Ya devlet başa, ya kuzgun leşe
“…
Gülüyor sütre gerisindekiler
Maskeler örtüyor yüzleri, kim ne
Bu geminin dümeni kimde”
***
12 Eylül öncesinde gidişat böyle yazdırmıştı bize…
Evet yine gülüyor sütre gerisindekiler.
Yine örtüyor maskeler o karanlık yüzleri…
Bu geminin dümeni kimde diye soruyor yine masumlar.
Bu geminin dümeni kimde?
Dün vahim bir olay yaşandı Türkiye’nin başkentinde…
Ankara’nın göbeğinde evet Ankara Garı Başkentin tam da göbeğidir; işte orada iki bomba peş peşe patlatıldı.
Yüze yakın insan öldü. Bir o kadar yaralı insanlar…
Fakat yetmiş milyondan fazla insanın gönlü de yaralı…
Bu böyle gidemez…
Bu 12 Eylül öncesinden bile daha vahim bir tablodur.
Üstelik 12 Eylül öncesinde hiç de milli güvenliği ilgilendiren bir durum yoktu.
12 Mart’ta da yoktu. 28 Şubat’ta da yoktu.
Hiçbir zaman bu kadar güvenlik sorunu yoktu.
Etrafımız terör belasıyla dolu..
Yok efendim gençler çatışıyormuş.
Bugün yaşanan derinden sürdürülen bir Üçüncü Dünya Savaşı.. Bu gayet açık..
Sürdürülebilir bir savaş stratejisi sürdürüyor global statüko..
ABD ile Rusya’nın Suriye üzerinden kendi oyun alanlarını geliştirdiği de gayet açık.
ABD artık bizim beklentimiz olan bir Suriye öngörmüyor.
Rusya, Suriye’yle komşu hem de doğrudan komşu…
Rusya ve paralelinde olan güçler, İran’la birlikte Suriye’de Esat’ın küçültülmüş devletinin hamisi artık. Artık diyorum, bu küçültülmüş Suriye için. Yoksa Rusya ve İran elbette ki baştan beri Esat Suriye’sine destek olmuşlardı. Ama şimdi global statüko Suriye’nin iktidar değişikliği ile, Esat’ın gitmesi ile gelecek rejimden emin değiller. O yüzden ABD ve arkasındaki Yahudi-İngiliz medeniyeti bizim hilafımıza Suriye’den Esat’ın gittiği ve İslamcı bir rejimin iş başına geldiği bir Suriye öngörmüyor artık. Biz ise halâ kendi stratejik derinliğimizde avutuluyoruz.
Anlaşılan Esat Suriye’si biraz küçültülmüş ve İsrail’in güvenliğini garanti altına alan bir devlet olarak varlığını sürdürecek.
Öte yandan Kürdistan’ın kurulması için de Suudi Arabistan’ın bile desteğini alan ABD önderliğinde İngiliz Yahudi medeniyeti ve global statüko ne pahasına olursa olsun küçültülmüş Suriye’yi bir fırsat olarak görmekte ve değerlendirmektedir.
Türkiye kafasını bir o duvara bir bu duvara toslamaktadır.
Üst aklı büyük bir strateji üretibelecek ve milli güvenlik siyaseti geliştirebilecek durumda değildir.
Durumda ve ahlakta…
Tazelenmemiz, kendimize gelmemiz lazım.
Bu gidişat gidişat değil.
Kahpelerin işi değil taktik ve strateji üretmek.
Kavgaya ve çatışmaya dayalı istikrar programından artık kendilerini üst akıl zanneden gafillerin kurtarılması gerekiyor.
Devlet-i ebed müddet anlayışının ve devlet kuran ahlakın yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Ya devlet başa…
Ya kuzgun leşe…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.