Akıllı Nesneler mi, Zeki Nesneler mi?
Akıllı telefondan sonra, akıllı nesneler de hayatımıza girdi. Giyilebilir ürünler de denilen bu nesnelere acaba "akıllı" tanımı kullanmamız doğru mu?
Geçenlerde bilişim yayıncılığının genç ve başarılı gazetecilerinden Hakkı Alkan, "akıllı mı, zeki mi?" diye sordu.
Haklıydı... İnsanlar, iletişimini kelimelerle yaparken, fikirlerini kavramlarla şekillendirirler ve yine duygularını kavramlarla güçlendirirler.
Sorun İngilizce'de "smart" kelimesinden tercüme edilmesinden kaynaklanıyor. Ve smart kelimesi hem zekâ hem akıllı yerine kullanılabiliyor. İngilizce'de zekâ için "intelligence" kullanılırken, akıl için başta "mind" olmak üzere onlarca tanım yer alıyor.
Akıl, insani bir reflekstir. Akıl ölçülemez ama zekâ ölçülebilir. En önemli nokta ise; akıl, sağduyulu bir yorumu ve sonucu ifade eder. Zekâ ise bir seviyeyi...
Günümüz teknolojisinin en önemli ölçülerinden biri hızdır.
Zekâ, ışık hızında hareket eder, akıl ise düşünce hızında... Işık hızını geçebilen tek şey düşüncedir.
Akıllı mı zeki mi tartışması, 4G'den sonra daha da hızlanacak. Çünkü 5G ile birlikte akıllı nesneler asıl o zaman akıllanmaya başlanacak.
Aslında burada "fuzzy logic" yani bulanık mantık diyebileceğimiz bir mantık yapısı tartışmaya açılır. Bulanık mantık, bulanık eseme ya da puslu mantık diyebileceğimiz kavramı, 1961 yılında Lütfü Aliasker Zade'nin yayınladığı bir makalesiyle gündeme geldi.
Bulanık mantık bir yapay zekâ uygulaması oluşturma prensibidir. Bulanık mantıkta temel olan bir sonuca varmaktır.
Acaba, 5G bile olsa fuzzy logic nesneler desek, daha mı doğru bir tanım olur?
Teknoloji liderleri artık nesneler arası iletişime odaklandı. Huawei, CES Asia 2015 kapsamında, yeni nesil bağlantılı araç teknolojilerinde, Audi Group’la birlikte çalışmak üzere el sıkıştı.
Google, akıllı saatler için geliştirdiği işletim sistemi Android Wear için hazırlanan uygulama sayısının 4 bine ulaştığını açıkladı.
Kupa ve benzeri organizasyonların en hassas noktası güvenliktir. Brezilya’daki Dünya Kupası’nda ilk defa yüz tanıma teknolojisi kullanılmaya başlandı. Seyircilerin yüz mimikleri taranıyor ve suç temayülü olanlar takibe alınıyordu. Kalabalıklar içinde saniyede 400 insan siması taranıyor ve 46 bin mimik tespit edilip, suç veri tabanındaki 13 milyon insan ile karşılaştırılıyor.
Yüz tanıma teknolojisi, bundan böyle şehir hayatının en önemli güvenlik sistemlerinin başında yer alacak. Yani MOBESE ile sokaktaki insanların yüz ve mimikleri incelenecek ve muhtemel niyetlerini okumaya çalışılacak.
Sinirli, gergin ve kızgın şekilde sokaklarda dolaşmanız, muhtemel suçlu veya makul suçlu olarak takibe alınmanıza sebep olur mu? Bulanık mantık işte...
Umarım, bu zeki nesneler akıllı insanlarla kullanılır da akıllı sonuçlar doğurur...
Google Nereye Koşuyor?
Google'un yeni açılımları ve projelerini önemsiyorum. Çünkü 1 milyardan fazla insan, Google ürünlerini kullanıyor. Geçen hafta gerçekleşen Google I/O 2015 etkinliğinde grubun yeni yol haritasını görme imkânı buldum.
Önce Google kullanıcı sayılarına bakalım. Android işletim sistemini kullananların sayısı 1 milyardan fazla. Aynı şekilde Google Chrome, Google Search, YouTube ve Google Maps yazılımlarını kullananların sayısı da 1 milyarın üzerinde. Ayrıca 900 milyonun üzerinde kişi Gmail adresiyle yazışıyor.
Harita uygulaması Google Maps, internet yokken bile çalışabilecek hale getirildi. Grafikleri, adresleri, telefon numaralarını ve mekânların açılış ve kapanış saatlerini internet bağlantısı yokken bile görülebilecek. Kişisel kanaatim, harita uygulaması en fazla gelişecek olan uygulamalardan biri olacak. İleride konuyla ilgili görüşlerimi paylaşırım.
