senin kültürün, medeniyetin beş para etmez, inancın insanlık dışı, önder tanıdığın Peygamber de işte bu!
Mizah bir dini, bir kültürü, bir toplumu alçaltmak için kullanılırsa, mizah olmaktan çıkar. Zulüm aracı bir silah olur.
Batı medyası zaten Müslüman katliamına şartlanmış. Her fırsatta, doğuyla ilgili, İslâm âlemiyle ilgili pespaye iddialar ortaya sürüyorlar. Bu mizahçı kılığındaki şerefsizler tıynetlerini her zaman ortaya döküyor.
Hani Avrupa’nın göbeğinde herkesin gözü önünde sürdürülen bir Müslüman katliamı vardı ya?
Bosna Hersek’te kaç Müslüman katledildi, bunların kaçı çocuk ve kadındı? Ey şimdi “Charlie” olanlar? Bana bundan haber verin. Yok değil mi bir bilginiz? Fakat siz çok yufka yüreklisiniz Paris’te 15 kişinin öldürülmesi sizin vicdanınızı kanatttı.
Peki o öldürülenlerle ilgili bir şeyler çizse idik. O ölenleri maytaba alsa idik, ne yapardınız?
Hiç merak etmiyorum, çünkü biliyorum!
Peki bu müptezel derginin Srebretintza katliamı sırasında ne yaptığını duydunuz mu?
Kafatasları ile iskeletlerle dolu bir mezar. Ve ortasında seccade olduğunu zannettiğimiz bir bezin üzerinde güneşlenen bir Boşnak cesedi...
Başlık ne peki: Kaldırımların altında plaj!
Bu ahlâksızlıktan başka nedir? Siz nasıl hürriyetçi olabilirsiniz, siz nasıl insan hakları savunucusu olabilirsiniz, en önemlisi siz nasıl insan olabilirsiniz.
Siz adıyla sanıyla charlie...siniz. Bizim buralarda böylelerin çıfıt denir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.