AVM yasası çıktı şimdi ne olacak?
Geçen ay dünyanın en büyük market markaları listesi açıklandı. Türkiye'den sadece BİM listede yer alıyor.
7 trilyon dolarlık bir pazarda Türk şirketin dünya listesine girmesi önemli. Bir aydır ihmal ettiğim sektörle ilgili yazma isteğim, gündemdeki konularla bugüne kaldı.
Uzun bir dönemdir görmediğim bir arkadaşım aradı. İki yıldır yurtdışında olan arkadaşım, yabancı bir fon ile Türkiye'de perakendenin önemli bir oyuncusunu satın almak için görüşmeler yapmaya geldiğini söyledi.
Hatırlarsanız, bu yıl için en önemli perakende adımlarından biri Migros'un satışı oldu. Anadolu Grubu, Migros'un ağırlık hisselerini alarak hızlı tüketim grubunda da iddialı adımlar atacağının işaretini verdi.
Bana da hem sektörü hem de yasayı değerlendirme fırsatı doğdu.
AVM Yasası dedikleri, "Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun" çıkalı bir ay oldu. Etrafınıza baktığınızda perakende sektöründe bariz değişiklikler hissediyor musunuz?
Bu kanunu 20 yıldır tartışıyoruz. İlk dönemde "Market Yasası" diyorduk ve amaç bakkalları korumaktı. Sonra adı Süpermarket Yasası oldu. Son beş altı yıldır da AVM Yasası olarak gündemdeki yerini aldı. En nihayet yasallaştı.
4 yıl önce Rekabet Kurumu temsilcileri, perakende sektöründe yapılacak düzenlemelerle ilgili piyasa araştırması yaparken benimle de görüşmüşlerdi. Amaç, rekabet düzenini etkilemeyecek bir yasal düzenleme için ön bir hazırlık yapmaktı.
Malum, 11 kere Meclis gündemine gelmiş bir tasarıdan söz ediyoruz. Zaten Rekabet Kurumu’na pek çok başvuru yapılmıştı. Rekabet ihlallerini önlemeyecek bir tasarı nasıl olabilirdi?
Yeni yasada Rekabet Kurumu’nun yaptığı araştırma ne derece etkili oldu bilemem. Mevcut haliyle başvurular kesilecek mi? Zannetmiyorum ama yine de bu tür saha araştırmalarının önemli olduğunu düşünüyorum.
Perakende sektörüyle ilgili tartışmalar sadece bizde değil. Dünyadaki ticari yapı değişiyor ve yeni düzenleme ihtiyacı birkaç yılda bir kendini hissettiriyor.
Dünyanın en büyük şirketleri bu alanda yer alıyor. Doğrudan uluslararası yatırımlar en fazla perakende sektörünü seviyor. Malum uzun vadeli sanayi yatırımları yerine, binayı kurup, tahsilat yapmanın avantajını herkes kullanmak istiyor.
En fazla istihdam sağlayan alanlardan biri perakendedir. Mesela, önümüzdeki on yıl içinde Türkiye'de 675 bin personel ihtiyacı hissediliyor. Böyle bir fırsat başka hiç bir sektörde ortaya çıkmaz.
Malum geçen yıl yüzde 17 büyüyen sektör, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin ekonomik büyümesini katlayacağının da işaretini veriyor.
Madem uluslararası sermaye sektöre yatırım potansiyeli taşıyor, öyleyse hem nitelikli eleman konusu hem de yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Etrafınıza bakın, kimse artık bakkalları tartışmıyor. En çok konuşulan AVM'lerin pazar günleri kapanması da unutuldu. Eğer çılgın bir vali çıkıp, pazar günü AVM kapatmadığı sürece de akla gelmeyecek. Büyük otomobil galeri, mobilya mağazaları da gündemden kalktı.
Yasa çıktı ama yolda düzeltilme maksadıyla Meclis’ten geçti.
Çünkü Türkiye'de hâlâ kayıt dışı ekonomi ciddi boyutlarda etkisini sürdürüyor. Organik pazar yerleri, kayıtsız satışlar, açık gıda ürünleri ve son dönemin parlayan yıldızı e-ticaret gibi standartları belirlenmemiş uygulamalar sektördeki belirsizlikleri oluşturuyor.
Biz istemesek de içerden dışardan etkilerle perakendeyi konuşmaya, yazmaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.