Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Şehit Anasının Oğluna Cevabı*

Şehit Anasının Oğluna Cevabı*

Meclis kapılarında tartaklanan şehit analarının evlatlarına

Oğlum!
Şehit oğlum!
Kapanma tabutuma demişsin, doğru mu?
İster miydim geri kalasın;
Şehitler kervanının yıldızlar 
seyahatinden?..
İster miydim keyfini kaçırmak 
a oğlum?
Tabutun bir kuru tahta;
Bütün âsuman dönüyor etrafında.

Delinsin arzın dibi!..
Yırtılsın o tül perde!..
Melekler öpsün kapanan gözlerini!
Hangi toprak alsın seni?
Hangi kabre sığarsın ki?…
Ben bilmiyorum muyum 
“ölüler”den değilsin;
Ağladığım, yaşadığını 
zannedenlerin nazarına.
Vefasızın boyu devrilsin!
Uğramasın mezarına!

Bu memleket, bu zindan diyenlere bezirgân
Akıp giden her an, sevdalısına düşman
Bu koyundan koyuna gezen şanlı memleket!
Issız ajun kaldı mı, ödlek öcün aldı mı?

Gittin oğul…
Bilmem mi şühedânın 
gittiği yeri?..
Ağladığım, yaşayanların garip nazarlarına,
Hissiz suratlarına,
Mezellet alışkanlıklarına.
Ardında yaman bir çelişki kaldı oğul!
Suçlu gibi baktılar sana,
Yaşarken de…

Vatanım! 
Ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun!
Böyle yazardı baban,
Böyle haykırdın sen.
Gittiniz karşılıksız aşklarınızla…
Ben, ya ben…
Şehit anası!
İt kadar itibarım yok,
Meclis kapılarında… 

*2008’de okuduğum bir gazete haberi üzerine yazıldı.. Şehit anaları meclis kapısında tartaklanıyor.. 

Şehit...

Şehitlik bütün makamlardan üstündür. Herhangi bir allame öyle kolay kolay  efendimizin huzuruna çıkabilir mi  bilmiyorum ama şehit doğrudan o ulu önderin bayrağının altında en  yakınındaki kişiler arasına şüphesiz katılacak. Yine şehitlerini ağırlıyor hemen her ilimiz, ilçemiz, köyümüz… Bugün onlara ithaf ettiğim şiirlerime  ayıracağım köşemi. Ruhları şad olsun!

Şehit Mektubu*

Ömrümün en güzel 
çağı hasretinle karardı
Karardı da gül bahçeler, 
garip bülbül ağladı
Yere yattı her bir başak, 
yeşil bostan sarardı
Zalimlere gün doğdu bak 
şeytan mermi yağladı

Tezkereye üç gün kala zehir kurşun yollandı
Nişanlımdan mektup geldi 
gözyaşlarım çağladı
İmansızlar dört bir yandan 
üzerime çullandı
Resmim düştü, küçük 
bacım feryat, figan ağladı

Anneciğim yola düştü 
karaları bağladı
Kahpe felek yolum kesti, 
ciğerlerim dağladı
Avuçlarım açılmadı, 
söz ağzımda bulandı
Dualarım duyulmadı; içim, 
göğsüm daraldı
Arkadaşlar ismim andı, 
sanki asuman yandı
Helallik de edemedim her işim yarım kaldı

Metin babam metaneti 
içerinde patlattı
Ne var ne yok içe attı, gözünden 
yaş akmadı
Kalbi delik deşik oldu, ruhunu 
rahatlattı
Öyle gitti koca çınar, kimse dönüp bakmadı

Anneciğim yola düştü, 
karaları bağladı
Kahpe felek yolum kesti, 
ciğerlerim dağladı
Öldüm, öldüm; öldüm, öldüm; 
öldüm ölmeden önce…

*) Şehidin evine mektubu geldiğinde ölüm haberi de gelir. Şehadet haberinden önce, tam da vurulduğu anda bacısı evin duvarında asılı duran ağabeyinin fotoğrafının düştüğünü görünce ürperir; asker ağabeyine bir şey mi olmuştur? Sonra gelir acı haber! Kimseye acısını göstermeyen babanın kalbi, evlat acısına fazla dayanamaz. Kocasız ve oğulsuz kalan anne, çıldırır neredeyse… yollara düşer. Arkadaşlarına helallik bile dilemeyen şehidimiz, onların kendisini andığını duyar. Bütün bu yaşananları görür. Hem dünyamızın insanı olarak bin defa ölür, hem de şehitlerin ilahî mükâfatı olarak bin defa şehitlik şerbeti içer. Bu, bizzat Mehmetçiğin ölüm ânında duyduğu hislerin tercümanıdır.

 

Vatan Borcu

Analar; “gitme kal!” diyebilir mi?
Vatan borcudur bu, kalmak olmaz ki!..
Zulüm, hürriyeti eğebilir mi?
Vatan borcudur bu, kalmak olmaz ki!..

Kızıl güle düştü, mor nilüfere.
Gün doğuyor artık haydi sefere…
Azıklar verilsin her bir nefere!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!

Yadigârdır bize bu güzel vatan
Bak ne diyor dinle kahraman atan
Durmak zamanı mı, gafildir yatan
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!

Analar; “gitme kal” der mi, diyemez!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!..
Bacılar; “gitme kal” der mi, diyemez!
Vatan borcudur bu kalmak olmaz ki!

 

İman İlmihâli Geçti

Karlı dağın yamacında 
Vurulup kaldı Mehmetçik
Kanı saçıldı karlara
Uçmağa vardı Mehmetçik

Kardan bir hilal oluştu
Yıldızlar hep ona koştu
Melekler coştukça coştu
Açıldı cennet kapısı

Şükran ona yerler gökler
Ruhuyla hudutlar bekler
*
Vatan sana canım feda
Diyerek koştu Mehmetçik
Kapladı göğü bu seda
Destanla coştu Mehmetçik

Oğuzhanla, Alpaslanla
Osman Beyle, Yıldırımla
Fatih Sultan Mehmet Hanla
Ülküdaş oldu Mehmetçik

Îmân, ilmihâli geçti
Bizzat Tanrı onu seçti

 

Vatan Sana Minnettârdır

Dünya bir han konan göçer
Orak vurur ekin biçer
Canlar bütün candan geçer
Cümle günah aşikârdır

Cennetin kapısı yedi
Hepsi birden buyur etti

İmrendiler tüm melekler
Nebiler onları bekler
Şehitler sırra sır ekler
Her kapıda buyur vardır

Bin doğsa bin ölmek ister
Yarabbi bize de göster

Sayılınca bir bir günah
Cümle âlem der ki eyvah
Feryat figan ah ile vah
Bir tek şehit gönlü paktır

Şehidim aslan şehidim
Tarihe destan şehidim

Bayrağım yorganın olsun
Kâbe mezar taşın olsun
Yıldızlar yoldaşın olsun
Sana övgü zûldür, ardır

Mehmetçik şanlı Mehmetçik
Vatan sana minnettardır

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi