Şehit Anasının Oğluna Cevabı*
Meclis kapılarında tartaklanan şehit analarının evlatlarına
Oğlum!
Şehit oğlum!
Kapanma tabutuma demişsin, doğru mu?
İster miydim geri kalasın;
Şehitler kervanının yıldızlar
seyahatinden?..
İster miydim keyfini kaçırmak
a oğlum?
Tabutun bir kuru tahta;
Bütün âsuman dönüyor etrafında.
Delinsin arzın dibi!..
Yırtılsın o tül perde!..
Melekler öpsün kapanan gözlerini!
Hangi toprak alsın seni?
Hangi kabre sığarsın ki?…
Ben bilmiyorum muyum
“ölüler”den değilsin;
Ağladığım, yaşadığını
zannedenlerin nazarına.
Vefasızın boyu devrilsin!
Uğramasın mezarına!
Bu memleket, bu zindan diyenlere bezirgân
Akıp giden her an, sevdalısına düşman
Bu koyundan koyuna gezen şanlı memleket!
Issız ajun kaldı mı, ödlek öcün aldı mı?
Gittin oğul…
Bilmem mi şühedânın
gittiği yeri?..
Ağladığım, yaşayanların garip nazarlarına,
Hissiz suratlarına,
Mezellet alışkanlıklarına.
Ardında yaman bir çelişki kaldı oğul!
Suçlu gibi baktılar sana,
Yaşarken de…
Vatanım!
Ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun!
Böyle yazardı baban,
Böyle haykırdın sen.
Gittiniz karşılıksız aşklarınızla…
Ben, ya ben…
Şehit anası!
İt kadar itibarım yok,
Meclis kapılarında…
*2008’de okuduğum bir gazete haberi üzerine yazıldı.. Şehit anaları meclis kapısında tartaklanıyor..
Şehit...
Şehitlik bütün makamlardan üstündür. Herhangi bir allame öyle kolay kolay efendimizin huzuruna çıkabilir mi bilmiyorum ama şehit doğrudan o ulu önderin bayrağının altında en yakınındaki kişiler arasına şüphesiz katılacak. Yine şehitlerini ağırlıyor hemen her ilimiz, ilçemiz, köyümüz… Bugün onlara ithaf ettiğim şiirlerime ayıracağım köşemi. Ruhları şad olsun!
Şehit Mektubu*
Ömrümün en güzel
çağı hasretinle karardı
Karardı da gül bahçeler,
garip bülbül ağladı
Yere yattı her bir başak,
yeşil bostan sarardı
Zalimlere gün doğdu bak
şeytan mermi yağladı
Tezkereye üç gün kala zehir kurşun yollandı
Nişanlımdan mektup geldi
gözyaşlarım çağladı
İmansızlar dört bir yandan
üzerime çullandı
Resmim düştü, küçük
bacım feryat, figan ağladı
Anneciğim yola düştü
karaları bağladı
Kahpe felek yolum kesti,
ciğerlerim dağladı
Avuçlarım açılmadı,
söz ağzımda bulandı
Dualarım duyulmadı; içim,
göğsüm daraldı
Arkadaşlar ismim andı,
sanki asuman yandı
Helallik de edemedim her işim yarım kaldı
Metin babam metaneti
içerinde patlattı
Ne var ne yok içe attı, gözünden
yaş akmadı
Kalbi delik deşik oldu, ruhunu
rahatlattı
Öyle gitti koca çınar, kimse dönüp bakmadı
Anneciğim yola düştü,
karaları bağladı
Kahpe felek yolum kesti,
ciğerlerim dağladı
Öldüm, öldüm; öldüm, öldüm;
öldüm ölmeden önce…
*) Şehidin evine mektubu geldiğinde ölüm haberi de gelir. Şehadet haberinden önce, tam da vurulduğu anda bacısı evin duvarında asılı duran ağabeyinin fotoğrafının düştüğünü görünce ürperir; asker ağabeyine bir şey mi olmuştur? Sonra gelir acı haber! Kimseye acısını göstermeyen babanın kalbi, evlat acısına fazla dayanamaz. Kocasız ve oğulsuz kalan anne, çıldırır neredeyse… yollara düşer. Arkadaşlarına helallik bile dilemeyen şehidimiz, onların kendisini andığını duyar. Bütün bu yaşananları görür. Hem dünyamızın insanı olarak bin defa ölür, hem de şehitlerin ilahî mükâfatı olarak bin defa şehitlik şerbeti içer. Bu, bizzat Mehmetçiğin ölüm ânında duyduğu hislerin tercümanıdır.
Vatan Borcu
Analar; “gitme kal!” diyebilir mi?
Vatan borcudur bu, kalmak olmaz ki!..
Zulüm, hürriyeti eğebilir mi?
Vatan borcudur bu, kalmak olmaz ki!..
Kızıl güle düştü, mor nilüfere.
Gün doğuyor artık haydi sefere…
Azıklar verilsin her bir nefere!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!
Yadigârdır bize bu güzel vatan
Bak ne diyor dinle kahraman atan
Durmak zamanı mı, gafildir yatan
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!
Analar; “gitme kal” der mi, diyemez!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!..
Bacılar; “gitme kal” der mi, diyemez!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!
İman İlmihâli Geçti
Karlı dağın yamacında
Vurulup kaldı Mehmetçik
Kanı saçıldı karlara
Uçmağa vardı Mehmetçik
Kardan bir hilal oluştu
Yıldızlar hep ona koştu
Melekler coştukça coştu
Açıldı cennet kapısı
Şükran ona yerler gökler
Ruhuyla hudutlar bekler
*
Vatan sana canım feda
Diyerek koştu Mehmetçik
Kapladı göğü bu seda
Destanla coştu Mehmetçik
Oğuzhanla, Alpaslanla
Osman Beyle, Yıldırımla
Fatih Sultan Mehmet Hanla
Ülküdaş oldu Mehmetçik
Îmân, ilmihâli geçti
Bizzat Tanrı onu seçti
Vatan Sana Minnettârdır
Dünya bir han konan göçer
Orak vurur ekin biçer
Canlar bütün candan geçer
Cümle günah aşikârdır
Cennetin kapısı yedi
Hepsi birden buyur etti
İmrendiler tüm melekler
Nebiler onları bekler
Şehitler sırra sır ekler
Her kapıda buyur vardır
Bin doğsa bin ölmek ister
Yarabbi bize de göster
Sayılınca bir bir günah
Cümle âlem der ki eyvah
Feryat figan ah ile vah
Bir tek şehit gönlü paktır
Şehidim aslan şehidim
Tarihe destan şehidim
Bayrağım yorganın olsun
Kâbe mezar taşın olsun
Yıldızlar yoldaşın olsun
Sana övgü zûldür, ardır
Mehmetçik şanlı Mehmetçik
Vatan sana minnettardır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.