AVM’li Diyalog
“Müslümandan oldu” başlıklı manşet haberimizi hatırlıyor musunuz?
İnegöl’de yeni inşa edilen “Mobiliyum” adlı Alışveriş Merkezi’nde kilise ve sinagoga da gerek duyulması vatandaşın tepkisini çekmiş, Vahdet bu eleştirileri gündeme getirmişti.
Bu ilginç AVM ile ilgili yeni bilgiler geldi.
Burası, yaklaşık 200 mobilya firmasının biraraya gelerek oluşturduğu bir kooperatifin ürünü.
Projenin başında, kendisi de bir mobilyacı olan Haluk Özbek bulunuyor.
Özbek 2 yıl önce, AVM henüz proje aşamasında iken, mescitle birlikte bir kilise ve bir sinagog da yapmayı düşündüklerini söylüyor.
“AVM’nin içinde dünya hoşgörüsüne uygun 3 ibadethanemiz olacak” şeklinde açıklamalar yapıyor.
(Bu şekilde olası yabancı müşterilere dini vecibelerini yerine getirme imkanı sunulacak, böylelikle daha çok yabancı müşteri gelebilecekmiş.)
Özbek’in sözleri İnegöl halkının tepkisini çekiyor.
Yerel basında konu epey tartışılırken, “yapılmamalı” görüşü ağır basıyor.
Ancak 10 Mayıs günü anlaşıldı ki, tepkilere rağmen değişen bir şey olmadı.
Mobiliyum AVM 10 Mayıs günü görkemli bir törenle açıldı.
Bizzat Bursa Valisi tarafından yapılan açılışta,
AK Partili Belediye Başkanı ve AK Partili Milletvekili de hazır bulundu.
Kiliseli-sinagoglu AVM, Hükümet’e yakın medya organları ile Gülen medyasını da birleştirdi.
Hükümet’e yakın medya organlarının yanı sıra;
Son dönemde ülkede gerçekleşen neredeyse tüm “açılışları”, AK Parti Hükümeti propagandası olacağı düşüncesiyle ya görmezden gelen ya da eleştirerek yansıtan Cemaat ajansı bile övgüyle duyurdu kiliseli-sinagoglu Mobiliyum AVM’yi.
Birtek Vahdet’in eleştirdiği kiliseli-sinagoglu AVM konusunda, kimse şu soruları akıllara getirmedi:
1-Cami ile kilise ve sinagog aynı kategoriye sokulabilir mi?
2-Müslümanın kilise, sinagog yapması caiz midir?
Bunlara ilahiyatçılarımız gerekli cevap verecektir.
Biz geçelim diğer bir hususa:
Kilise ve sinagoglu AVM’nin mimarı olan Sayın Haluk Özbek, bu “hizmet”lerini “hoşgörü” ve “diyalog”a dayandırıyor.
Ülkemizde “hoşgörü” ve “diyalog” dendi mi ilk kim ve hangi cemaat akla gelir malum.
Türkiye’nin gündemine “dinlerarası diyalogu” sokan da aynı çevredir nitekim.
Bu kapsamda aynı çatı altında cami, kilise ve havralar inşa etmişlerdir, tıpkı Mobiliyum AVM’de olduğu gibi.
Ve AK Parti iktidarı, uzun yıllar birlikte hareket ettiği Gülencilerin “dinlerarası diyalog projesi”nin altında aslında çok başka şeylerin yattığını 17-25 Aralık operasyonlarının ardından fark etmiş, İslam’a ve devlete ihanet içinde olmakla eleştirdiği cemaati “terör örgütü” ilan etmiştir.
Durum bu iken,
Muhafazakar bir siyasi hareket olan AK Parti mensupları tarafından, kökü dışarıda “dinlerarası diyalog projesi”ni akıllara getiren açılışlar yapılmasının izahı nedir?
Düşünün, bu AVM Gülenciler tarafından inşa edilip, açılmış olsa idi, gazetelerimiz tv kanallarımız neler yazıp çizerdi, koro halinde.
Miting meydanlarının bile gündemi bu olurdu eminim ki…
Kimileri gittiği her ilde “Gördünüz de mi, kiliseli-sinagoglu AVM açmışlar” diye başlardı konuşmasına.
Ama aynı Vatikan “proje”sine hizmet eden Hükümet’e yakın çevreler olunca, herkes üç maymunu oynuyor.
Kimsenin gördüğü ettiği yok.
İnegöl’lü gariban Müslüman vatandaşlar tepkiliymiş, İslam’a göre bu caiz değilmiş kimin umurunda!
Oysa “proje” aynı “proje” ve yürütücüye göre “iyi” veya “kötü” olarak görülemez.
Kötü kötüdür.