Android M uygulaması tanıtıldı ve önümüzdeki sonbaharda çıkacak telefonların bu işletim sistemiyle çıkması beklenebilir.
Instagram ile birlikte telefonla fotoğraf çekimleri katlanınca, Google da fotoğraflar uygulaması ücretsiz ve sınırsız kullanım imkânı getirdi. Fotoğraflar yüzünden 15 GB kapasite çoğu kişiye yetmiyordu.
Şimdiye kadar davetiye ile girilebilen Inbox uygulaması da artık ücretsiz olarak herkese açıldı ve birkaç yenilik getirildi.
Google'ın düşük maliyetli sanal gerçeklik çözümü Cardboard, artık Apple işletim sistemiyle de çalışabilecek. Google Play, ailelerin çocuklara yönelik uygulamaları, filmleri, şovları ve kitapları daha kolay bulmalarını sağlayan bir keşif aracı sunacak. Yeni işlev, önümüzdeki birkaç hafta içinde kullanıma açılacak.
Google, termostatları, ocakları, alarmları ve birçok ev eşyasını kontrol etmenizi sağlayacak Android tabanlı yeni işletim sistemi Project Brillo'yu duyurdu. Ses tanıma özelliklerine sahip Brillo, Google'a göre çok düşük sistem gereksinimlerine sahip olacak ve işletim sistemi, her şeyden önce güvenliğe önem verecek.
Brillo'yla birlikte gelen yeni iletişim API'sı Weave ise telefonlar, bulut ve akıllı eşyalar arasındaki iletişimi kolaylaştıracak.
Teknolojide geliştirilebilecek alan kalmamış gibi görünse de asıl yarış yeni başlıyor. Google da bu süreçte en geniş alan olarak herkesi atmosferine alıyor.
1 Ton Demir 6 Akıllı Telefon Etmiyor
Hammadde ile katma değer arasındaki farkın en iyi tanımlarından biri Tayfun Acarer'den geldi. Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü’nde konuşan BTK Başkanı Acarer; “1 ton demirin bedeli ile iPhone 6 alamazsınız" dedi.
BTK Başkanı’nın açıklamaları fazla yorum gerektirmiyor.
Teknolojinin hızını takip etmekte zorlanıyoruz. Acarer, "Dünyadaki eğilimleri sektörler yakından takip ederek, yatırım ve hizmetlerini hangi doğrultuda geliştirmesi gerekeceğini görebilirler" diyerek sektördeki değişimlere işaret etti:
Dünyada son 10 yılda sabit telefon abone sayısı yüzde 19’dan 15,8’e düşerken, mobil abone sayısı yüzde 33,9’dan yüzde 95,5’e çıktı.
Sabit geniş bant oranı ise yüzde 3,4’ten yüzde 9,8’e yükseldi. Mobil geniş bant oranı yüzde 4 iken bugün yüzde 32’ye, internete bağlı hane sayısı yüzde 18,4’ten yüzde 43,6’ya, internet kullanıcı oranı da yüzde 15,8’den yüzde 40,4’e çıktı.
Unutmayalım ki 2014 yılı bilişim sektörü büyümesi %12,1 olarak gerçekleşti.
Haliyle bu gidişin en önemli sonucu, “Böyle giderse iki yıla kadar Türkiye'de veri tıkanması yaşanabilir."
Başka bir ifadeyle, şu an Avrupa’daki bant genişliği 720 MHz bunu 1200‘ye çıkarmayı hedefliyorlar. Artış trendi geniş bantta çok fazla. Her yıl yüzde 100’ün üzerinde bir artış yaşanıyor. Geçen yıl yüzde 108’lik bir artış yaşandı.
Avrupa Birliği gerekli bant genişliğini şimdiden tedarik etmeye çalışıyor.
Tayfun Acarer, veri artışı bu hızda devam ederse Türkiye’de 1-2 yıl içerisinde altyapı yetersizliği yaşanacağını hatırlatıyor.
2013 sonunda dünyada 2 milyar TB olan dijital içerik büyüklüğü bu yılsonunda 8 milyar TB’ye, 2020’de ise 50 milyar TB’ye ulaşacak. Dijital içerik her yıl iki kat artıyor. Bulut çözümünün de artık bir ihtiyaç olarak öne çıktığını söyleyebilirim. Diğer yandan bu verilerin güvenliği de ayrı bir konu olarak ortaya çıkıyor.
Veri tıkanması yaşanan bir ortamda, 1 ton demirle 1 akıllı telefon bile alınamayabilir. Diğer taraftan 4G mi, 5G mi olsun tartışmasına hiç girmek istemiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.