Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Bayraktar Gençlik

Bayraktar Gençlik

19 Mayıs’ta öğrenciler ellerinde bayraklar Anıtkabir’e yürüdüler. Bazı kanallar ilgisizdi, olabilir; bazı kanallar da fonda Atatürk resmi modern bir tapınmanın kısır Türkçesiyle günü kurtarmaya hamlettiler.

Partilerse miting meydanlarına gençleri toplamaya devam ettiler.

Döner ekmek, harçlık, umurumuzda değil; beslenme elbette önemlidir, ama gençleri meydanlara dolduranlar omlara slogan attırmayı bile beceremiyorlar.

Bu kadar sefil bir nesil olamaz.

Gençliği ne hale getirdiler?

Slogan atmayı beceremediği gibi herhangi bir spor hareketi dahi yapamıyorlar.

Geçenlerde yazmıştım. 

Bir bakınız Çin’deki gençlik olimpiyatlarının açılış törenine…

Böyle muhteşem bir gösteri nerede görebilirsiniz?

Bu kadar fazla genç ve cinsiyetlerini bile fark edemiyorsunuz, bu kadar senkronize bir hareket…

Binlerce genç aynı anda bir ritmi paylaşıyorlar ve her biri bir senaryonun gereği yaptıklarıyla topyekün müthiş bir topluluk eseri ortaya koyuyorlar.

Bizde ise bir manga kişi aynı anda sol ayaklarını atamıyor. Asker de yürümeyi bilmiyor. Genç de 19 Mayıs bayramına sahip olmasına rağmen jimnastik hareketlerinden bihaber…

Anıtkabir’e bayraklarla girdiler. Elbette o kadar bayrak –ki dünyanın en güzel bayrağı: Allah remzi lâle ya da hilâl, Muhammed remzi gülü ya da yıldızı kucaklıyor- hepsi bir anda muhteşem bir görüntü arzediyor. Şehit kanlarıyla süslenmiş al bayrak güzel duruyor topluca. Lakin bayraktarlar bayrak tutarak yürümeyi bilmiyorlar. Paldır küldür. 

Bir 19 Mayısı geride bıraktık. 

Haydi seçim meydanlarına…

Ne varsa partilerde var…

O zaman parti başkanlarına seslenelim.

Ey parti başkanları, ey parti başkanları…

Meydanlarda topladığınız gençliğe bari güzel şeyler yaptırın.

Bu kadar merasimi boşa harcamayın. İnsana değer verin. İnsana değer verin ki devlet yaşasın…

Varsa yoksa partinizin oy devşirme ameliyesi yapmayın bu büyük merasimleri…

Biraz estetik katın toplantılarınıza..

Gençliği görelim ve yarınlarımız için ümidvar olalım.

MURSİ İDAM EDİLEMEZ EDİLİRSE TÜRKİYE SÖZÜNDE DURMAMIŞ OLUR

İktidar yanlısı kanallar Mursi’nin idam kararı ile ilgili yayınlar yaparlarken Batı’ya çatmayı ağız birliği yapmış. Oysa batıdan çok daha aleyhte ses çıktı. 

Neden mesela Suudi Arabistan üzerine bir yaptırım uygulanmaz, bunu anlamış değilim.

Türkiye o kadar Suudilerle içli dışlı ticari ve siyasi ortaklıklar sürdürüyor, diyemez mi: Mursi idam edilirse her şey biter diye…

Maalesef yine iç politikaya malzeme yaptık.

Oysa bu kanallarda gösterildi. Mursi konuşuyor seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak kürsüde ve bizimkiler dinliyor, alkışlıyor.

Ne diyor: Türkiye ile her alanda işbirliği yapacağız. Dostluğumuz tarihi temelleri olan bir dostluktur. Bundan sonra da her iki ülke birbirlerine olan tehditte ortak hareket edecekler. Filistin’in özgürlüğü için varlığı için mücadele edeceğiz.

Bundan sonra da her iki ülke bu konularda birbirlerine yardımcı olacaklar.

Daha neler neler…

Madem o toplantıda bulundun, madem o kadar sözleştiniz; o zaman Mursi’nin idam edilmemesi için dünyayı ayağa kaldırmanız icap etmiyor mu?

Kime idi o kadar laflar. Bize mi?

MISIR POLİTİKAMIZMISIR POLİTİKAMIZ

Türkiye çok yönlü dış politikasından, komşularla sıfır sorun politikasından çok şey kaybetti. Neredeyse her yerde sorun var artık.

Suriye ile kötüyüz, ırak ile bile…

Mısır ile olmadığı kadar…

Belki Mursi’ye daha akılcı ve en azından Tunus gibi dengeli bir politika sürdürmesinde yardımcı olabilmek lazımdı. 

Mısır rejimi değiştiğinde de daha dengeli olup belki diğer devletlerin yaptığı gibi adaletin tesisi noktasında daha olumlu bir gayretimiz olabilirdi şimdi.

Dış politikamızdaki derinliksiz, stratejik olmayan taktiksel çıkışlar bugün bizi zorda bırakıyor.

Fakat her şeye rağmen böyle olmamalı…

Mursi’nin idamı meselesinde Türkiye kendini kandırmamalı…

Kozlarını şimdi nasıl oynayacaksa oynamalı…

Yarın yoksa size kimse itibar etmez.

Elinize kan bulaşır…

TEBRİKLER TRT

KIRIM SÜRGÜNÜ’nün yıldönümünde çok güzel bir yayın gerçekleştirdi TRT.

Hem belgesel, hem haber, hem de gece sinema filmi yayınında başarılı bir örnek ortaya koydu. İz sürdü. Haberi takip yaptı. Günü layıkıyla değerlendirdi.

Hele KIRIMLI adlı film harika idi.

Cengiz Dağcının eserinden sinemaya uyarlanmış Kırımlı Sadık’ın hikayesini anlatıyor.

Alman esir kampında başından geçenler, Ruslarla olan mücadele ve nihayet Kırım aşkı…

Kırım’ı nutmayan TRT’nin yeni yönetimini kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum.

BİR ŞİİR: KIRIM’DAN YEMEN’E

Kırım’dan Yemen ele, Bosna’dan Çin Seddi’ne
Bu dağılmış milleti altında bir bayrağın
Bir büyük birlikte tut, çekip soylu ceddine
Yeniden cennet olsun boza yatan toprağın
Olmasın vatan mahzun, hür uçsun gönül kuşun
Mehter zafer marşı çal, sesi ol varoluşun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi