Ulus, Milletin Meydanıdır.
1933 senesinde İsviçreli araştırmacı Ernest Mamboury’e Fransızca olarak hazırlatılan ‘Ankara Guide Touristique’ adlı ‘Ankara Gezi Rehberi’nden söz edeceğim bu yazımda.
Ankara’nın tanıtımı için Ankara Üniversitesi bünyesinde kurulan ‘Ankara Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Araştırma görevlilerinden oluşan bir heyetin titiz çalışması neticesinde Fransızcadan Türkçeye çevrilen kitap, o yılların Ankara’sını merak edenler ve araştırmacılar için kaynak olma özelliğini taşıyor. Basımı 2014 yılında Ankara Valiliği’nce gerçekleştirilen rehber kitabın elime gecikmeli ulaşmasına hayıflanmadım desem yalan olur. Doğup büyüdüğüm Ankara’nın bildiğim ama göremediğim mekânlarını da en kısa zamanda ziyaret etme düşüncesini oluşturmaya yeten eserin sunuş yazısında Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Ankara’nın adını taşıyan üniversitelerinin başkente vefa borcunu bir nebze de olsa ödeyebilmek amacıyla kitabı basıma hazır hale getirdiklerini ifade ederken, özgün ve bilimsel çalışmanın ürünü olan kitabın resmi arşivlerden halkın beğenisine aktardıklarını belirtiyor.
Şehir tarihleriyle ilgili yayınlarıyla dikkat çeken Ernest Mamboury (1878-1953) gezmek için geldiği İstanbul’a 1899 da yerleşir ve kalır. Çeşitli arkeolojik kazılara uzman ekipler arasında katılır, muhtelif okullarda öğretmenlik yapar. 1925 yılında İstanbul’a ait bir gezi rehberiyle dikkat çektiğinden Ankara ile alakalı rehberi hazırlamasını İçişleri Bakanlığı Mamboury’e teklif eder. 1934 de ikinci baskısı da yapılan rehberdeki çizimler de yazar tarafından yapılarak eser ortaya çıkar.
Rehberde Ankara’yı hangi mevsimde ziyaret etmek gerektiğinden tutun da turistlere tavsiyeler ve pratik bilgilerle birlikte, tarihsel ve sanatsal bakış, istatistikler, demiryolu hattı güzergâhları ve hayat şartlarına varıncaya kadar birçok değişik mevzu ele alınmış.
O günlerde adı Millet Meydanı olan bugünkü Ulus Meydanı ile alakalı farklı bilgilere de rastlayınca bir kısım bilgiyi sizinle paylaşma gereği duydum.
Millet sözcüğü Arapça’da“aynı dine veya mezhebe bağlı topluluk” anlamına gelmekteyken Türkçe’deki anlamı zamanla değişerek “aynı toprak parçası üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, kültür ve ülkü birliği olan siyasî topluluk” şeklini almıştır.
Dil inkılabından sonra Arapça millet kelimesinden sonra Türkçe veya Moğolca olan ‘Ulus’ kelimesinin Orhun Anıtları’nda geçtiği dilciler tarafından söylenmekle beraber 1930’larda İngilizce “nation”a karşılık ulus, “national”a karşılık ise ulusal, “international”a karşılık olarak uluslararası benimsenmiştir.
Ankara’da Birinci Meclis’in bulunduğu Hâkimiyet-i Milliye Meydanı’nın adı Ulus Meydanı yapılmış, Bağımsızlık Savaşı’nda kurulan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi de 1934’ de Ulus adını almış ve 2 Kasım 1935’de millet ve ulus kelimelerinin Türkçe kökenli olduklarını yazmıştır.
Başkentlik işlevleri nedeniyle hızla gelişmeye başlayan Ankara’da, yönetimin seçtiği alanlar, merkez oluşumunu belirlemiştir. Kurumların Ulus’ta yer alması nedeniyle Ulus; aydınlar, sanatçılar ve özellikle politikacılar tarafından yoğun olarak kullanılan bir merkez haline gelmiştir.
Valiliğin, Erkek Öğretmen Okulu’nun ve Karaoğlan Çarşısı’nın yer aldığı geleneksel bir merkez görünümünde olan Ulus’ta meydana adını veren Taşhan binası 1888 yılında inşa edilmiştir. 1920 yılında İttihat Terakki binasının yapılması ve Meclis’in bu binada açılmasıyla Taşhan Meydanı Millî Mücadele merkezi olarak yeni bir kamusal anlama sahip olmuştur.
1923 sonrası Taşhan Meydanı düzenlenerek Hâkimiyet-i Milliye Meydanı adıyla törenlerin ve kutlamaların yapıldığı bir Cumhuriyet Meydanı kimliğine büründüğünden, bürokratik ve politik bir merkez özelliği kazanmıştır.
Bu kimliğiyle İstasyon, Meclis ve Taşhan ilişkisi nedeniyle büyük bir öneme sahip olan meydanda 1924 yılında İkinci Meclis’in açılması ve süreç içinde Taşhan’ın, Taşhan Palas Otel’e dönüşmesinin ardından 1928 yılında Ankara Palas’ın da açılmasıyla İstasyon Caddesi en prestijli alan haline gelmiştir.
1927 yılında Zafer Anıtı’nın meydana yerleştirilmesi ile Hâkimiyet-i Milliye Meydanı, Millet Meydanı adını almış ve meydanın en belirleyici ögesi haline gelmiştir 1929 yılında İş Bankası binasının Ulus’ta inşa edilmesi ise meydanın, tanımını güçlendirerek çevresindeki yapılarla anlam bütünlüğüne kavuşmasını sağlamış ve Cumhuriyetin kurumsal yapısının mekânı olma sürecini başlatmıştır.
Lafın tamamını söylemeye gerek olmadığı düşüncesiyle hükümet adına Ankara Valisini ve Ankara’nın şehremini sıfatıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i göreve davet ediyorum. Bugün meydanlığı bile tartışılan Ulus’u ‘Millet Meydanı’ adına kavuşturmalarını istirham ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.