Sinan Burhan

Sinan Burhan

Ay dedeyle saklambaç oynayan Muhsin Başkan

Ay dedeyle saklambaç oynayan Muhsin Başkan

Rahmetli ile yakın tanışırdım. Ben Kayserili o Sivaslı olduğu için ortak havzanın çocukları olarak iyi anlaşırdık. Kendisi bir gönül insan idi. Ben de onun gibi bir köy çocuğu olduğum için lisanı hal ile bile kaynaşırdık. Çalıştığım tüm kurum ve kuruluşlarda kendisi ile mülakatlar yaptım. Ne zaman davet etsek çıkar gelirdi. Kendisinde en ufak bir nefis emaresi görmedim. Randevuya gerek kalmadan görüşülen biriydi. Bana göre bu durum ona zarar veriyordu. Çünkü aradaki mesafe kalkıyordu. Protokol kuralları nedir dikkat etmezdi. Kendisi ile görüşmeye gelen her kimse randevu dahi olmasa görüşmeden gitmezdi.

Muhsin Başkanla en etkili mülakatımın başlığı ‘Ay dedeyle saklambaç oynamayı özledim idi’ bir medya dergisine yapmıştım bu mülakatı. Kendisi şu cümleleri sarf etmişti: ‘Çocukken yaylalarda dolaşırken Ay’ın en parlak halini izlerdim. Zaman zaman kaybolur zaman zaman ortaya çıkardı’ diyerek bu durumu bir saklambaç oynamaya benzetmişti. Bu başlığı beğenmişti.

Hapishanede uzun yıllar kalmış olmasından dolayı hayata boş vermiş, dünyaya boş vermiş bir hali vardı. Doğrusu çelik gibi de bir iradesi vardı. Düşünün on yıl boyunca hapishanede ya da hücrede yatmak. Necip Fazıl’ın dediği gibi:

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

Böylesine bir ortamda yıllarca kalmak. Ancak iman ve sabırla kalınır burada. Dert ve dava sahibi idi. Tek derdi vardı davası. Türk dünyası ve İslam dünyasını birbirinden ayırmazdı. Zaten MHP’den ayrılma gerekçesi muhafazakarlık yönünün güçlü olmasıydı.

Siyasi bilinci ve iradesi güçlüydü. 28 Şubat sürecinde o tarihi sözü söylemişti; ‘Namlusunu milletine dönen tanka selam durmam’ diyerek milli iradeye sahip çıkmıştı. Bu söz demokrasi tarihi içerisinde önemli bir köşe taşı oldu. Yine ‘Evet Türkiye İran olmaz ancak biz ülkemizin Suriye olmasına da müsaade etmeyeceğiz’ diyerek askerlerin darbe yapma girişimine karşı net bir tavır almıştı.

Adı ve kadrosu zaman zaman siyasi cinayetlerle anıldı. Karanlık birtakım senaryolara ismi eklenmek istendi. Oysa kendisi o kadar temiz ve şeffaf birisiydi ki bu kirli kampanyalar tutmadı. Derdi millet ve devletin bekası olan biriydi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aday olması ve seçilmesi için gayret sarf etti. Sayın Gül’ün hakkının yenildiğini düşünüyordu. Millet ne derse o olacak diyordu. O nedenle Abdullah Bey aday olmalı diyerek önünü açmıştı.

Hayatı hep çalkantılı olmuştu. Hapishaneler, çileler, işkenceler vs. Şehadeti de çalkantılı oldu. Sanki normal bir ölüm, yatakta bir ölüm sanki onun hayat çizgisine uymazdı. Yine davası uğruna bir seçim çalışmasına giderken helikopter düştü ve şehit oldu. Kimileri onun bir suikasta kurban gittiğini söylüyor. Buradan bir siyasi prim devşirmeye çalışıyorlar. Bir komplo arıyorlar. Bana göre kendisi helikopter kazasından şehit oldu. Yani bir kaza.

Bu arada devletin bu konuda çelişkili açıklamaları, usul hataları komplo teorilerine hizmet etti. Burada devletin yapması gereken çıkıp bütün gerçekleri açıklamasıdır. Milletimizi ikna etmesidir. Bu konunun sürekli bir istismar malzemesi yapılması bence rahmetliyi de üzüyor. Yaşarken Muhsin Yazıcıoğlu’ndan geçinenler şehadetinden sonra da ondan geçinmeye çalışıyorlar. Mevlam kendisine gani gani rahmet eylesin.

Bu arada Muhsin Yazıcıoğlu Bey’in rahmetli olmasından sonra BBP Genel Başkanlığına gelen ve mili iradeden yana tavır alan, her darbe girişimine karşı çıkan Yalçın Topçu Bey’in Ak Parti’den aday olması gündemde. Ak Parti yönetiminin Yalçın Bey’i bir şans olarak değerlendirmelidir. Miliyetçi camiada çok sevilen birisidir. Partiye ciddi oy katkısı olur. O nedenle kendisine yakışır bir davetle aday yapılmalıdır. Bunun yanında Metin Gündoğdu, Hasan Hüseyin Bozok gibi isimlerin de değerlendirilmesi gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sinan Burhan Arşivi