Halk tiyatorası TV kumpanyası”nda en son kimler arzı endam etmiş? 

Dindar’lıktan Dündar’lığa geçen, sunucuların pir-i fânisi Uğur, Kur’anî İslâm’dan Nutukî kemalizme transfer olan Yaşar Nöri hoca, bir zamanların mangalları külsüz bırakan kahramanı Tuncay Özkan ve paralel mahpus Son-er Yalçın... Bu kadar tuluatçının bir arada olduğu programda ne cevherler saçılır, ne kahkahalar patlatılır, tahmin edin bakalım. 

Siz flaşı Yaşar hocadan bekleyin, boşuna. Bu sefer Son-er öne geçmiş. Kaç at başı bilemiyorum, fakat bomba ondan. 

Mesele Cumhuriyet ve elbette Atatürk! Her günkü nevaleleri bu! Cumhuriyet değerleri, atatürkçülük bu şahısların hepsinde müşterek. Fakat herbirinin “cumhuriyet değeri” dediği, “atatürkçülük” dediği şey farklı. 

Cumhuriyet değerlerini merak ediyorsanız, Son-er’i takip edin. Hani şu bir zamanlar önüne gelene “dönme”, “Yahudi” yaftası yapıştıran yazıcı. Mustafa Kemal için de imada bulunmamış mıydı? Yoksa hafızam beni yanıltıyor mu? 

Bu tarz yazanlar sonunda zirveye kadar ulaşır. Zirve Mustafa Kemal’se Son-er’in de oraya doğru yükselmesi kaçınılmaz. Nitekim üstadı Hayalî Küçük Yalçın’da da bu temayül vardı. Hatta o sonunda “ben de...” demeye getirmişti. 

Bu kumpanyanın seyri eğlenceli dostlar! Şu sıralar Cem Yılmaz’ın, Beyaz’ın programları ile yarışır desem, yeri var. 

Son-er, bu programa papyonlu gelmiş. Kocaman bir papyon, V kazak... Tabiî saç sakal. Cumhuriyet estetiği bu imiş! Atatürk papyon taktığı için takıyormuş o da!

Atatürk başka ne yapıyordu, azizim? Hepsini icra etmen gerekmez mi? Rakı-leblebi muhabbetine ne buyurulur? Hemi de Çankaya’da olmalı. Şart değil eski köşkte olması, bir parkda kurarsın tezgâhı! Zaten sigaradan dumanaltı olan, içkiden mahmurlaşan atatürkçüdür, bu devirde. Ayıklıkla bunlar bir arada gitmez. 

Tamam, kendisi papyon takıyor. Böylece Atatürk’ün izinden gidiyor. Ya hanımlar ne yapacak? Onlar da mahrum kalmasın! Onlar da mini etek giyecek! Dekolte gezecek! Türkçesi: Kollar, boyun ve göğüs açık olacak!

Şu sıralar bir bayan atatürkçü olduğunu, cumhuriyet değerlerini yaşattığını nasıl ilan edecek cümle âleme? İnadına mini etek giyinerek, inadına dekolte gezerek!

Ne kadar mini giyersen o kadar atatürkçüsün, ne kadar dekolte gezersen o kadar cumhuriyetçisin! Bu atatürkçülük kriterlerine göre, dansözler atatürkçülükte bir hayli ilerideler. Ya striptizciler? Onlar en ileride! 

Soyunmakla atatürkçülüğün irtibatını nasıl kuruyorlar bilmiyoruz. Papyonla nasıl kuruyorlarsa, öyle her halde. 

Beyler efendiler! Bir zamanlar papyon, avrupanın burjuva alışkanlığı idi. ya şimdi? Şimdi garsonların aksesuarı!

Zaman değişti, Atatürk şimdi hayatta olsa idi papyon takar mıydı? Onun örnek aldığı Avrupa idi. Bugünkü Avrupa’nın giyimine göre hareket ederdi. Papyon takmak bir yana, şapka da giymezdi. 

Siz şapka giyen Avrupa cumhurbaşkanı, başbakanı, devlet başkanı hatırlıyor musunuz şu sıralar? 

Mesela, Obama’nın şapkası var mı? 1920’lerin, 30’ların ABD Başkanları Wilson’un, Hoover’in, Rozvelt’in vardı. İngiliz başbakanları Baldwin’in, MacDonald’ın, Çemberlayn’ın, Çörçil’in fötrleri, melonları, silindirleri dillere destandı. Ya şimdiki başbakan Kameron? 

İlahi Son-er! Yıl 1919’dan, yıl 1938’e kadar gelebilmişsin. Biraz daha gayret et, 1950’ye gel!

Hani Temel fıkrasındaki gibi: Hakime olayı anlatırken, bir türlü vapura binemiyormuş. Binecek, İstanbul’a gelecek ve patırtı orada kopacak. Hakim bastırıyor: Bin şu vapura yahu! Cevap: Bineyim de idam et beni, yağma yok!

1950’ye geleyim de, seçimi kaybedeyim ve iktidardan düşeyim, yağma yok!