AK Parti adayı İsmet Yılmaz’ın Meclis Başkanı seçilmesinin önünü, dolaylı da olsa MHP açmıştır. 

MHP her ne kadar herhangi bir beklentiye girmeyip, tamamen ilkeleri gereği böyle bir duruş sergilemişse de, bu duruşunun dışına çıkmadan CHP’yi Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi bir kez daha kendi adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemeye razı edebilirdi ama bildiğim kadarıyla bu yönde hiçbir girişimde bulunmadı. 

AK Parti’ye yarayacağını göre göre, CHP’yle ortaklığı aklına bile getirmedi.

Sonuç itibariyle, AK Parti kazanmıştır, MHP için ise bu konu belirsizdir. 

Ama şu net ki, muhalefetten MHP’ye karşı sert sözler yükseliyor.

Ve belki tabandan da… 

CHP’si, HDP’si tepkili…  Sözcü’sü, Cumhuriyet’i ve Cemaat medyası tepkili…

Katsayı, başörtüsü, 4+4+4, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, Gezi eylemleri, alkol yasağı gibi konularda MHP’nin hep AK Parti’ye destek verdiğini hatırlatan bu medya organları, dün “Yeter Artık” diye manşetler attılar. 

MHP yönetimince bunlar asla önemsenmiyor önemsenmesine de…

Tabanın bakışını umursamamak olmaz. 

Dün itibariyle tabandan ufak çaplı da olsa mırıldanmalar yükselmeye başlamıştır. 

Özellikle Çözüm Süreci konusunda… 

Böylesi hayati bir meselede AK Parti’nin MHP’nin bir bir çıkan uyarılarına kulak tıkayıp, HDP’nin taleplerini bir bir yerine getirdiği düşüncesinde olan milliyetçiler, “İlkelerimiz tamam ama hep MHP, AK Parti’ye fayda sağlarken, 13 yıl içinde bir kez olsun bunun tersi yaşanmamıştır” demektedir.

***

Yukarıda bazılarını sıraladık, AK Parti’nin son derece önemli ve o oranda oy getiren “icraatları” hep MHP’nin desteğiyle yürürlüğe girebilmiştir.

Milliyetçi tabanda haliyle “şimdi adım atma sırası AK Parti’de” beklentisi hakim. 

Adımdan kasıt, koalisyon konusunda MHP ile uzlaşılmasıdır. 

Haksız sayılmazlar.

İlle bir koalisyon olacaksa, taban olarak en yakışanı AK Parti-MHP koalisyonudur.

Peki mümkün mü? 

Malum, 13 yıldır tek başına iktidarda olan ve elinde bir karnesi bulunan AK Parti’dir. Başarıları olduğu gibi başarısızlıkları; müthiş icraatları olduğu gibi şaibeli işleri de vardır.

4 eski bakanla ilgili iddialar örneğin,

Zarrab’a bir de ödül verilmesi örneğin,

Kur’an ayetiyle alay edilen kaydın sahibi olan isme sahip çıkılması örneğin,

Çözüm Süreci’nde ülkenin getirildiği nokta örneğin… 

AK Parti-MHP koalisyonu olur olmaz bilemiyorum ama şurası kesin ki, bu konuda kimin “nazlanma lüksü”nün olmadığı ortadadır. 

AK Parti ile MHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde bir sonuç alınamazsa eğer, burada sorumluluk daha çok AK Parti’de olacaktır.  

AK Parti’nin MHP’yi peşinen “oyun bozanlıkla” suçlayıp, masadan kalkmaya yeltenmesi de. 

Hele ki Meclis Başkanlığı seçiminde MHP’nin sergilediği tutumdan sonra, tutmayıp, ters bile tepebilecektir. 

CHP ile koalisyon kurması halinde ise, HDP ile koalisyon kurmuş olacaktır. (Meclis Başkanlığı seçiminde de, HDP, CHP’nin adayını desteklemiştir.)

Sonuç:

AK Parti tabanına, Çözüm Süreci’nde gelinen noktayı anlatmakta zorlanırken, neden MHP değil de CHP/HDP ikilisi ile koalisyon kurduklarını asla izah edemeyecek ve eriyecektir.