Bir vesile ile birlikte olduğum farklı insanlardan söz etmek istiyorum bu yazımda. Malum uzun kış gecelerinde bürokrat şehri başkentte akşamları ve hafta sonları etkinliklerle sivil toplumun adını sıklıkla duymaktayız. Bunların içinde Türkiye Yazarlar Birliği her gün bir faaliyetle öncülüğü kimseye bırakmazken, onu Server Vakfı Çarşamba ve Cumartesi toplantılarıyla farklı soluk olarak çalışmasına devam ede dursun Birlik Vakfı Ankara Şubesinde Salı akşamları düzenlenen konferans programlarıyla kamuoyunun yakından takip ettiği isimler davet edilerek salondaki birbirinden değerli isimlerin karşısına geçerek bir nevi sanki brifing vermektedirler.

Geçtiğimiz hafta Birlik Vakfı Ankara Şubesi mutat etkinliklerinden olan ‘Haftanın Sohbeti’ ne başladı. Türkiye’nin değişik kesimlerinden konularında deneyimli, bilgili isimler Vakfı’n Kızılay Şehit Adem Yavuz Sokağında bulunan salonunda sohbet sonrası yerinde ve güzel sorularla muhataplarına cevap verirken terlemiyor da değiller.

Toplu Konut İdaresi Başkanı M. Ergun Turan’ın misafir olduğu akşam teknik bir konu olmasına rağmen müdavimler salonu doldurmuştu. TOKİ’nin kısa tarihsel gelişimini sunu ile anlatan Ergun’un bürokratik dil yerine siyasi jargonu tercihini yerinde bulduğumu söylemeliyim. Zira yıllardır resmi alanda görev yapan arkadaşlarımızın koltuğa geçtiklerinde kılık kıyafet dışında beyinsel azalarının da oturdukları makamla özdeşleştiğine maalesef şahitlik ettik. İşte tam aradığım ve aşinası olduğum bir dille yapılanları ‘Lafın tamamı deliye söylenir’ misali ifade eden bir bürokratla karşı karşıyayız. Diline, emeğine ve yüreğine sağlık diyorum. Ne dediğine kısa bir göz atacak olursak; Ülkemizde konut yapım hamlelerinin yaşanılan büyük depremlerle olduğunu; 1930 yılında çıkarılan Belediyeler Kanunu ile hem sağlıklı konutların yapımı, hem de kamunun konut yapımı amaçlandığını; 1980'li yıllara kadar sosyal devlet anlayışı kapsamında planlı kentleşme ve kamunun toplu konut yapımıyla ilgili çeşitli faaliyetler yapılsa da tam anlamıyla başarılı olunamadığından bahisle  gecekondulaşmanın sorun haline geldiğini söyleyerek  TOKİ’nin Turgut Özal’ın talimatıyla 1984 yılında kurulduğunu öğreniyoruz. 

Başkan Ergun TOKİ’nin zaman içinde atıl hale getirildiğine dikkat çekerek 1993 yılında da konut üretiminden uzaklaştırıldığını,  17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara depremiyle bir kez daha kamunun konut yapımındaki işlev, görev ve eksikliklerinin gündeme geldiğini ifade etti. 2002 yılına kadar 19 yılda 43.145 konutu tamamlamış, Ak Parti iktidarının yürürlüğe koyduğu Acil Eylem Planı çerçevesinde ‘Planlı Kentleşme ve Konut Seferberliği’nin başlamasıyla TOKİ’nin dönüm noktasının başladığını, yeni bir vizyona kavuştuğunu yine birinci ağızdan duyan salonda alkışlar teşekkür mahiyetindeydi.  

Toplu Konut İdaresinin belirlenmiş görevlerine de değinen Başkan Ergun Turan konuşmasında 2003-2015 arasında 692 bin konut ürettiklerini belirtirken bunların %85’inin sosyal konutlar olduğunun bilinmesini istedi.

Planlı kentleşmenin 58. Hükümet ile başladığını hatırlatarak bugün 3 milyon kişinin toplu konutlarda oturmasını sağlayanların takdir edilmesini belirtti. Geleceğin Türkiye’sini inşa etme çabalarının sürdüğünü ifade eden başkan TOKİ’nin bugün 700 şantiyesinin bulunduğunu asıl hedef kitlelerinin de hiç konut sahibi olmamış vatandaşlarımız olduğundan bahisle medeniyetimize mekân ile iman arasındaki ilişkiden kaynaklanan vazife bilinciyle mahalle kültürünü yaşatacak projelere öncülük verdiklerini belirtti.

Konuşmasının sonunda kendisine yazılı yöneltilen sorulara elimizde sihirli değnek yok, gelir seviyesi yükseldi sadece barınma amaçlı değil sosyal yaşam alanları talep ediliyor. Dünün beklentileri ile çözüm önerilerinin farklılaşması bizi de farklı projeler üretmeye zorluyor ‘Dikey mimariden yatay mimariye’ geçmemiz gerek diyerek soğuk Ankara akşamında içimizi ısıtacak projelerle vedalaşırken Birlik Vakfı Ankara Başkanı Muhittin Bal’ın elinden günün anısına güzel bir seramik tabağı hediye alarak ayrıldı.