“Üstat haklı”
Anadolu Gençlik Dergisi merhum Erbakan Hoca’ya özel bir sayı çıkardı.
Allah razı olsun emeği geçenlerden, bana da hediye ettiler.
Derginin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Biten, Milli Görüş Hareketi’nin söylem ve üslubunu yeniden göz önüne getirmenin faydalı olacağı düşüncesinden yola çıkarak, böyle bir sayı hazırladıklarını söyledi.
Hamasete düşmeden yüzlerce akademisyen, entelektüel ve siyasetçi ile görüşülerek, Erbakan Hoca’nın kişiliği, fikriyatı, misyonu ile Milli Görüş Hareketi’nin söylem, üslup ve iletişim yönüne dair düşünceleri sorulmuş.
Gelen makalelerden bir seçki sunuluyor kitapta.
Herbiri birbirinden değerli.
Örneğin Ali Haydar Haksal beyefendi “Üslup bakımından Erbakan Hoca” başlıklı makalesinde, rahmetli ile ilgili günümüz siyasilerine örnek teşkil edebilecek anekdotlar aktarıyor.
Erbakan Hoca, siyasal hayatı boyunca en uçtakilere bile hoşgörülü ve esnek iken, düşünce ve inanç bağlamında en yakınlarından gelen eleştirilere çok daha özenliydi.
Özellikle Müslümanlar arasında fitneye neden olabilecek davranış ve beyanatlardan hep kaçındı.
Milli Nizam Partisi’nin açılış konuşma metnini hazırlayan isim olan Necip Fazıl Kısakürek’in Milli Selamet Partisi döneminde şahsına yönelttiği ağır eleştiriler hatırlatıldığında Erbakan Hoca, sözkonusu yazıları inceleyip “Üstat haklı” tespitinde bulunuyordu.
Merhum Esat Coşan Hoca da ağır bir üslupla Hoca’yı eleştiriyor, fakat Erbakan bu isim hakkında da tek kelime olumsuz cümle etmiyor, dedikoduya izin vermiyordu.
28 Şubat sürecinde Fethullah Gülen’in hakkındaki beyanatları karşısında da Hoca, “Biz Hocaefendi ile her gün beş vakit aynı safta buluşuyoruz” diyordu.
Kendisine dönük eleştirileri hep dikkate alıyordu.
Mehmet Şevket Eygi ağabeyin bir eleştiri yazısını kesmiş ve cebinde taşıyordu.
Hatta, Suudi Arabistan ziyaretinde Kral, Milli Gazete’de kendilerine dönük yapılan eleşti-rilerden şikayet edince, Hoca cebinde taşıdığı Eygi üstadın o yazısını çıkarıp, göstererek “Bakın Milli Gazete’de beni de eleştiriyorlar” diyordu.
Erbakan gerek Meclis’te gerekse Meclis dışındaki konuşmalarında karşısındakiler hangi düşünce ve yapıda insanlar olursa olsunlar, son derece kibar ve saygılıydı.
Türkiye siyasal hayatında biraraya gelmeyecekleri biraraya getirmesi bu kişiliğiyle alakalıydı.
MSP-CHP koalisyonu örneğin. Yine Ecevit, Demirel, Türkeş, Çiller ile ortaklıklar kurması, bu topraklarda yaşayan herkesin biraraya gelebileceğini göstermesi açısından önemliydi.
Hoca’ya dair bu anekdotların sahibi Ali Haydar Haksal ağabey, yazısının sonunda günümüz siyasetçilerine şöyle sesleniyor:
“Batılılaşma ve modernleşmede insanımızın kendi değerlerinden giderek uzaklaştığı bir zamanda, Hoca insanımızın yeniden değerleriyle buluşmasını, kendine güven duyulmasını sağladı.
Bugün için de siyaset ortamını kasıp kavuranların Hoca’nın üslubunu örnek almaları gerekir. Çünkü sevgi dolu bir bakış en olmadık kapıları aralar. Nefret, öfke ve hırçınlık ise bütün kapıları kapatır.”