Bu iş Terim’le gitmez

Bu iş Terim’le gitmez

Dünya Kupası elemelerindeki Belçika’yla oynadığımız ikinci maçımızı 1-1 berabere bitirdik..
Olabilir elbette.. Futbol her neticeye açık bir oyundur.. Galip de gelinebilir, mağlup da olunabilir.. Mesele, her sonucun centilmence kabul edilmesidir..
Evet, Belçika’yı yenemedik.. İyi oynamadığımızdan yenemedik.. Yediğimiz golü Volkan resmen seyretti.. Volkan kadar Sonck’a o kafayı attıran defansın da kabahati var tabiî ki..
Daha sonra Emre ile penaltıdan beraberliği yakaladık, ardından da Belçika’yı ablukaya aldık, ancak katı Belçika defansını aşamadık.. Ve belki de ileride çok arayacağımız önemli bir puanı verdik..
0lay kısaca bu..
Maçın teknik analizine fazla da girmek istemiyorum.. Başka tesbitlerim olacak çünkü..
Başlıkta belirttiğim gibi Fatih Terim bana göre Türk futbolundaki misyonunu tamamlamıştır..
Aslında tamamlama işlemi geçmiş senelerde olmuştu ama kimilerinin pohpohlaması ve de Euro 2008’in akabinde rahmetli Hasan Doğan’ın kamuoyu baskısı sonucu ısrarcı olması sebebiyle, Fatih Terim’le yola devam edildi..
Bence en büyük yanlış da burada yapıldı..
Fatih Terim’in hocalığını, teknik taktik becerisini tartışmak istemiyorum.. Yapısı ya da fıtratı Milli Takım Teknik Direktörlüğü gibi önemli bir görevi kaldırmaya müsait mi?..
Bunu tartışmak gerekir..
Şunu da belirteyim ki, Fatih Terim’le kişisel bir meselemiz de yok..
Bakın son yıllardaki müsabakalara.. Fatih Terim’in takımımızın başında olduğu maçların neredeyse tümünde gerginlik var!.. Kiminde kavga var, kiminde gürültü.. Hoca galeyan ustası.. Tribünlere oynuyor!.. Terim’in yaptığı her agresif hareket tribünlerde bomba gibi patlıyor.. Genç futbolcularımız ise menfi olarak etkileniyorlar.. Sonra da olaylar çıkıyor.. Neticesinde de uluslararası spor arenasında memleketimiz oylanıyor, Türkiyemiz konuşuluyor.. Güzel ülkemiz hak etmediği cezaları bile alıyor.. Futbolcularımız CAS’a gidiyor, ifade verenler, ceza alanlar oluyor.. Geçmişi fazlaca karıştırmak istemiyorum ancak bir önceki Dünya Kupası grup elemelerindeki İsviçre maçlarını hatırlayın.. Peki, hepsinde de biz mi haklıyız?..
Şimdi de Belçika maçı..
Fatih Terim, Belçika Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Rene Vandereycken’le niye kapışıyor?..
Diyelim ki Vandereycken Terim’i kızdırdı, Terim de buna karşılık verdi.. Geçmişte İsviçre’nin hocası da Terim’i kızdırmıştı, Hırvatistan’ın hocası da Terim’in sinirini bozmuştu, şu takımın hocası da, öteki takımın hocası da Terim’i deli eden eylemlerde bulunmuştu.. 0 da doğal olarak bunlara isyan ediyor!..
Böyle saçmalık olabilir mi?..
Farz edelim ki adamlar böyle yapıyor.. Ve bunları da maksatlı, kasıtlı yapıyorlar.. O zaman sen, tabiri caizse bu tufaya gelme.. Madem ki tecrübeli teknik direktörsün, madem ki bu ülkede sana imparator diye bağıranlar var, madem ki dünya ile yarışa kalkıyorsun, o halde yapını değiştireceksin!.. Değiştireceksin, zira bu hareketlere devam ettiğin sürece fatura Türkiye’ye kesiliyor..
Değerli dostlarım; inanın ki sevgi eksenli bir dünya özlüyorum.. İnsanoğlu mülayim olmalı.. 0laylara centilmence yaklaşmalı.. Varsa şayet, azameti, kibiri, mimiklerle konuşmayı, kaş göz oynatmayı, karşısındakini sinek gibi görmeyi bırakmalı..
Kısacası; birtakım megalomanların yaptığı gibi yarı tanrı (haşa) pozisyonları takınmamalı..
Peki Terim değişir mi?..
Sizi bilmem ama benim kesin kanaatim insan yedisinde neyse yetmişinde de aynıdır.. Hatta bazıları yaşlandıkça olgunlaşacaklarına daha da beter olurlar..
Geçmişte de yazdım, şu anda da söylemek ihtiyacı hissediyorum..
Fatih Terim’le devam etmenin faturasını Milli Takım çok ağır ödeyebilir..
Yolun neresinden dönülürse kârdır..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi