Vuslatın Şehrinde
9 Aralık 2015 Çarşamba günü sabah Yüksek Hızlı Tren konforuyla Ankara Garı’nda Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil ve Kadir Ramazan Coşkun, Ömer Faruk Öz, Mehmet Sarı, Ramazan Kerim Özkan, Yahya Akman, Cahit Bağcı, Sevim Savaşer, Mücahit Fındıklı, Yaşar Tüzün ve Abdullah Tenekeci ile yaptığımız seyahate eşlerimiz de eşlik ettiler. Konya Garı’nda Abdüssettar Yarar’ın sıcak karşılamasından sonra tahsis edilen araçla kahvaltı edeceğimiz Akyokuş’taki mekânda Konya Valisi Muammer Erol’un güler yüzünün ev sahipliğinin üstüne çıktığına şahitlik ettik.
Tanışma ve tanıştırma fasıllarıyla devam eden kahvaltıdan sonra ilk durağımız Anadolu uygarlıkları içinde çok özel bir yeri bulunan, kültürlerin bir arada yaşadığı Sille oldu. Doğal siluetle bütünleşen tarihi izleriyle, sivil mimarisi ve yerleşim dokusuyla, örf, adet ve gelenekleriyle farklı bir hayat tarzının yaşandığı beldede 1924 Lozan Antlaşması sonrasında yapılan mübadele ile burada yaşayan Rumların boşaltıldıktan sonra yerlerine yerleştirilen muhacirlerin yaşadığı Sille’nin sokaklarında dolaşıp, Aya-Elena Kilisesi, Hacı Ağa Hamamı, Taş Camii gibi eserleri temaşa ettikten sonra yorgunluk kahvelerimizi yudumlamak için oturduğumuz mekânın yanında bulunan camide namazlarımızı eda ettik.
“Gel, gel…Ne olursan ol, gel, ister puta tapan ol, gel… Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!..” dedikten sonra “Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!/Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.” diyerek asırlar öncesinden bugüne seslenen ortak paydamız Hazreti Mevlana’nın bugün müze olarak kullanılmakta olan ‘Mevlâna Dergâhı’nı ziyaret ettik. Girişteki ‘Tilavet Odası’nda verilen kısa bilgileri hafızamıza yerleştirmeye gayret ederken Molla Câmî’ye ait ‘Bu makam âşıkların Kâbe’si oldu. Buraya noksan gelen tamamlanır.’ Farsça beytiyle noksanlığımızın giderilmesi için dikkat ederken “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!..” sözleriyle “Âlimler, peygamberlerin vârisleridir” hadisinin sırrına mazhar olmuş, irfâni bir nurla ilahi gerçekleri bizzat tadarak ve yaşayarak öğrenmiş bir aşk ve gönüller sultanı olan Hz. Mevlâna’nın türbesini ziyaret edip dualarımızı yolladık.
Daha sonra yürüme mesafesindeki vilayet makamına geçtiğimizde Vali Muammer Erol heyeti kapıda karşılayarak odasına kadar refakat etti. Makam odasında TPB Başkanı Nevzat Pakdil ev sahipliğinden dolayı teşekkür ettikten sonra günün anısına el sanatı TPB Amblemli bakır işlemeli tabağı Muammer Erol’a takdiminin ardından hat sanatımızın özgün eserlerinden ‘Vav’ yazılı bir levha da Nevzat Pakdil’e takdim edildi. Uğurlanmamız da karşılamada olduğu gibi vilayet kapısında yapıldı. Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’nun hazırladığı Mevlâna’nın tasavvufî fikir ve düşüncelerini anlattığı Mesnevisi ve kartela şeklinde hazırlanmış sözlerinin bulunduğu hediye paketlerimizi bizim dolaştığımız araca konulduğunu öğrendik.
Hz. Mevlâna’nın düşünce hayatında önemli bir yere sahip olan Şems-i Tebrîzî’nin türbesine giderek camide akşam namazlarımızı cemaatle eda ettikten sonra Meram’da Konya mutfağının seçkin örneklerinin tadına bakıp bu yıl 742. si düzenlenen Şeb-i Arus törenine gittik. Burada Konya’ya ait çeşitli objelerin yanı sıra kültürümüze ait hat, tezhip, ebru sanatlarının yanı sıra farklı tarz ve motiflerde el sanatları ürünlerinin sergilenmesi ve satışa sunulmasıyla güzelliklerimizden yararlanıp cüzdanlarımızı hafifletmeyi ihmal etmedik. Mevlana Kültür Merkezi’nde Ahmet Özhan’ın ilahilerinin ardından Tuğrul İnançer’in Mesnevi’den aşk üzerine beyitleri farklı gözle değerlendirmesinden sonra ‘Vakt-i Şerîfler Hayrola, Hayırlar Fethola, Şerler Defola..’ gülbankı ile Mevlâna’nın ilhamıyla oluşmuş ve gelişmiş olan Semâ’nın kemâle karşı manevi bir yolculuğu temsil ettiği ifade edilmektedir ki, semazenlerin ‘Semâ’ya girdin mi iki dünyadan da dışarı çıkarsın; Semâ âlemi, iki âlemden de dışarıdadır’ anlayışını Hz. Mevlâna “Semâ âşıkların gıdasıdır. Çünkü Semâ’da Allah ile buluşma hayâli vardır.” sözleriyle tamamlar.
Günün yorgunluğu Konya Polis Evi’nde atıldı. Ertesi gün yani 10 Aralık 2015 Perşembe günü Vali Muammer Erol’un ev sahipliğinde Konya milletvekili Ahmet Sorgun’un yanı sıra parlamentoda Konya milletvekili olarak daha önceki dönemlerde hizmet etmiş Kadir Demir, Ziya Ercan, Ahmet Alkan, Orhan Erdem, Hüseyin Arı, Ali Gebeş, Lütfi Yalman, Abdullah Çetinkaya, Muharrem Candan, Hasan Angı, Mehmet Kılıç, Kerim Özkul, Mustafa Kabakçı, Hüseyin Üzülmez, Mustafa Akış, Ali Öztürk, Musa Erarıcı, Hüseyin Kaleli, Saffet Sert, Abdullah Gencer gibi isimlerin katılımıyla Japon Parkı’nda sohbetli sabah kahvaltısında hatıralarımız canlandı.
Bize verilen bilgilere göre yapımında 700 ton çelik ve 1730 ayrı ebatlı cam kullanılarak Selçuklu Belediyesi tarafından inşa edilen ‘Konya Tropikal Kelebek Bahçesi’ne geldiğimizde Belediye Başkan Yardımcısı Şükrü Koyuncu karşıladı. Gezinti yolları, yapay dağ ve şelaleler, sürüngenler vitrini, kelebek ve böcek müzesi, papağanlar, kuş sesleri egzotik ve nemlendirilmiş ortamda keyif ve adrenalinle bir arada yaşamanın nasıl olduğunu da bu vesile ile görmüş olduk. Ülkemizde ilk ve Avrupa’da en büyük kelebek uçuş alanına sahip bahçede 15 türde 6000 adet kelebeğe yaşam alanı sunulması da ilginç. Sadece kelebeklerin olmadığı bahçede 98 türe ait 20.000 adet bitkilerin nektarları arasında kelebeklerin uçtuğunu gözleyebiliyorsunuz. Binlerce kelebeğin mucizevî hikâyesini mihmandarımız anlatırken yaratılışın mucizelerini de keşfetmiş oluyorsunuz. Selçuklu Belediyesi’nin diğer belediyelere örnek olacak mekânından ayrıldığımızda herkes aynı duygularla ‘Bravo’ diyordu.
Konya’da kadın bir belediye başkanı olarak başarılara imza atan Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’yu makamında ziyaret ediyoruz. İkramlar eşliğinde yaptığımız kısa sohbetten sonra öğle yemeği için ayrılan mekâna gidiyoruz. Konya denilince akla gelen ‘etli ekmek’ ve türevlerinin tadına bereketli olsun dileklerimizi de eklemeyi ihmal etmedik. Bedesten çarşısında serbest zaman olarak ayrılan vakitte farklı yerlerde dolaşıldı. TPB Genel Başkanı Nevzat Pakdil ile dolaşmaya devam edenler akşam ‘Vuslat Gecesi’nde birlikte olduğumuz Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile Ziya Özboyacı’nın ofisinde yakından sohbet etme imkânı buldular. Kapı Camii’nde eda ettiğimiz akşam namazının feyziyle birlikte iki gün boyunca fedakârca bilgilerini ve tecrübelerini bizimle paylaşan Abdüssettar Yarar’ın çay ikramına hayır diyemezdik.
Dönüş için Tren Garı’na ulaştığımızda gönüllerin şehrinin yöneticisi oradaydı. Bize el sallamak ve selametle gidin diye ardımızdan dua etme maksadıyla gelen güzel şehrin güzel şehreminine ‘Elveda’ derken yazımı gezdiğimiz gördüğümüz yerlerin manevî sahibi Hazreti Mevlâna’nın bir sözü ile noktalamak istedim. Birbirinden güzel duygularla ifade edilen hangi sözünü almalıyım diyerek Vali Muammer Erol’un bizlere hediye ettiği karteladan bir kart çıkardım: “Ham kişi olgun kimsenin halinden hiç anlamaz; öyleyse sözü kısa kesmek gerekir, vesselâm!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.