Kenan Evren
Kimse taziye bildirmeyecekmiş.
Bildirsen ne olur, bildirmesen ne olur?
Adam ihtilali yapmış, yüzbinleri hapislere tıkmış, sağdan soldan gençleri sallandırmış, “ne yani asmayalım da besleyelim mi?” diye sormuş.
Kahır ekseriyetle “haklısın paşam, ne lüzumu var beslemenin?” Demişler…
Bir anayasa yazdırmış, %92,5 ile de “evet” vermişin…
Her yerde alkışlamışın, bıktık paşam bu sağ sol kavgasından demişin.
Ülkeye asayiş geldi yahu diye de tam destek mesajları her vesileyle gırla gitmiş…
Şimdi herkes demokrat ya 12 Eylül’ün o kudretli paşasının cesedine saygı göstermeyecekmiş.
Darbecilere haddi bildirilecekmiş.
Delikanlıysan o zaman tam 12 Eylül’de 1980’lerin başında karşı çıksaydın…
Diyelim hemen 12 Eylül 1980’de karşı çıkamadın. Mazeretin vardı filan.
1982’de karşı çıksaydın…
Önüne konan Anayasaya hayır deseydin…
Hadi yüreğin yoktu 1984’de sözde sivil idareye yavaş yavaş geçilirken gösterseydin demokrat tavrını…
Kenan Paşa’nın her gittiği açılışa, seremoniye filan katılmasaydın…
Kaale almasaydın, adam yerine komasaydın. Tanımasaydın…
Yok… Bunların hiçbirini yapmayacak hatta özel hallerde, bazı açılışlarda karşı karşıya gelmişken temenna göstereceksin; sonra da adamın arkasından konuşacaksın…
Ben bari taziyede bulunayım.
“Allah rahmet eylesin…
El Fatiha…”
12 EYLÜL DEVAM EDİYOR MU?
12 Eylül yönetiminin getirdiği ne varsa ayniyle vaki hayatiyetini devam ettiriyor. Anayasa aynen devam… Partiler yasası… YÖK ve daha ne varsa 12 Eylül’ün getirdikleri siyasi partilerimiz kahır ekseriyetiyle derin bir memnuniyetle dönemi yaşatıyorlar.
12 Eylül rejimi bütün kurum ve kuruluşlarıyla, hal ve gidişiyle toplumun ve devletin kılcal damarlarına nüfuz etmiş bir biçimde yaşıyor.
Elleri kanlı 12 Eylül rejimi aslında hiç halkın desteğini arkasına almasa o yaptıklarını yapabilir miydi?
Diktatörler halkın desteğini ararlar, uygulamalarında halkın desteğini temin etmeye çalışırlar. Zaten diktatör denen bir dönem için aşırı vazife ve sorumlulukla yüklenmiş büyük memur, halkın desteği olmadan iş yapmaz. Yapamaz.
Roma’nın diktatörleri savaş zamanında Sezarların ya da Ogustosların arasından yeni yetkilerle donanmasıyla ortaya çıkarılmış kimselerdi. Geçici bir yetki gaspı yani… İlanihaye değil…
12 Eylül askeri yönetimi de geçici bir diktatörlük payesi verdi Evren’e…
Ama geçici idi. Sürdürülemez idi.
Tehlikeli olan: diktatör kadar sorumluluk sahibi olmadan ama diktatör yetkisini sürekli kullanabilme durumlarıdır.
KAFES FİLMİNİ KEŞKE SEYRETSEYDİ PAŞA
Kenan Evren öldü. Bir yıl daha yaşasa hem yüzü devirecekti hem de bizim Kafes filmi vizyona girmiş olacaktı.
Kim bilir belki seyrederdi. Belki vicdanında bir sızlama husule gelirdi.
Kafes’te 17 gün tuttular beni. En uzun kalanlardan biriyim. İki yıllık Mamak arakesitini bugün sadece bir tecrübe olarak yorumluyorum.
Çünkü şunu öğrendim Nurettin Topçu’dan: “din ile kin asla bir arada yaşamaz.”
Bu yüzden zamanında koyamadığım tepkiyi sonradan koymak istemem.
Kafes’e girmeden önce yani kaçak günlerimizde 34 sayfa sert bir mektup yazdım Evren’e…
Yaptığı işin Türk devletinin varlığına ve milletin maneviyatına ne büyük hasarlara sebebiyet vereceğini anlattım.
Sonra şiirler yazdım ‘Eylül Seneleri’ isimli kitapta topladım, ‘Kafes’ adında bir roman çıkardım, içerde de çıkar çıkmaz da mücadeleye devam ettik.
Mustafa Pehlivanoğlu’nun asıldığı gün SEHPA isimli şiiri yazdım. Yakında vizyona girecek KAFES filmi için de besteledim.
Sehpa
Kapılarında dev sancılı atlar kişniyordu
Şehsuvarını kaybetmiş küheylanlar
Yusufiye medreselerinin
Yıldızlar akıyordu omuzbaşlarından
Toprağa göklerin selamı gibi
Sefih ve mağlup yıldızlar
Zebaniler bayram ediyorlardı ellerinde zil
Ellerinde hürriyetin toprağı
Zebaniler adalet kusuyorlardı
Çiçek tozları savruk savruktu
Yeni gelinler erkek çocuk düşlüyorlardı
Geceler mum ışığı kadardı
Heykeller şarkı söylüyorlardı
Betondan, bronzdan, tunçtan
Alkış tutuyordu sular
Lokmalar kırık kırıktı
Gözyaşı damar damar kan
Boynuna halat geçirdiler masumun
Boynu ıpılıktı
Kalbi buzdan
DÜZELTME: Bu köşede Aksekili’nin önüne Elmalı’lı ifadesi girmiş. Aksekili olmak yetmiyor mu ki, Elmalı’lı katmışız. Bazen parmaklar kendi kendine senteze yelteniyor. Düzeltir, özür dileriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.