Dünyanın en değerli markaları ve Türkiye
Pek çoğumuz kar ve kışla mücadele ederken, ben başka bir yere odaklanmaya karar verdim. Dünyanın en değerli marka araştırması Brand Finance Global 500 yayınlandı ama listeye yine Türkiye'den herhangi bir marka giremedi. En tepede 128 milyar dolar marka değeriyle Apple dururken, listeye girebilmek için en az 3 milyar dolarlık marka değere ulaşmak gerekiyor.
Yani Türkiye'nin THY, Türk Telekom, Turkcell, Akbank, BİM, Arçelik gibi popüler markalarından hiç birini listede göremedik.
Marka değerlendirmelerinde iki araştırmayı esas alırım. Diğeri Best Brands araştırması sonuçları da önümüzdeki ay açıklanabilir. İkisi farklı değerlendirme kriterleri kullansa bile, sonuçların benzer çıkacağını söyleyebilirim.
Global bir markamız yok diye ağlamak yerine buradan ders çıkarmamız gerekiyor. Eğer trendleri iyi okuyamazsak, gelecekte de bir yerimiz olmayacağını söyleyebiliriz.
20 yıl önce yere göğe koyamadığımız Sony, değer kaybetmeye devam ediyor. On yıl önce herkesin gözdesi olan Microsoft, kendini toparlama adımları atıyor. Avrupa, Rusya ve Japonya kriz sürecini nasıl yönetebildiklerini markalarıyla gösteriyor. Yani Almanya hariç bu bölgelerin markaları değer kaybediyor.
Önce Global 500 listesine bakalım: Apple, 128 milyar doları aşan değeriyle 4. kez dünyanın en değerli markası oldu. Bu yıl ilk 5’teki markanın değeri, geçen yıla göre yüzde 12.3 artarak 413.4 milyar dolara yükseldi.
Yani bizim en büyük 500 şirketin değerinden fazla.
Araştırmada yer alan 31 ülke arasında 188 markasıyla başı çeken ABD'nin markalarının değeri 2 trilyon 33 milyar dolar olarak belirlendi. Bu ülkeyi, 42 marka ve 397.7 milyar dolarlık marka değeriyle Çin, 40 marka ve 349.1 milyar dolarlık marka değeriyle Japonya takip etti.
İngiltere'nin 40, Fransa'nın 33, Almanya'nın 29, İsviçre'nin 18 markası listede yer alıyor.
Ekonominin daraldığı dönemler ile sosyoekonomik eksenin kaydığı anlar, ülkelere ve şirketlere yeniden konumlandırılma fırsatları doğurur.
Mesela, bu dönemde ağır sanayi diye çırpınamayız. Mesela, son beş yılın marka listelerine bakınca bilgisayar çağının da, ülke konumlandırılmasına katkı sağlayacağını söyleyemeyiz. IBM, Toshiba, Sony'nin durumları bunu gösteriyor.
Avrupa'daki krize rağmen Alman şirketleri değerlerini artırmasını bilmiştir. Buna rağmen Almanya'nın bilişimdeki şirketi SAP, dünyadaki güçlü durumuna göre değer kaybediyor. Üzerinde düşünmek lazım...
SAP'ın yönetim ve CRM uygulamalarının yerini nasıl bir sistem dolduruyor?
Avrupa markaları gerçekten zor durumda… İspanyol ve Rus markaları da krizin etkisini en fazla taşıyanlar arasında.
En popüler sosyal medya markaları Twitter, Facebook en fazla değer kazananlar arasında yer alıyor. Aynı şekilde borsaya açılan Çinli Alibaba da yüzde 90 değer artışıyla dikkat çekiyor.
Perakende sektöründe de ilginç gelişmeler yaşanıyor, Amerikalı dev Walmart değer kaybederken Amazon değer artışını sürdürüyor. Avrupalı perakendeciler de değer kaybediyor. Perakendede e-ticaret etkisini düşünmek gerekiyor.
Gıda şirketleri yatay bir seyir izliyor. Büyük sıçrama gösterenler olmadığı gibi, keskin düşüşte olanlar da görünmüyor. Yine de McDonald's yüzde 15 marka değeri kaybetmiş. Üzerinde düşünmek gerekiyor.
Bankalar değer kaybederken, sigorta şirketlerinin değer kazandığı bir süreçteyiz.
Önümüzdeki yıl ise petrol ve bazı emtialarda yaşanan fiyat düşüşlerine bağlı sektörel değer kaybetmeleriyle karşılaşacağız.
Türkiye, kendini yeniden konumlandırırken dünyayı çok iyi takip etmek zorunda... Umarım siyasete soyunanlar bunu iyi düşünüyordur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.